Şadi Özdemir: Artık o kadar cesur değilim!

Bugün Türkiye’de muhalif bir partiden belediye başkanı olmak ateşten gömlek giymekten farksız. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın il il gezerek bizzat kendisinin yarıştığı ve “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diyerek adeta ölüm-kalım savaşına çevirdiği yerel seçimlerin üzerinden bir yıl geçti.

İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirler ile birlikte Bursa başta olmak üzere AK Parti’nin kalesi sayılan bazı büyük şehirleri de alan CHP’nin birinci parti olması Erdoğan’ın canını epey sıktı. Bu moral bozukluğu ile başta yargı olmak üzere devletin tüm kurumlarını harekete geçirerek muhalif partilerin kazandığı belediyeleri kıskaca alan Erdoğan, bu belediyeleri kendi deyimi ile “silkeliyor”.

Bu silkeleme kimi zaman bir kayyım ataması, kimi zaman görevden alma, kimi zaman SGK borçlarının İller Bankası paylarından kesilmesi, kimi zaman da kredi imkanlarının kısılması şeklinde ortaya çıkıyor.

İşte bu ahval ve şerait içinde bir yılı geride bıraktı CHP’li belediyeler. Bursa’da Büyükşehir ile birlikte 7 belediyeyi yöneten CHP’li başkanlar görevde geçen bir yılın icraat raporlarını kamuoyu ile paylaşmaya başladılar.

Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem

2019 Seçimleri’nde Mustafakemalpaşa Belediye Başkanlığı seçimini kılpayı kazanamayan Şükrü Erdem icraat raporunu ilk açıklayan CHP’li başkan oldu. Görevi AK Partili Mehmet Kanar’dan devralan Erdem, bir yılını basın toplantısı ile değerlendirmek yerine 7 Nisan’daki Belediye Meclis Toplantısı öncesi bir video ile kamuoyuna sunmayı tercih etti.

Belediyeyi ciddi bir borç yükü ile teslim alan ve bunu astığı pankart ile duyuran Şükrü Erdem anlaşılan en küçük masrafları bile kısma gereği duyuyor ki basın toplantısı düzenlememiş.

“Daha yeni başlıyoruz, hizmet yolunda tüm zorlukları aşacağız” diyen Erdem, belediyenin esnafa ve müteahhitlik hizmetlerine olan 100 milyon TL üzerindeki borcunun geçen bir yılda ödendiğini, vergi borçlarının sıfırlandığını ve SGK borçlarını ise Mayıs ya da Haziran ayında sıfırlamayı hedeflediklerini açıkladı.

Mustafakemalpaşa Belediyesi borçları öderken, Büyükşehir Belediyesi’nin de desteği ile başta tarımsal olmak üzere bazı yatırımları hayata geçiriyor.

Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç

Deniz Dalgıç'ın basın toplantısı

Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem’den bir gün sonra Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Başka 1 Mudanya: Yeni Bir Bakış, Yeni Bir Anlayış” başlıklı basın toplantısı ile görevdeki bir yılını değerlendirdi.

Montania Otel’deki toplantıya iyi hazırlandığı anlaşılan Deniz Dalgıç konuşmasında önceki CHP’li başkan Hayri Türkyılmaz’a isim vermeden göndermede bulundu. Özellikle Hayri Türkyılmaz döneminde başlatılan Kitap Fuarı’na ilişkin eleştirileri dikkat çekti. Aday belirleme ve seçim kampanyası sürecinde iki isim arasında yaşanan gerilimin izleri bu toplantıda da ifadelere yansıdı.

Mudanya’yı 10 yıl yöneten Hayri Türkyılmaz AK Partili Büyükşehir ile kavgalı olmasına rağmen önemli işler yaptı yapmasına ancak adaylık sürecinde Deniz Dalgıç’a karşı takındığı tavır hoş olmadı. Deniz Dalgıç’ın da sanki sıfırdan bir belediye devralmış gibi Türkyılmaz dönemini gözardı etmesi benzer şekilde tasvip edilecek bir durum değil.

Hayri Türkyılmaz, AK Parti’den ağır bir borç yükü ile devraldığı Mudanya’da “Barışın ve kardeşliğin kenti” sloganıyla önemli işler yaptı. Rant konusunda duyarlı davranan Türkyılmaz, kendi döneminde zeytinlik alanları imara açtırmadı. Dalgıç'ı da bekleyen önemli görevlerden biri bu olmalı.

Mudanya’yı bekleyen deprem tehlikesi

Deniz Dalgıç’ın bir yıl içinde yaptığı en önemli iş binalara yönelik deprem incelemesi oldu. Marmara’nın beklediği büyük depremin en çok etkileyeceği yerlerden birisi de Mudanya olacak. Başkan Dalgıç, 82 bin nüfusun yaşadığı 11 mahallede 8 bin 217 yapı, 54 bin 882 bağımsız birimin incelemesini tamamladığını, toplam yapının yüzde 60’nın depreme dayanıksız olduğunun saptandığını paylaştı. Bu tesbit Mudanya’yı bekleyen büyük felaketi göstermesi açısından çarpıcı.

Her zaman söylerim, Mudanya’ya başkan seçilen kişinin yapacağı en önemli icraat ilçeyi yeni imar alanları ile büyütmemek, herhangi bir sanayi tesisine izin vermemek var olanı koruyup daha iyi hale getirmek olmalı. Kültür ve sanatın konuşulması gereken ilçede çalmaya, çırpmaya, ranta, talana izin verilmesin yeter.

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir

Özdemir: Artık o kadar cesur değilim!

Bursa’da dikkatlerin toplandığı ilçe belediyelerinin başında Nilüfer gelir. Bursa’nın gözde ilçelerinden olan Nilüfer Recep Altepe’nin Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde alınan 0.5 emsal kararının neden olduğu bir kabus yaşıyor. Her ne kadar bu karar Büyükşehir’den çıkmış olsa da ilçe belediyesinin imar uygulamalarıyla ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Eğer bu aşamada frene basıp gerekli önlemler alınmazsa Bursa’nın gözde ilçesi hormonlu bir büyüme yüzünden gözden düşmeye aday duruyor.

İşte bu tartışmaların ortasında, geçen yıl Belediye Başkanı seçilen Şadi Özdemir, önceki akşam NOSAB Gastro Sanayi’de geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenledi. Sinevizyondan yapılan sunumun basın toplantısına ilişkin bölümüne gelindiğinde salona giren ve sahneye çıkarak bir yılını anlatan Şadi Özdemir’in ilk yılı sancılı geçti. Personel maşlarının ödenmesinde zaman zaman yaşanan krize rant kavgasının neden olduğu ölüm tehditleri eklendi, kimi zaman belediye girişine polis ekibi gelerek önlem aldı.

Gazetecilerin sorularını yanıtlarken hormonlu inşaatlarla ilgili sorunların henüz çözülemediğini söyledi Şadi Özdemir. Göreve gelirken çözeceğini söylediğini ancak İstanbul’da yaşanan olaylardan sonra cesaretinin azaldığını ifade etti.

Oysa Başkan Şadi Özdemir göreve geldiğinde "Nilüfer'de adeta obez yapılaşmanın getirdiği büyük sorunlar var. Yeşil alan, sosyal donatı azaltılmış. Yaşam standardını düşüren bir yapılaşma stoğu oluşmuş durumda. Bunları yapmaya çalışan, yapanlar da kamuya bunun bedelini ödeyecek" şeklinde özetlenen bir formülle çözüm aranacaktı fakat işlerin hiç de öyle kolay olmadığını görmüş ki, cesaretinin kırıldığını söyledi.

Bu konuda belediyenin, mimarlık bürosunun, yapı denetimcinin, aracının müteahhitin ve arsa sahibinin hatalı olduğunu, hatası olmayan tek kişinin ise belediyenin ruhsatına güvenerek daire satın alan vatandaşın olduğunu ifade etti.

İlçedeki asansör denetimlerinin CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylediği üzere neden MMO’ya değil de özel bir firmaya verildiğine ilişkin soruya, "MMO konusu aslında bence biraz abartılan tartışma. Hayata bakışınızla da alakalı biraz. Mesela Elektrik Mühendisleri Odası lisans almadı bu konuda, ben elektrik mühendisleriyle, kendi üyelerimle rekabet mi edeceğim dedi. Burada ben yeni bir şey vermedim. Zaten var olan bir işletme var. Orada da mühendisler var. Ortağı da makina mühendisi. Onlarla devam ettik. Burada biz bir fiyat da belirlemiyoruz. Bence MMO üyeleriyle rekabet eden pozisyonda olmamalı." diye yanıt verdi.

Özdemir’in bu açıklaması kendi içinde mantıklı gibi görünse de konuya kamusal yarar açısından bakınca durum değişiyor. Bu konuya ilişkin eleştiriler ise daha çok bazı CHP’li belediyelerin Özgür Özel’in, konunun üzerinde özellikle durmasına karşın bunu dikkate almamalarıyla ilgili.

Medyada zaman zaman gündeme gelen Aydın'da hakkında devam davaya da değinen Şadi Özdemir, bu konuda da şunları söyledi:

"Belediye başkanı değilken yapmış olduğumuz bir alışverişle ilgili bir dava var. Aslında Özlem Çerçioğlu (Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı) üzerinden yürüyen çok sayıda dava var onlardan biri. Burada asıl amaç dava değil. Şu anda belediye başkanlığı yapan Türkiye'deki birçok kişi hakkında yüzlerce dava var benim bir tane davam var.

Orada 900 bin lira civarında yaptığımız bir ticaret var ama arkadaşlar yazıyor diyor ki 3 milyon rüşvet verilmiş. Ticaret 900 bin lira, 3 milyon rüşvet verilir mi böyle bir şeyde! Bu dava normal şekilde sürerse 7 yıl kadar sürebilecek bir dava."

Özdemir, konuşmasını, “Eleştiri eğer kasıtlı veya bel altı vurma değilse bir armağandır. Ya yanlış yapıyorum ya da yanlış anlaşılıyorum. Her iki durumda da yanıt verme hakkımı kullanmak için bana fırsat tanınıyor. Eleştiri geliştirir. Bundan güzel bir şey olur mu?” sözleriyle bitirdi.