SON DAKİKA
Hava Durumu

O yazıyı yayınladım, çünkü...

Yazının Giriş Tarihi: 21.03.2012 10:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.03.2012 10:54

Özcan Yazıcı ile özgün ve özgür bir yayıncılık anlayışı, hakaret, aşağılama ve şiddet içermeyen, kişilik haklarını ihlal etmeyen haber ve yorumların özgürce yer alacağı bir platform olarak hayata geçirdiğimiz Bursaport geçen zamanda bunu ispat etti.

İnternet gazeteciliğinde Bursa medyasında haklı bir yere oturan Bursaport, mesleğin kurallarını, halkın haber alma hakkını gözeterek yoluna devam ediyor.

Bunlara rağmen bazı haberlerde birkaç yerden teyit almadan haber kaynaklarının bizi yanıltması sonucu yanlışa düştüğümüz de oldu, ancak öyle durumlarda özür dilemekten de çekinmedik, Özcan Yazıcı'nın dediği gibi yüzümüz de kızardı.

Kimi haberlerin değerlendirmesinde Özcan'la zaman zaman ayrı düştük, ama tartışarak makul olanı bulduk ya da birimiz diğerini ikna etti. Bir yayın organının mutfağında bunların yaşanması da orada tek seslilik değil zenginlik olduğunu gösterir. Tek ses olunması gereken gazeteciliğin evrensel ilkeleridir.

Özcan'la en son ayrı düştüğümüz konu Suat Şenocak'ın kaleme aldığı "Ey Bursa Hakimiyet! Bu kaçıncı değişim" başlıklı yazısı oldu.

Özcan Yazıcı'nın, Şenocak'ın yazısının yayınlanmasının ardından, "Ben olsam bu yazıyı yayınlamazdım!" diyerek kaleme aldığı satırlardan sonra benim de bazı şeyleri ve düşüncelerimi paylaşmam farz oldu.

Başta belirttiğim gibi, "hakaret, aşağılayıcı ifadeler ve şiddet" içermeyen kişileri hedef göstermeyen haber yazı ve yorumlar Bursaport'ta okuyucu ile buluşur. Bu konuda yazarlarımızın özgürlük alanı geniştir, okuyuculardan gelen olumlu tepkiler de bunun önemli bir göstergesidir.

Bursaport, Bursa medyasında kırmızı çizgi haline gelmiş bazı anlayışların da terkedilmesine öncülük etti geçen süre zarfında. "Terzi söküğünü dikemez" misali daha önce yer verilmeyen, medya organlarındaki işten çıkarma, değişim ve yeniden yapılanmaları, kamuoyuna duyurdu. Bunların fısıltı ve dedikodu olarak kalmamasının yolunu açtı.

Bursaport'un öncülük ettiği bu haberler Bursa'da önemli bir yere gelen internet medyasında da yankı buldu. İnternet gazeteleri Bursa medyasında yaşanan gelişmeleri okuyucularına duyurdu ancak geleneksel yazılı medyada bu konular hala tabu olmaya devam ediyor.

Buradan Suat Şenocak'ın yazısına gelirsek...

Şenocak'ın yazısı belli yerlerinde bir kızgınlık, kişisel kırgınlık içeriyor evet.. Ama bir bütün olarak bakıldığında Bursa medyasının, özelde de Bursa Hakimiyet'in sürecini analiz ediyor ve son değişimi yorumluyor.

Mesleğe yıllarını vermiş bir gazetecinin kızgınlık ifadeleri taşısa bile yaşadığı kentin köklü bir gazetesine yönelik eleştiri ve bazı değerlendirmelerde bulunması ve bunun kamuoyu ile paylaşılmasından daha doğal ne olabilir.

Bursa medyasını, yeni yapılanmaları, doğru olanları, yanlış gördüklerimizi biz gazeteciler konuşmazsak kim konuşacak?

Bence konuşulmalı ve Bursa medyası tek seslilikten birbirinin aynısı olmaktan da kurtulmalı.

Evet Suat Şenocak uzun yıllardır Bursa medyasında çalışmıyor, kimse onun kapısını çalmadığı için kızdığı yöneticiler de olabilir.

Ancak Bursa basınına emek vermiş biri olarak, hakaret, aşağılama, şiddet ögeleri içermediği sürece köşesinden kızgınlığını eleştirel sınırlar içinde ifade edebilme hakkı var diye düşünüyorum.

Suat Şenocak'ın kızgınlık ifadeleri taşıyan eleştirileri kadar Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Burak Özgün ile Olay Medya'nın açıklama ve görüşlerine de açıktır Bursaport. 

Özcan Yazıcı, "her köşe aslında bir boyutuyla kamuya aittir" demiş. Evet haklı, gazeteci kamu adına eleştiri ve yorum yapar. Her ne kadar kızgınlıkla kaleme alınmış gibi görünse de öz olarak genel bir eleştiri yazısı bu.

Bu arada Suat'ın Bursa Hakimiyet'teki değişin süreçlerine ilişkin tesbit ve eleştirilerine katıldığımı belirtmeliyim. Olay Gazetesi'nin yayın hayatına başladığı 1987 yılından bu yana Bursa basınında emek veren biri olarak Bursa Hakimiyet'in Olay'a ciddi bir rakip olmayı başaramamış olması hep düşündürmüştür.

Bunun nedenleri ayrı bir değerlendirme konusu bunu da en iyi gazeteciler irdeleyecektir.

Tekrar Şenocak'ın yazısına gelirsek...

Suat Şenocak'ın sadece medyaya ilişkin değil, başka yazılarında da benzer bir üsluba rastlarsınız.

Suat Şenocak'ın ifade ediş tarzı, yazı üslubu bu. Her yazarın kendine has bir üslubunun olması doğaldır.

İşte bu nedenlerle gelebilecek tepkileri de göze alarak yazıyı Bursaport'ta yayınladım.

Basın meslek ilkelerine bağlı kalındığı ve hukuksal sorun teşkil edecek ifadeler olmadığı sürece, yazıya ilişkin yorumu okuyucu ve meslektaşlarımızın vicdanına bırakarak..

Masaya yumruk vurma konusuna gelince!...
Özcan konuyu mübalağa etmiş, bir şeyi savunurken tavrım şiddet içermez!

Bir de "patron gazetesi olamadık" demiş esprili bir üslupla, Bursaport'un durumunu özetlerken.

İşin iyi tarafı da bu zaten.

Patron gazetesi olmamak...

Patron gazetesi olsaydık şu açık tartışmayı bile yapamazdık sanırım. İşte özgürlük ve özgünlüğümüz buradan geliyor.

Ben de, üç yazıyı okuma sabrı gösterirseniz Suat Şenocak'ın yazısına ilişkin sürecin takdirini size bırakıyorum.

twitter.com/zaferopsar
 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.