SON DAKİKA
Hava Durumu

İlahi Binali Bey !

Yazının Giriş Tarihi: 22.08.2014 04:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.08.2014 04:21

Şaşırmadığımız gibi tepki de vermiyoruz, sandıkta bir bedeli de olmuyor. Siyasette, yalan, pişkinlik, karşısındakileri salak yerine koyan o kadar çok örnek var ki say say bitmez...

İktidar muhibbi, Erdoğan kültü yaratan gazetecilerin sabah akşam ekranlardan, gazete sayfalarından, internet sitelerinden güzelleme yaptıkları 'yeni Türkiye' bu olsa gerek.

'Anayasa'nın, yasaların, yönetmeliklerin, kanun hükmünde kararnamalerin, Meclis İç Tüzüğünün' kural kaide ne varsa tek kişinin keyfine göre uygulandığı bir 'yeni Türkiye' burası artık...

Geçenlerde bu konuda çok ilginç bir yaklaşımda bulundu twitter takipçlerimden biri. "Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucu kesinleşmesine rağmen neden hala Resmi Gazete'de yayınlanmıyor?" diye attığım tweete gelen yanıt; "Halk seçmiş, tercihini yapmış, Resmi Gazete'de yayınlansa ne olur, yayınlanmasa ne olur..." şeklindeydi.

Bu sözler aslında "yeni Türkiye"nin ne olduğunu, bundan sonra ne olacağını fazla söze gerek bırakmadan özetliyor.

Konu "yeni Türkiye"den açılınca sadede gelemedim. Konu, Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım'ın çıkış yapacakmış gibi yapıp, çıkışla karşılaştığı durum !

Adı, Erdoğan'dan sonra AKP Genel Başkanlığı için geçen isimlerden biri olan Binali Yıldırım, yeni Cumhurbaşkanı seçilen, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yeni Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu (aday demeye gerek yok sanırım) açıkladığı toplantıya katılmadı. Katılmadığı gibi bir de ertesi gün saat 11.00'de Meclis'te basın toplantısı düzenleyeceğini duyurdu.

Hal böyle iken sade vatandaştan gazetecisine kadar ne düşünürsünüz? Acaba ne diyecek, "Ben Davutoğlu'ndan daha iyi Genel Başkan ve Başbakan olurdum, bu benim hakkımdı, kırıldım, kongrede ben de adayım" mı diyecek, yoksa, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar gibi bir çıkış yaparak Tayyip Erdoğan'ı eleştirip istifa edeceğini mi söyleyecek?

İlk akla gelenler bu ve benzer şeyler olur değil mi?

Heralde Bakanlık dönemindeki icraatlarını anlatacağı ya da katılmadığı toplantının ardından Erdoğan ve Davutoğlu'na övgüler düzeceği bir basın toplantısı akla gelmezdi.

Tüm haberciler heyecanla basın toplantısını beklerken Binali Yıldırım söze, "Dün bu basın toplantısı kararını duyurduğum andan itibaren, yoğunlaşılan şey Binali Yıldırım ne diyecek, aykırı bir çıkış mı yapacak gibi bir takım spekülasyonları maalesef izledim" dedi.

Ne güzel değil mi ! 'Ben size basın toplantısı yapacağım dedim, yorum ve spekülasyon yapın demedim' kıvamında bir girizgah !

Ya ne olacaktı Binali Bey, ne düşünmemizi bekliyordunuz?

Binali Yıldırım, bu girişten sonra Ahmet Davutoğlu'na başarı diledi ve ''AK Parti 'nin bir neferi olarak partimle her zaman iftihar ettim. Biz de liderlik kavgası olmaz'' dedi.

İlahi Binali Bey, bunları söylemek için basın toplantısı zahmetine katlanmanıza gerek yoktu ki. Biz zaten biliyoruz sizin partinizle iftihar ettiğinizi, liderlik kavgası vermeyeceğinizi, Davutoğlu'na başarılar dileyeceğinizi, paralel yapıyla iyi mücadele ettiğinizi, çözüm sürecini sahiplendiğinizi...

Belli ki gece boyunca birşeyler olmuş ve Erdoğan Bayraktar benzeri bir durum yaşanmaması için önlemler alınmış!

Türkiye'de ileri demokrasinin mimarı(!) AKP'de bunlar yaşanırken aklıma ister istemez Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası CHP'de yaşanan tartışmalar geldi.

Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın hala 'cehape zihniyeti' ifadeleriyle yüklendiği CHP'de ne oldu seçim sonrasında?

Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan beraberinde bir grup milletvekili ile çıktı seçimde alınan sonuç nedeniyle Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nu ve partinin izlediği politikaları sert ifadelerle eleştirdi, Kılıçdaroğlu'na 'koltuğu bırak' diyerek istifa ve kurultay çağrısı yaptı.

Tarhan'ı, Yalova Milletvekili Muharrem İnce izledi. O da çıktı Kılıçdaroğlu'nu kıyasıya eleştirdikten sonra kurultay çağrısı yaptı, ardından da Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı.

CHP'de benzer eleştiri ve çıkışlar sürdü, sürmeye de devam ediyor.

Bu çıkışlar karşısında Kılıçdaroğlu ne yaptı?

Emine Ülker Tarhan için, "CHP'ye ben çağırdım, milletvekili seçtirdim, pişmanım", "Bulsunlar yeterli imzayı toplasınlar kurultayı çıksınlar karşıma" gibi meydan okuyan tepkiler verdi. Ama baktı ki, bunlar çözüm olmayan hoş şeyler değil, kurultayı toplamaya karar verdi.

CHP'nin izlediği bazı politikaları eleştirebiliriz, eleştiriyoruz da. Ama parti içi demokrasi konusunda aynı eleştirileri yapmak zor. Bugün CHP ve HDP ile soldaki bazı partiler dışında parti içi demokrasinin işlediğini söyleyemiyoruz maalesef.

CHP'de parti içi demokrasi öyle bir noktada ki bunun kötüye kullanılarak dedikoduya, demokratik yarış yerine birbirinin altını oymaya, gereksiz iç kavgalara dönüştürüldüğünü ve bir türlü iktidar olunamadığını anlattığım "CHP'de eksik olan 'biat kültürü'!" başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

Atalarımızın dediği gibi yiğidi öldür ama hakkını ver...

twitter.com@/zaferopsar

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.