SON DAKİKA
Hava Durumu

Taş taşımak kaderimiz mi?

Yazının Giriş Tarihi: 01.09.2019 10:31

Size bugün bir öykü anlatacağım...

Öyküyü Servet Yalçın adlı arkadaşım sosyal medya hesabından paylaşmış, ben de buradan aktarıyorum... Öykü gerçek mi, gerçekten yaşanmış bir olay mı, yoksa uydurma mı okuduktan sonra siz karar vereceksiniz...

Ama kıssadan hisse olduğuna hiç kuşkum yok...

Yıl 1857. Knidos yani bugünkü Datça açıklarına İngiliz Kraliyet Donanmasının "Supply" isimli bir savaş gemisi demir atar...

Mürettabat arasında arkeolog Charles Newton da vardır.

Yanında 200 tayfa ve 2000 sterlin ile gelmiştir.

Charles Newton, çift kürekli küçük bir keşif teknesiyle Knidos sahillerine çıkar ve kampını kurar.

Köylüler hemen Mehmet Ali Ağa'ya haber ulaştırırlar.

Başka kime gitsinler ki.

O dönemlerde belediye yok, kaymakam yok, jandarma yok.

Tek kudret var, ağa... Ağa demek devlet demek.

Devlet demek ağa demek.

(Charles Newton 1816-1894)

Ağa önce bir haberci gönderir, Newton'a.

Haberci yanında hediye olarak 10 tavuk getirmiştir.

Ardından Mehmet Ali Ağa ve adamları Knidos'a ulaşır.

Onların yanında da yine hediye olarak bir koyun, onlarca yumurta, bal ve incir vardır.

Hırsız hediyelerle karşılanır.

Charles Newton derdini anlatır.

Kazılar için Mehmet Ali Ağa'dan 100 adam ister.

Ağa, hemen kabul eder.

Ancak, onun da Newton'dan birkaç isteği vardır.

Biri, Reşadiye'de yapacağı cami inşaatı için Knidos'tan çıkacak taşlar.

Diğeri, hasmı olan Muğla Ağası'nın İzmir paşası tarafından uyarılması için destek.

Newton "bakarız" der.

Birkaç gün sonra Mehmet Ali Ağa, Datça köylerinden iri yapılı 100 insanı Knidos kazılarında çalışmaları için Charles Newton'a verir.

Newton işçilere çok düşük ücret veriyordur, kim itiraz edebilir ki!

Zaten işçiler parayı aldıkları zaman şaşırır.

Çünkü çoğu hayatlarında ilk kez para görmüştür...

(Kazılarda görev yapan Datçalı köylülerin gerçek fotoğrafı)

Charles Newton bir ara 50 Datçalı işçiyi bir süreliğine Didim'deki kazılara götürmüş, o işçilerden çoğu hayatlarında ilk kez yarımadadan dışarı çıktıkları için heyecan duymuştur.

Mehmet Ali Ağa'nın desteği ve onun emrine verdiği 100 Datçalı ile Newton 384 günde Knidos'u talan eder.

10 tonluk Knidos Aslanı ve Oturan Demeter heykellerinin çıkarılması ve 212 sandık tarihi eserin gemiye taşınmasında hep Datçalı köylüler çalışır.

Soyulduklarını bilmiyorlardır.

Devlet onları ağaya teslim etmiştir.

Boğaz tokluğuna çalışmışlardır, İngilizler ne derse yapmışlardır.

Newton anılarında Datçalı işçilerin çok iyi çalıştığını söyleyerek, onlardan övgüyle söz eder.

Aradan 162 yıl geçer...

Yıl 2019.

Kanadalı maden şirketi Alamos Gold devletin verdiği izinle Kaz Dağlarını yerle bir ediyor.

Yüzlerce dönümü kazdılar, yıktılar.

Siyanürle toprağı, nehirleri, yeraltı sularını zehirleyecekler.

(Kaz Dağları'nın Çanakkale Kirazlı bölgesinde son durum)

195 bin ağacı kestiler.

Geleceğimizi yok etmeye devam ediyorlar.

Ve bu katliamı Türk işçileriyle yapıyorlar.

Tıpkı, Knidos'u soyan İngiliz Charles Newton gibi Kanada şirketi de Türk işçilerden çok memnun.

Şirketin CEO'su John McCluskey geçtiğimiz günlerde bizim işçilerimizi övdü.

"Türkler taş taşımakta çok iyiler!" dedi.

Hadi diyelim ki, o zaman, yani 1857'de İstanbul'daki 31. Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid Han Datça'ta yapılan bu talandan haberdar olamadı...

Nasıl olacak ki, iletişim yok, haberleşme yok...

Tarih bilinci yok...

Peki ya şimdi, peki bugün, o zaman iletişim ve haberleşme kısıtlıydı da bugün bizi yönetenler ya da yönetemeyenler nasıl bir gaflet ve dalalet içinde ki, bunca talan yaşanırken ses çıkarmıyorlar...

Nasıl oluyor da Kanadalı şirkete bu yetkiler hesapsız, plansız ve bilinçsizce veriliyor!

İşte bu sorunun yanıtını verecek bir babayiğit arıyoruz, neden konuşması gerekenler suspus, neden?

YAZININ VİDEO VERSİYONUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.