Birleştirici güç; Tuvalet fırçası...

Türk Milli Takımı bu akşam İzlanda ile oynayacak...
Sonucun ne olacağı en önemlisi ancak bundan daha önemlisi bizim spor kültürümüzün ne hale geldiği, nelerle harmanlandığı ya da ne halde olduğu ve üst kültüre etkisi...
Birkaç gün öncesine dönelim...
Fransa ile Konya'da oynuyoruz ve rakibimizin milli marşı ıslıklanıyor...
Acayip gaza gelmişiz...
Marş da ıslıklarız, mehter marşlarıyla savaş naraları da atarız, en güçlü biziz çünkü!
Birkaç gün sonra ülkenin çoğunluğunun sövdüğü, Fenerbahçeliler'in bile 'çok iyi oyuncu ama işte...' diyerek söze başladığı Emre Belözoğlu'na İzlanda'da bir gencin mikrofon yerine fırça uzatmasını devlet meselesi haline getiriyoruz...
Şimdi;
Senin kimseye saygın yoksa, milli marşı bile ıslıklayacak kadar garip bir kafaya eriştiysen, sana niye saygı duysunlar...
Zaten saygı duyulması gibi bir dert yok ki...
Kaygı hep güç üzerine kuruluydu...
Ayrıca tuvalet fırçası sebebiyle rezil olduğumuzu düşünenler de var...
Ülkenin yönetim sistemini, kaderini değiştiren refarandum mühürsüz oylarla yapılıyor...
Cumhurbaşkanı halkın seçtiği Başbakanı ve Belediye Başkanlarını istediği gibi görevden alıp, yerlerine kendi seçtiği kişileri atıyor...
İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi garip gerekçelerle iptal ediliyor ve tekrarlanıyor, aynı gerekçe Mustafakemalpaşa'da belirtildiğinde 'olmaz' deniyor...
Çoğunluğu temsil eden partiyi seçmeyenler 'terörist' oluyor...
Gazeteciler hapiste yatıyor... 
Türkiye 'Özgür olmayan ülkeler' listesinde bulunuyor...
Hollanda'yı protesto etmek için portakal sıkıyoruz, İsrail'i protesto etmek için kola döküyoruz, Almanya'yı protesto etmek için aracın markası kapatılıyor ancak kullanılmaya devam ediliyor...
Ve tüm Dünya bunları izliyor, biliyor, görüyor...
Sonra da diyoruz ki: "Emre Belözoğlu'na tuvalet fırçası uzattılar, kimse bizi küçük duruma düşüremez."
Yıllardır amaçladığımız birleşmeyi, ortak hareketi; bir fırça ve biraz eğlenmek isterken dozu abartan genç sağladı...
Ha gayret, fırçadan yola çıkarak bu birlikteliği devam ettirebiliriz...
Kimse gücümüzü ve sabrımızı test etmeye kalkmasın...
Şiddetle kınıyoruz...
Kapanış!

Not: O zaman evime, özgür yazdığım yere tekrar hoş geldim, yine merhaba Bursaport...