SON DAKİKA

Küresel plastik anlaşması müzakerelerinde çıkar çatışmaları

Yazının Giriş Tarihi: 12.08.2025 14:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.08.2025 14:10

2022 yılında başlayan küresel plastik anlaşması süreci üç yıl boyunca devam eden görüşmelerin ardından 2025 itibarıyla sonuçsuzlukla karşı karşıya. Cenevre’de başlayan ve 14 Ağustos Perşembe akşamı sona ermesi beklenen 184 taraf ülkenin katıldığı müzakerelerde; temel tanımlar, anlaşmanın kapsamı ve plastik üretiminin sınırlandırılması konularında çıkmaz yaşanıyor. Petrol ve petrokimya üreticisi ülkeler kısıtlamalara karşı çıkarken, birçok ülke üretimin kaynağına inen kapsamlı bir yaklaşımı savunuyor. Bu belirsizlik milyonlarca işçinin haklarını ve güvenliğini tehdit ediyor.

(Görsel: The İndependent)

Küresel Plastik Anlaşması Müzakerelerinde Kritik Dönemeç

2024 yılında Ottawa (INC-4) ve Busan’da (INC-5.1) gerçekleştirilen Küresel Plastik Anlaşması müzakereleri, plastik üretiminin sınırlandırılması ve tehlikeli kimyasalların yasaklanması konusunda temel görüş ayrılıkları nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. Petrol ve petrokimya üreticisi ülkeler, plastik üretimine getirilecek kısıtlamalara karşı çıkarken, birçok ülke ise plastik üretiminin kaynağına inen, üretim, arz ve zararlı kimyasalların kontrolünü içeren kapsamlı bir yaklaşımı savunmuştur. Taraflar, plastik üretimine doğrudan sınırlama getirilip getirilmeyeceği veya yalnızca üretim sonrası atık yönetimine odaklanılıp odaklanılmayacağı konusunda uzlaşamamıştır. Bu belirsizlik, plastik sektöründe çalışan milyonlarca işçinin hak ve güvenliğini de tehdit etmektedir.

Plastik kirliliğinin önlenmesine yönelik uluslararası müzakereler, mevcut anlaşmazlıklar nedeniyle Cenevre’de düzenlenen INC-5.2 oturumu ile devam etmektedir. Bu oturumda, plastik üretiminin sınırlandırılması, zararlı kimyasalların kontrolü ve finansman mekanizmalarının tesis edilmesi gibi kritik konularda nihai kararların alınması beklenmektedir. Ancak bu süreç, fosil yakıt ve petrokimya endüstrilerinin baskısı altında yine şekillenmektedir.

Petrokimyasal Üretimden Atık Bertarafına İşçiler

Plastik üretimi büyük oranda petrol ve doğalgaz türevlerinden elde edilen petrokimyasallara dayanmaktadır. Bu durum, fosil yakıt sektörüne olan talebi artırarak küresel iklim krizinin derinleşmesine neden olmaktadır. Fosil yakıt çıkarımı ve plastik üretim süreçlerinde ortaya çıkan kirlilik, atıkların bertaraf edildiği bölgelerde yaşayan toplulukların sağlık ve yaşam kalitesini doğrudan tehdit etmektedir. Mikroplastiklerin hava, su ve gıdalardaki yaygınlığı ile toksik kimyasallara maruz kalma nedeniyle her yıl milyonlarca işçi ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmakta, uzun vadede kronik hastalıklar ve erken ölümlerle sonuçlanan bu durum, küresel sağlık kayıtlarında yeterince yer bulmamaktadır.

The Circulate Initiative’in 2023 tarihli raporuna göre, plastik üretiminde 4 milyondan fazla işçi, atık toplama faaliyetlerinde ise yaklaşık 34 milyon kayıt dışı çalışan bulunmaktadır. Bu işçiler, özellikle düşük gelirli ülkelerde yoğunlaşmakta ve çoğunlukla sosyal koruma ve iş sağlığı önlemlerinden yoksun kırılgan grupları oluşturmaktadır. BM kararlarıyla uluslararası düzeyde tanınan atık toplayıcıların çalışma koşulları ve mesleki risklere yönelik somut yükümlülükler henüz geliştirilmemiştir.

Kâr Odaklı Üretim ve Plastik Müzakereleri

Çıkar çatışmaları ve lobi faaliyetleri, özellikle fosil yakıt endüstrisinin baskısı nedeniyle anlaşmanın etkinliğini sınırlama riski taşımaktadır. Joel Kovel’in ekolojik krizler anlayışına göre, bu krizlerin temelinde sistemik, kâr odaklı üretim anlayışı yatmaktadır. Plastik üretiminin sınırlandırılmasına karşı gösterilen direnç, bu sistemin kar odaklı doğasını gözler önüne sermektedir. Buna karşılık, Genç Plastik Eylem Ağı (YPAN) plastik kirliliğinin tüm yaşam döngüsünü kapsayan, insan hakları ve çevresel adaleti gözeten kapsamlı bir anlaşma talep etmektedir. Biyolojik çeşitlilik üzerindeki olumsuz etkilerin tanınması, güvenli alternatiflerin geliştirilmesi ve üreticilerin ürün yaşam döngüsü boyunca sorumluluk üstlenmesi yönündeki çağrılar, müzakerelerde dikkate değer bir ses oluşturmaktadır.

Uluslararası Müzakere Komitesi, 2025 yılı taslak Anlaşma üzerinde çalışmaya devam ederken, kayıt dışı çalışanlar ve atık toplayıcıların korunması ile adil geçiş kavramlarının anlaşmaya dahil edilerek güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Plastik sektöründe hem resmi hem gayri resmi alanlar için Uluslararası Çalışma Standartlarının entegre edilmesi ve sosyal diyalog mekanizmalarının güçlendirilmesi de aynı derecede önemlidir. Etkili Bir Plastik Anlaşması için Bilim İnsanları Koalisyonu üyesi Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, İklim Masası’ndaki yazısında fosil yakıt ve petrokimya endüstrisine verilen sübvansiyonların sürdüğünü ve sorumlulara yönelik yaptırımların uygulanmadığını vurgulayarak, adil geçiş için finansal bir mekanizmanın şu an için uzak bir ihtimal olduğunu ifade etmektedir.

Atık Adaleti ve Toplumsal Ekoloji

Atık adaleti, atığın yalnızca fiziksel bir sorun olmaktan öte, üretim ve tüketim süreçlerindeki toplumsal eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin de sorgulanmasını gerektirir. Fosil yakıtlardan türetilen plastiklerin yaygın kullanımı, sadece doğayı kirletmekle kalmaz; aynı zamanda küresel ekonomik sistemin adaletsiz dağılımının da bir yansımasıdır. Bu nedenle plastik kirliliği ve fosil yakıt atıkları sorununa gerçekçi ve kalıcı çözümler geliştirmek için sosyo-ekolojik döngünün karmaşık yapısını anlamak gerekmektedir. Plastik üretiminin fosil yakıt sektörüne bağlı olması, iklim krizini derinleştirirken, atıkların bertaraf edildiği bölgelerde yaşayan toplulukların sağlık ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Bookchin’in toplumsal ekoloji anlayışına göre, doğanın tahakkümü insanın insan üzerindeki tahakkümünden beslenmektedir. Cenevre’deki müzakerelerde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki gerilim, bu hiyerarşik yapının uluslararası alandaki yansımasıdır. Plastik krizinin çözümü karar alma mekanizmalarının güçlendirilmesi ve topluluk temelli çözümlerle mümkün olacaktır. Geriye dönüp bakıldığında, Plastik Anlaşması müzakerelerinden çıkarılan önemli derslerden biri, plastik sektöründe işçilerin haklarına ilişkin ilerleme sağlanmasının zorunlu olduğudur. İşçi gündeminin anlaşmaya entegre edilmesi için yerel örgütlerin ve bölgesel koalisyonların işçilerin sesini duyuracak çalışmaları sürdürmesi büyük önem taşımaktadır.

Küresel plastik anlaşması müzakerelerinde çıkar çatışmaları

12.08.2025 14:07

2022 yılında başlayan küresel plastik anlaşması süreci üç yıl boyunca devam eden görüşmelerin ardından 2025 itibarıyla sonuçsuzlukla karşı karşıya. Cenevre’de başlayan ve 14 Ağustos Perşembe akşamı sona ermesi beklenen 184 taraf ülkenin katıldığı müzakerelerde; temel tanımlar, anlaşmanın kapsamı ve

Bursa’nın kentsel su altyapısında dönüşüm süreci

04.08.2025 11:02

Kent sokaklarından geçerken yerin altını düşünmek gibi bir alışkanlığınız yoktur değil mi? Oysa biz çevre mühendisleri için durum çok farklı, bir kentin sağlığı görülmeyen altyapısında saklı.. İçme suyu şebekesi gibi sistemler, gündelik yaşamda görünmeyen ama yaşamın sürekliliği için vazgeçilmez ola

OECD-FAO Tarım Görünümü 2025-2034 Değerlendirmesi: Ekolojik Taşma Noktaları Aşılıyor

30.07.2025 12:49

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ile Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan Tarım Görünümü 2025–2034 raporunda tarım emtia fiyatlarında düşüş beklentisi, düşük gelirli ülkelerde süregelen beslenme eşitsizlikleri, hayvansal üretimin yoğunlaştırılmasına dayalı büyüme modelleri ve

Orman yangınlarının çevre ve işçi sağlığı göstergelerine etkileri

24.07.2025 12:50

2025 yılı orman yangınlarının sıklığı ve şiddeti bakımından son yılların kritik dönemlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir. NASA verilerine göre Türkiye genelinde bu yıl en az 235 orman yangını meydana gelmiş ve yaklaşık 80000 hektarlık ormanlık alan zarar görmüştür. Bu yangınların büyük kısmı İz

Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi Konferansı Toplanıyor: GWO 2025 Temel Bulguları ve Türkiye’nin Durumu

23.07.2025 11:18

Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi’nin 15. Taraflar Konferansı, 23–31 Temmuz 2025 tarihleri arasında Zimbabve’de gerçekleşecek. 1970’ten bu yana, küresel sulak alanların üçte birinden fazlası yok oldu. Üstelik bu kayıp, ormanların yok oluş hızının da üç katı. Ramsar Sözleşmesi’nin araştırmalarına göre

Kuraklık raporu: Suyun metalaştığı Türkiye’de felaketin anatomisi

17.07.2025 23:31

Türkiye 21. Yüzyıl'ın çevresel krizlerinden biri olan sukrizi ile son günlerde her zamankinden daha açık şekilde yüzleşmektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık haritaları ile bilimsel su projeksiyonları bir araya getirildiğinde, ülkenin dönemsel bir kuraklıktan ziyade yapısal ve kalıcı bir

Sosyal adalet ve halkın İklim Kanunu’na duyulan ihtiyaç

15.07.2025 00:19

Türkiye, 2 Temmuz 2025 tarihinde İklim Kanunu’nu kabul etti ve 9 Temmuz 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun, Paris Anlaşması’nın yükümlülüklerini iç hukuka taşıma ve iklimle ilgili düzenleyici çerçeveyi netleştirme amacı taşıyordu. Ancak yasanın kapsamı ve içeriği, iklim kriz

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursaport.com En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.