SON DAKİKA
Hava Durumu

Yardım şovu veya "Sadrazam Hamamda"

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2023 22:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2023 22:57

Dün akşam yapılan bağış kampanyasıyla ilgili ortak yayını izlerken, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Sadrazam Hamamda" şiiri canlandı gözümde.

Şiir her şeyi anlatıyor;

Peşkircibaşı, Nalıncıbaşı, Sabuncubaşı, Tellak kim, hemen koyuyorsunuz yerli yerine.

Sadrazamı yıkama yarışına giren, kamu bankalarının devlet kasasından yaptığı bağışlarla tellakın eline su dökmeleri ibretlik bir durumdu.

Hele hele, "bu milletin anasını bellemeye yemin etmişlerin" tellaklığa soyunmalarına ne demeli?

Acıklı olanı; kumbarasını kırıp yüreğindeki acıyı dindirmeye çalışan küçücük çocukları, dişinden tırnağından artırdığı birikimlerini bağışlayan koca yüreklileri, acıyı iliklerinde hisseden gerçek bağışçıları aynı hamama sokmaları.

Kuşkusuz, kampanyayı düzenleyen üst akılla, kampanyaya en yüksek bağışı toplama yarışına giren sanatçıların, sunucuların, böyle bir organizasyonda kullanılmalarında bir iradeleri yok.

Bol keseden, milletin parasını dağıtanlar ve devletten çaldıklarını suyu da, sabunu da millete ait hamamda yıkama yüzsüzlüğünü gösterenler olmasa kampanya başarılı da sayılır.

Zaten yaptıkları bağışın, şimdi yapacaklarının çok çok üstünde olduğunu anlatmalarından, o bağışın gerçek bağış olmadığını da hissedebiliyorsunuz.

Gerçek bağış olsa bile, affedilen vergi borçlarının yanında devede kulak bile değildir.

Bağış yapmadan önce, deprem için daha önce yaptığı yardımlara ilişkin ispatı mümkün olmayan sözleri, bir yerlere çakılan bir selam ve mesaj içeriğinde olduğunu görebiliyorsunuz.

Kısaca dünkü kampanyada toplanan para, zaten kamunun olan paraları çıkarırsanız, 9 milyon SMS, kırılan kumbaralardan çıkan paralar ve samimi bağışçıların toplamı kadardır. Bunların dışındaki bağışlar; bağış değil, bir yerlere gönderilen selam veya tellakın köpürttüğü sabundur ve üzerine dökülen sudur.

Dökülen su köpüğü uçurmuştur. Geriye kalan ise, yürekten kopan gerçek yardımlardır.

Bana bu kadar şeyi yazdıran şiir, eminim, size de başka şeyler yazdıracaktır.

İşte Ümit Yaşar Oğuzcan'ın o şiiri:

SADRAZAM HAMAMDA

Günlerden bir gün
Hamama gideceği tuttu
Sadrazam hazretlerinin
Bir yanında birinci veziri
Bir yanında ikinci veziri
Bir yanında üçüncü veziri
Sonra efendime söyleyeyim
Peşkircibaşısı
Nalıncıbaşısı
Sabuncubaşısı
Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile
Peştemal takıp girdiler hamama
Geçtiler kurnaların başına
Üçer beşer
Sadrazam deseniz
Kuruldu göbektaşına
Yan gelip yattı.

Memleketin en ünlü tellakları
Sardılar dört yanını
Kimi elini kaptı kimi bacağını
Bir keseleme, sürtme faslıdır başladı
Tamam on iki saat
On iki ünlü tellak
İncitmeden keselediler
Hazretin mübarek vücudunu
Öylesine kir çıktı ki sormayın
Her biri nah parmağım gibi
Aman efendimiz bu ne kiri
Demeye kalmadı
Keselerin altında eriyip gitti
Koskoca sadrazam
Bütün maiyet erkanı yerinden fırladı
- Nittünüz devletliyi
Dediler tellaklara
Tellaklar cevap verdi:
- Biz yıkadık, keseledik
Devletlinin kirden ibaret olduğunu bilemedik
Suç bizde değil
Neyleyelim
Kir bitti Sadrazam elden gitti.

Ümit Yaşar Oğuzcan (1926 - 1984)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.