Sırrı'nın sırrı...

Hani grayder önünde de dimdik durmuştun ya, "işte!" diyerek heyecanlanmış, "kahraman budur, halk adamı, cengaver gibi savaşıyor" demiştik...

Sonra, evet sonra, birden İstanbul BŞ Belediye Başkanlığı'na aday olacağını mırıldandın, birilerinin gazına geldin, ondan böyle konuştun, diye düşündük.

"Tatlı bir hevestir, geçer" dedik...

Sırf bir heves yüzünden CHP'nin oylarını bölüp de AKP'nin ekmeğine yağ, adayının yollarına da bal dökmez, dökecek kadar iktidara yaranmazsın, diye aklımızdan geçirmiştik ki, çiçeği burnunda partin HDP'den İstanbul BŞ Belediyesi başkanlığına aday adaylığını açıkladın.

Belli ki, birilerinden bir talimat geldi. İmralı dolaylarından gelen bu talimatın da daha üst makamlardan birilerinin ricası olduğunu anlamamak için algı tutulması yaşamak gerektiğini düşünmeden edemiyor insan!

***

Birileri Sırrı Süreyya kardeşime "yürü ya Sırrı" dedi ve o da adaylığını açıkladı, açıklamasına da, bu adaylık en çok kimin işine yarar, Önder'in gerçek niyeti nedir, ona bakmak gerek!

Bunun içinse başvuracağımız kaynak Önder'in adaylığı sırasında yaptığı açıklamanın ta kendisi.

İşin sırrı, açıklamada gizli...

Ne demiş Sırrı Süreyya Önder?

"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin aday adayıyım. Bunu partimiz, forumlar, Gezi Platformu ve partimiz dışındaki sol bileşenler birleşip adaylık ölçülerini, yerel yönetime yaklaşımı ve adayları netleştireceğiz".

Şu satırın altını çizmek istiyorum: "sol bileşenler"

Ne demek sol bileşenler?

Peki bu bileşmiş sol başka kimi ilgilendiriyor?

CHP'nin sürpriz aday aday Mustafa Sarıgül'ü...

Ve hemen açıklamasında ilk saldırdığı kişi ise bilin bakalım kim?

Sırrı kardeş, "Rabbim', 'Bismillah' ve 'Atatürk' kelimelerini kullanmadan 15 dakika benimle tartışabilsin adaylıktan çekilirim" diyerek asıl rakibinin Sarıgül olduğunu da ayan beyan ortaya koymuş oluyor.

İyi de Sırrı Süreyya'nın tek rakibi Sarıgül mü, yoksa Kadir Topbaş ve diğer parti adayları da var mı? Eğer diğer adayları kendine rakip görmüyorsa bu da onun gerçek niyetini kanıtlamaya yetiyor...

***

Önce şunu vurgulamak istiyorum. Ben Sarıgülcü, ocu, şucu, bucu falan değilim.

Sadece solcu olduğunu iddia eden Sırrı Süreyya Önder'in İstanbul BŞ Belediyesi Başkan aday adaylığını Sarıgül'ün sol oylarını bölmek için kurgulanmış bir adaylık olduğunu görebiliyorum.

Sırrı Süreyya Önder, AKP ve adayı Kadir Topbaş'ın işine yarayacak bir girişimde bulundu. Solcu olduğunu iddia eden biri bunu yapıyorsa, samimiyetini de sorgulamak gerek. Keşke Önder AKP'den aday adayı olsaydı da gerçek maksadını daha iyi anlayabilseydik. Böyle yaparak kime hizmet ettiğini anlamak bazıları için kolay olmuyor!

Ancak şu da bir gerçek ki, iktidar partisi AKP, Sarıgül ve CHP'nin oylarını artırabilme ihtimalinden bir hayli çekiniyor. 250 bin Suriyeli'nin TC vatandaşı yapılarak İstanbul'un muhtelif ilçelerine yerleştirilmesinden sonra Sırrı Süreyya Önder hamlesiyle epey rahatlamışa benziyor(!)

Tüm bunların üstüne bir de Mustafa Sarıgül için cemaatçi ve Gülenci olduğu iddiaları yayılıyor ortalıkta. Gülen cemaati bugüne kadar birçok seçimde birilerini desteklemiştir. Daha önce DSP, ondan önce DYP, ANAP, son olarak da AKP...

Sevsek de sevmesek de, kabul etsek de etmesek de, bu ülkede bir cemaat gerçeği var, acı ama gerçek, var!

Ve bu cemaat bu sefer Sarıgül'ü desteklemeye kalkarsa, bu Sarıgül'ün ya da CHP'nin sorunu mudur, yoksa Türkiye gerçeği mi?

***

Ne kadar ilginç değil mi?

Ülkenin geldiği duruma bakar mısınız?

Sol görüşlü bir politikacının cemaatçi olduğu iddiası varken, solcu bir sanatçı ve siyasetçi de muhafazakâr bir partinin ilk seçimde işini kolaylaştırmak için, sol oyları bölmek uğruna ortaya çıkabiliyor!

Tam da "at izi ile it iznin birbirine karıştığı durum"

Kim, kime, niçin, neye hizmet ediyor, bu hizmetin sonucunda ülke ve halk nasıl bir bedel ödeyecek? Aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyor, ağlamak istiyorum!

https://twitter.com/Suatsh