Bursaspor iyi gidiyor ya da öyle gözüküyor...
Bu durumda camianın soruları, sorunları göz ardı etmesini, oyuncuların da özgüven kazanmasını sağlıyor...
Oyuncuların özgüven kazanması açısından konu önemli, özellikle de genç oyuncuların...
Çünkü kim ne derse desin takımı üst sıralarda tutunduracak gençlerdir...
İlk 3 haftanın belki de en iyi oyuncusu olan Sedat'ın, Osmanlıspor karşısında yedek kulübesinde oturması, aynı şekilde Ali Akman'ın oynatılmaması, Aykut Akgün'ün Ramazan Keskin'den ne artısı olduğu büyük bir soru işareti olarak Yalçın Koşukavak'ın önünde duruyor...
Kadroyu görünce; "Şu an Sedat'ı kesecek oyuncu yok" cümlesini kuran görüşlerine çok güvendiğim Çağlar Ergin kardeşim aklıma geldi...
İlk hafta gelen mağlubiyetin ardından "11 transfer lazım" açıklaması yapan Koşukavak, gelen galibiyetlerin ardından önce "Ali Akman'ı yedirtmem" gibi bir çıkış yaptı ardından da Kubilay'ı eleştirenler için; "Kral tacı koyup öyle paylaşsınlar" yorumunu yaptı...
Bu tarz açıklamalar yaparken, çıkıp bir de; "Benim de yaptığım açıklama hataydı, gençlerin özgüvenini yıkabilecek türdendi, onlar yollarına sağlam bir şekilde devam ettiler" diyebilmeliydi...
Kubilay için de bir parantez açarsak, ne geçmişteki eleştirilere katılırım ne de Koşukavak'ın "kral tacı" cümlesine...
Küfürler için de çok erkendi, kral tacı için de çok erken...
Haftalık ve anlık yorumlarla gittiğimiz sürece hiçbir zaman doğruyu bulamayız...
Kötü günde eleştirmek kolay, iyi günde yanlışları söylemek risklidir...
Şimdi geçmiş haftalarda sorduğumuz soruları Mesut Mestan ve yönetimine tekrar aktaralım;
1- 13 futbolcunun maliyeti nedir?
2- Menajerlere ne kadar para ödenmiştir?
3- Hangi futbolcuyu, hangi menajer getirmiştir?
4- Oyuncuların maaşını ödeyecek bütçeniz var mı?
5- Bütçe yoksa, bu konuyu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?
6- Genç oyuncularla sözleşme yenilenirken, serbest kalma rakamı konuldu mu ve bu rakam ne kadar?
Bir de Mestan'a yöneltilen; "Para vardı, tahtanın açılmasını geciktirdi" suçlaması dönüyor, bu konuda da bir açıklama yapması gerekmez mi?
Sonuca gelecek olursak;
Sıkıntılı dönem geçiren 3 takımdan galibiyet alındı, Bursaspor ne Süper Lig'e geri döndü, ne de bu ligde kaldı, mücadeleye devam edecek...
2 galibiyette "Süper Lig'e" şarkısını söylemek de hatalı, geçmiş dönemdeki olası mağlubiyetlerde "bu takımdan bi b.k olmaz" söylemleri de...
Anlık davranışlarla anlık başarılardan öteye geçemezsiniz!
Bursaspor'un yeri Süper Lig'dir ancak her şeyden önce kurumsal bir tavrın yerleşmesi gerekir...
Yapılan 13 transfer tutar, tutmaz ancak gelecek yıl Süper Lig'e çıkıldığında aynı transfer tavrıyla devam edilirse Recep Bölükbaşı, Ali Ay döneminden öteye gidilmez...
Maaşlar ödenemezse aynı senaryo bu yıl da yaşanabilir...
Biz iyi giderken de uyaralım da...