SON DAKİKA
Hava Durumu

Biz de ne cahilmişiz!

Yazının Giriş Tarihi: 07.02.2015 08:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.02.2015 08:23

Turgut Özal, Kenan Evren'den sonra seçildiği Çankaya'da sıklıkla başkanlık sistemini dillendirdi, bu sistemin Türkiye için ne kadar yararlı olacağını anlattı ancak ANAP üzerinde gücü azaldığı, parlamentodaki diğer partiler de başkanlık sistemine sıcak bakmadığı için arkasını getiremedi.

Özal'ın, bu isteğini gerçekleştiremeyeceğini anlayınca yeniden gücü elinde toplamak amacıyla ANAP'ın başına geçmek için Çankaya'dan ineceği bile iddia edildi ancak ölümüyle o da gerçekleşmedi.

Özal'dan sonra yerine seçilen Süleyman Demirel de başkanlık sistemini epey konuştu ancak onun da bunu hayata geçirebilecek bir gücü yoktu. Hem DYP, hem de diğer partilerden bu konuda bir destek göremeyince Çankaya'dan inmek gibi bir arayışa da girmedi anayasal sınırlar içindeki görevini tamamladı.

Sonraki cumhurbaşkanları Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül ise başkanlık sistemini hiç gündeme getirmediler. Üstelik Gül, genel başkanlık ve başbakanlıktan gelmesine rağmen zaman zaman parlamenter sistemin önemine vurgu yaptı.

Abdullah Gül'den sonra Köşk'e çıkan, pardon 'Saray'a geçen Tayyip Erdoğan şu ana kadar başkanlık sistemini en çok arzulayan lider oldu. Oylarını artırarak kazandığı seçimler ve önemli bir kitleyi konsolide ediyor olması Erdoğan'ı bu konuda daha da cesaretlendiriyor. Bu isteğini de sıklıkla salon toplantılarında ve meydanlarda dile getiriyor.

Bursa'da dün, başkanlık sisteminin Türkiye için ne kadar gerekli olduğunu üzerine basa basa vurgularken, referanduma gerek duyulmadan yapılabilecek anayasa değişikliği için gereken 367 çıtasının da üzerine çıktı ve halktan 400 milletvekili istedi.

Hangi partiye istedi bu kadar milletvekilini? Tabi ki, CHP, MHP ya da HDP'ye değil...

Öyle az buz değil, 550 sandalyeli Meclis'te 400 sandalye... Geriye kalan 150 sandalyeyi de diğer partiler aralarında kardeş payı yapsın artık!

Erdoğan başkanlık sistemini öyle bir anlatıyor ki sanırsınız Türkiye çok şey kaybetmiş. Türkiye'nin uçacağını söylüyor, bizi kimse tutamaz diyor.

İyi de, 12 yıldır ülkeyi uçurduğunuzu söyleyen de siz değil misiniz? Daha ne kadar uçacağız? O kadar çok uçtuk ki, kanatlarımız yorgun düştü uçmaktan!

Parlamenter sistemde ne yapmak istediniz de yapamadınız? Onca torba yasayı çıkarırken, bir gecede komisyonlardan tekme tokat 4+4+4 yasasını geçirirken kim engel olabildi size?

Madem başkanlık bu kadar mucize bir sistem neden 12 yıldır gündeme getirmediniz? Neden Abdullah Gül'den esirgediniz? Onun da hakkı değil miydi başkanlık? Madem başkanlık uçuruyor, o da uçururdu...

Bu sistem madem bulunmaz bir cevher neden parti programında, seçim beyannamenizde buna yer vermediniz, neden parlamenter demokratik sisteme vurgu yaptınız?

Ne desek boş aslında...

Siz AKP Genel Başkanı ve Başbakan iken elinizde tuttuğunuz gücü, kontrol mekanizmasını başkan olarak da tutmak istiyor, parlamentoya, devletin tüm kurumlarına tam hakim olmak istiyorsunuz.

Hatta bunu yaparken 'bu kuvvetler ayrılığı var ya' diye şikayet ettiğiniz sistemin yargı ayağını görmek bile istemiyorsunuz.

Demokrasilerdeki kuvvetler ayrılığını çok başlılık olarak gören Erdoğan, "Diyorlar ki 'Başkanlık sisteminde denetim mekanizması yok'. Bunlar gerçekten dört dörtlük cahil. Şu anda Amerika'daki sistemde denetim yok mu? Bir sağlık reformunu sayın Obama yapamadı. Niye? Meclis, Senato yol vermiyor. Ama biz sağlık reformunu ta ne zaman yaptık" diyor.

Cehaletimize verin o zaman parlamenter sistemde bir yasayı kolayca geçirmek varken niye yasaların zor geçtiği başkanlık sistemini istiyorsunuz.

Tabi ki ABD'de olduğu gibi 'check and balance' (kontrol ve denge) mekanizması işleyen bir başkanlık sistemi değil Erdoğan'ın istediği.

O, tek yetkinin başkanda olduğu, yargının işlevsiz hale geldiği, kimseye hesap vermeyeceği bir düzen istiyor.

Arınç yine şaşırtmadı

Başkanlık sistemine karşı olduğunu bugüne kadar çeşitli vesilelerle dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, Erdoğan'ın Bursa'daki konuşmasından sonra öyle bir top çevirdi ki bizi şaşırtmadı.

CNN Türk'te Akif Beki'nin programında konuşan Arınç, "Başkanlık sistemi daha kolay olacaksa düşünmek lazım" dedi ve başkanlık sistemine karşı çıkan muhalefete bakın nasıl çaktı!

"Mesela HDP'nin başkanlık sistemine karşı olmaması lazım. Önderleri var (Öcalan'ı kastediyor olmalı) onun izinden gidiyorlar, ama başkanlık sistemine karşılar. İradelerini birinin iradesine teslim etmişler ama başkanlık sistemine karşı çıkıyorlar. Türkeş'in vasiyeti var ama MHP bugün karşı çıkıyor. CHP tek parti döneminden geliyor ama başkanlık sistemine karşı çıkıyor."

Pes vallahi, ne diyeceğimi bilemedim. Bu kadar ustaca hamleyi ancak Arınç yapabilirdi!

Oysa HDP ve CHP'ye neden yapmıyorlar dediği şeyler üzerinden eleştiriler yönelten de Arınç ve diğer AKP'liler değil miydi?

CHP'ye her fırsatta tek parti dönemi üzerinden yüklenen Arınç, şimdi "CHP tek parti döneminden geliyor neden karşı çıkıyor" diyor, üç partiden de başkanlık sistemine destek bekliyor.

Bu arada MHP, Türkeş'in başkanlık sistemine ilişkin görüşlerini sadece 1960 ve 70'li yıllarda dile getirdiğini, sonrasında parlamenter sisteme vurgu yaptığını açıkladı.

7 Haziran seçimleri gerçekten çok önemli hale geldi. Belki köprüden önce son çıkış olacak bu seçim Türkiye için.

Ya kör topal da olsa işleyen parlamenter demokratik sistemle yola devam edip bunu daha işler kılacağız ya da kuvvetler ayrılığının yerinde yellerin estiği, tek kişinin iradesine teslim edeceğiz ülkeyi...

twitter.com/zaferopsar

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.