SON DAKİKA
Hava Durumu

Doç. Dr. Mirici: Alan Başkanlığı antropojen etkiyi nasıl yönetecek?

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Ersoy Mirici, TBMM'de yasalaşan Uludağ Alanı Hakkında Kanun Teklifi'ne ilişkin, ne olacağının öngörülmediği durumların mevcut olduğunu belirterek, göz ardı edilen antropojen etkiye dikkat çekti. 

Haber Giriş Tarihi: 20.01.2023 18:42
Haber Güncellenme Tarihi: 20.01.2023 22:09
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Doç. Dr. Mirici: Alan Başkanlığı antropojen etkiyi nasıl yönetecek?

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Ersoy Mirici, kurulması planlanan alan başkanlığıyla ilgili yasayı inceleme fırsatı bulduğunu ve Uludağ konusunda da çalışmalar yaptığını söyledi.

Alan başkanlıkları konusunda geçmiş örnekler olduğunu aktaran Mirici, "Uludağ için ve Türkiye'mizde henüz bir ekolojik örneklemi yok, bu açıdan da hani Çanakkale ayrı bir boyut, Kapadokya jeolojik olarak ayrı bir boyut ama Uludağ boyutunda henüz bir örnek yok, ilk kez deneyimlenecek anladığım kadarıyla ama tabii bizim biraz endişelerimiz var." ifadesini kullandı.

"BİZİM ENDİŞELERİMİZ VAR"

Yasal prosedürlerin zorlayıcı olabildiği yerde bu sistemlerin kullanıldığını belirten Mirici, "Bizim biraz endişelerimiz var; peyzaj mimarlığı, mesleki açıdan. Uludağ ciddi bir ekosistem hizmeti gören bir alan. 1931 yılında Fatintepe'de kayak merkezi kuruluyor ve 1961'de milli park ilan ediliyor yani Türkiye'de de ilk defa korunan bir dağ statüsünde. O zamandan bu yana hala bir kimlik ikilemi yaşayan çok zor bir alan, eşsiz özgün bir değeri var. Çünkü hem kültürel değer var, oteller gibi insan kullanımı olan diğer bir alanda ekolojik bir boyut var. Çünkü Bursa'ya hizmet eden bir su mekanizmasının başladığı bir nokta diyebiliriz." diye konuştu.

Otel alanlarının yayılım göstermesi gibi konuların kendileri için soru işaretleri barındırdığını anlatan Mirici, ne olacağını öngöremediklerini dile getirdi.

"ANTROPOJEN ETKİYİ ALAN BAŞKANLIĞI NASIL YÖNETECEK"

Mirici, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O alanlarda artacak bir antropojen etki oradaki ısı adasını artıracak. Bursa ölçeğine bakarsanız; Bursa çok geniş bir yüz ölçümüne sahip ama bunun yüzde 1-2'si kentsel alan. Ama o kadar antropojen ve karbon emisyonu yayıyor ki bütün Bursa ekosistemini etkiliyor. Dolayısıyla 'Bu alan küçük, bu alanda biz küçük bir alanı alan başkanlığı yapacağız' gibi söylemler çok iç rahatlatıcı olmuyor maalesef. Yani oradaki antropojen etkiyi alan başkanlığı nasıl yönetecek; en önemli mekanizması bu. Önce oradaki temel felsefe gerçekten burayı doğa anlamında korumalı mıyız, korumamalı mıyız? Ya da buradan bir ekonomik beklenti var mı, yok mu? Dolayısıyla böyle kendimize hemen bunları sorgulamadan alıp uygulamak yerine Uludağ'daki kimlik çatışmasının bitirilmesi ve alana artık gerçekten bir yaklaşım sunulması çok önemli."

"YABAN HAYATI ARAŞTIRMACILARI YER ALMALI"

Doç. Dr. Merve Ersoy Mirici, milli parkın tüm sorumluluğunun yasayla Alan Başkanlığına devredildiğini belirtti.

Yasada, arsa boyutlarının artırılmayacağının hükme bağlandığını anlatan Mirici, "Her gün Uludağ'a bakan bir araştırmacı olarak da sık sık gitme şansına sahibiz. Özellikle bu bölgelerde maalesef ki bunu üzülerek söylüyorum; otellerin festivalleri, konserleri... Bu alanlar çok yoğun bir talebe maruz kalıyor bazen." ifadesini kullandı.

Yaptıkları araştırmalar bağlamında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün alanı başarılı yönettiğini gördüklerini aktaran Mirici, geçmişteki ve güncel haritaları karşılaştırarak bunu elde ettiklerin anlattı.

Peyzaj alanının bu anlamda Uludağ için gerekli olduğu görüşünü savunan Mirici, şunları kaydetti:

"Amerika'ya baktığımızda ve milli parkın atası olarak gördüğümüz yere baktığımızda ilk buraları peyzaj mimarlarının planladığı, tasarladığı ve kullanıma açtığı bir yönetim biçimini görüyoruz ve en çok istihdam da milli parklarda peyzaj mimarları yer alıyor. Alan yönetiminde özellikle doğa bilimlerini içeren peyzaj mimarlarının yer alması, yaban hayatı çalışan araştırmacıların yer alması, ekosistem ekolojisi çalışanlarının yer alması, orman mühendislerinin yer alması mutlaka gerekiyor. Çok temel bir anlamda 'Arsalar genişletilmeyecektir' diye bir cümle geçiyor ama geri kalan her şey muallak. Birinci ve ikinci gelişim bölgelerinin toplamı yaklaşık 120 hektar civarında ama Alan Başkanlığına baktığınızda bu 2 bin hektara çıkıyor. Oradan anlıyoruz ki alan aslında genişlemeye müsait bir durumda."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.