SON DAKİKA
Hava Durumu

Bunlar halkı cezalandırmak değil mi?

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2025 02:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2025 11:14

Hemen hergün CHP’li belediyelere yönelik yeni bir yolsuzluk operasyonu, ardından tutuklama ve görevden alma ile güne başlıyoruz. Serbest adil bir seçimde kaybedeceği belli olan Ak Parti iktidarı, muhalefetin en büyük partisi CHP’yi toplum gözünde, “tüm yolsuzlukların, kötülüklerin anası” olarak göstererek algı oluşturmaya çalışıyor.

Eğer gerçekten amaç bağımsız bir yargının yolsuzluklarla mücadelesi olsa benzer operasyonların AK Partili belediyelere de yapılması gerekir. O belediyelerle ilgili de yıllardır birçok iddia ve yapılmış suç duyuruları bulunmasına rağmen ne bir gözaltı ne tutuklama ne görevden alma işlemi var. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun göreve geldikten sonra kendilerinden önceki döneme ilişkin yaptıkları incelemelerin dosyaları öylece duruyor.

Ortada bir yolsuzlukla mücadele değil, siyasetin yargı eliyle dizayn edilmesi var, CHP siyaset ve muhalefet yapamaz hale getirilmek isteniyor. Asıl hedef CHP’li belediyeler üzerinden Cumhuriyet’tir, yapılmak istenen anayasa değişikliği ile 2018’de Türkiye’ye giydirilen ucube başkanlık rejiminin kalıcı hale getirilmesi amaçlanıyor. Türkiye’nin emperyalizmin BOP planları doğrultusunda Batı hedeflerinden koparılarak Ortadoğululaştırılması amaçlanıyor. Bunu da Lübnan benzeri etnik ve dinsel tanımların olduğu bir anayasa ile hayata geçirmek istiyorlar. PKK lideri Öcalan üzerinden yürütülen süreçte bunun önemli bir ayağını oluşturuyor.

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski şoförü AK Parti eski Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı'nın, Cumhuriyet Savcılarının hiçbir şey yapmadığı, "Kadim bir geçmişe sahip aziz millet ve büyük devlet, kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden, yeni, terörsüz ve büyük devlet yolunda ilerleyemez" paylaşımı ile bir takipçisinin tepkisine Atatürk'ü hedef alarak verdiği, “Seninki sadece Dersim'de 50.000 bebe, yaşlı, kadın Alevi katletti…" yanıt dikkat çekici.

Ahmet Hamdi Çamlı'nın bu çıkışı ile ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın söylediği “Osmanlı İmparatorluğu’ndaki millet sistemi farklı grupların merkezi sistemdeki varlıklarını yüzlerce yıl sürdürmelerine imkân verdi” diyerek Atatürk Cumhuriyeti'ni hedef almasını birlikte düşününce fotoğraf daha net görünüyor.

Eğer güçlü demokratik bir halk muhalefeti ve siyasi örgütlülük-önderlik ile bu gidişat durdurulamaz, hukuku, demokrasiyi, laik Cumhuriyet'i kurtaramazsak hepimize geçmiş olsun.

İşte bu ahval ve şerait içinde, “sıra onda, ha bugün ha yarın” denilen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey Haziran ayı olağan toplantısında bu soruya da yanıt verdi.

Bozbey bu iddialar konusunda şunları söyledi:

"Nilüfer'de görev yaptığım 20 sene boyunca aşağı yukarı 15-16 sene bunu duyduk. Bozbey bu hafta alınacak, önümüzdeki hafta alınacak ya da işte bir ay sonra bunlar gelecek, müfettiş gelecek, bunlar olacak...

Biz işimizi doğru yaptığımız, hiç kimseyi ötekileştirmediğimiz, insanlara yasalara uygun hizmet ettiğimiz sürece Allah aşkına bize kim, ne desin? Neticede biz toplumun tüm kesimlerine hizmet eden bir anlayış ortaya koyuyoruz. Böyle bir şey olacağını düşünmüyorum, ihtimal de vermiyorum.

Bursa artık bir bütündür. Yıllar sonra ilk defa bizim göreve gelmemizle Bursa'da sen-ben olayı her konuda kalkmıştır. Örneğin Bursaspor konusunda, örneğin bazı önemli konularda... Bazı konuları paylaşsam inanamazsınız sizler nasıl geldiniz bir araya diye. Kim Bursa'ya önemli bir proje getirmişse yanındayız.”

Basın toplantısında birçok konuya değinen Bozbey, özellikle BUSKİ’de yaşanan bütçe açığına, dövize endeksli borçların neden olduğu yüzde 64’lük artışa dikkat çekti. BUSKİ'nin Aralık 2024'te 15 milyar 733 milyon olan borcu Mayıs 2025 itibarıyla 19 milyar 364 milyon liraya çıkmış. Aynı periyotta Büyükşehir'in borcu ise 11 milyar 575 milyondan 10 milyar 359 milyona inerek yani yüzde 20 oranında azalmış.

Orman yangınlarının ciğerlerimizi de yaktığını belirten Bozbey, ormanlara sıçrayan anız yakma işine son verilmesini, bunun için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi. Büyükşehir İtfaiyesi’nin her 10 dakikada bir ihbar aldığını belirtti.

İktidar CHP’li belediyelere yönelik operasyonları sürdürürken bir yandan da göreve devam eden CHP’li belediyelere adeta düşman hukuku uyguluyor. Sanki bu belediyeler Türkiye’de değil de başka bir halka hizmet ediyormuş gibi merkezi yönetimin yetki ve imkanlarını bir silah olarak kullanıyor. Bunların başında da Vakıflar geliyor.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün tarihi belediye binasının yanı sıra Büyükşehir'e ait çok sayıda taşınmaza el koymaya çalışması büyük tepki çekmişti. Bozbey basın toplantısında, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün şimdi de Balibey Han'a el koymaya çalıştığını söyledi.

Çok ilginç, Büyükşehir'e 22 sene sonra Ak Partili dönemde ihmal edilen belge eksikliği gerekçe gösterilip Balibey Hanı’ın 90 gün içinde boşaltılması istenmiş. Tıpkı İstanbul’da Galata Kulesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınması gibi.

Nedeni basit. Çünkü 31 Mart 2024'te İstanbul ve Bursa’da seçimi CHP kazandı.

23 yılı bulan AK Parti iktidarında öyle ilginç şeyler yaşandı ki, “yok o kadar olmaz” dediğimiz şeylerin olduğuna tanık olduk, olmaya da devam ediyoruz.

Bu yapılanlar halkı, AK Parti’yi değil de CHP’yi tercih ettiği için cezalandırmaktan başka bir anlama gelmiyor.

Ama toplum herşeyin farkında ve sandık önüne geldiğinde gereğini yapacağı günü bekliyor.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.