SON DAKİKA
Hava Durumu

Heykeli öldürelim ama tıraşı da keselim!

Yazının Giriş Tarihi: 02.08.2012 09:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.08.2012 09:05

-Millet ekmek bulamıyor, bunlar iki taş parçasına bilmem kaç yüz bin dolar vermişler.

-Adam, iki taşı yan yana koyup dikmiş, bir delik açıp içinden de su fışkırtıp, malı da götürmüş!

-Bunun neresi Karagöz, neresi Hacivat?

-Yalana bak yalana, aynı heykellerden Illinois'te de varmış, hani bir tek Bursa'da vardı, tıraş bunlar, heykel değil!

Milletin ağzı torba değil, büzülmüyor.

Çoğumuzun bildiği önemli bir anımsatmayı yapma gereği hissediyorum şu noktada.

2.  Dünya Savaşı'nın hemen sonrası. Almanya yenilmiş, ülke yerle bir olmuş. İnsanlar ne barınacak eve, ne de karnını doyurabilecek gelire sahip.

Ekmek yok, aş, iş ara ki bulasın. İşte bu haldeki Almanlar, inatla, ivedilikle sanat merkezilerini onarmaya başlıyor işe. Tiyatrolar, sinema, opera ve konser salonları...

"Bunların arasında heykel atölyeleri var mıymış?" diye aklından geçirenlere yanıtım, "bilmiyorum" olmasa da, ne fark eder.

Almanlar önce ruhlarını onarmaya, kafalarını toparlamaya, moral ve motivasyon kazanmaya çalışmışlar, önce.

Morali olan insan, hayata da bağlı olur çünkü. Mutlu olur. Daha çok düşünür, hayal eder, plan yapar, üretir.

Ve, bizden onlarca yıl geriden gelen, yerle bir olmuş Almanya'nın, sanatta, sporda, ekonomide ve siyasette geldiği duruma bakın.

Sonra da aynanın karşısına geçip kendinize sorun...

Bizim neden uluslararası bir markamız yok? Biz neden teknoloji üretemiyoruz? Yoğurttan başka neyimiz var, dünyaya sunduğumuz?

Ne disiplinimiz var, ne kültürümüz, ne eğitimimiz, ne de saygımız!

Her şeyi biliyor, hiç bir şeyi beğenmiyor ama bi halttan da anlamıyoruz.

Oysa yapmamız gereken iki şeyden biri "saygı" duymak, diğeri de "tahammül" göstermek!

***
Varsın, dünyada bir benzeri daha olsun. Avrupa ve Asya'da, kaldı ki Türkiye'de tek değil mi? Bunun bile tadını çıkaramayacak, kursağımızda mı bırakacak birileri!

Tartışılacak çok daha önemli konular var bu kentte, evet!

Hadi, Kent Meydanı çirkinliğini kanıksadık... Doğan Bey Mahallesi'ne dikilen TOKİ ucubelerine gücümüz yetti mi?

Ve Uluslararası İpek Yolu Film Festivali harcanmasın diye Recep Altepe tarafından lanetlenirken kim arka çıktı bize?

Elbette Bursa'da da iyi heykeltıraşlar var; elin Kanadalı heykeltıraşına yüz binlerce doları gözünü bile kırpmadan dökerken, kentimizin değerlerine aynı şekilde cömert olabilirler mi?

Elin Amerikalı (sözde, Lost'un da) yönetmenini krallar gibi misafir ederlerken Bursalı sinemacıların sorunları BŞ Belediyesi'ni ne kadar alakadar eder?

Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi heykeltıraş Okan Sabuncular, kendilerine neden danışılmadığını bilmediğini söylüyor, Rüstem Avcı'nın yaptığı "Yüzen Taşlar" Heykel mi? Tıraş mı?" röportajında ve şöyle diyor:

"Bursa'da meslektaşım diyebileceğim başka da kimse yok maalesef. Benden herhangi bir görüş alınmadığı gibi bir teklifte söz konusu olmadı. Açıkçası sormamalarını garipsiyorum."

Sabuncular'a bir anımsatma yapmak istiyorum.

Duydu mu bilmiyorum. BŞ Belediyesi İpek Yolu Film Festivali'ne alternatif Karagöz Sinema Atölyesi adıyla bir sinema etkinliği düzenledi. Bunun öncesinde, etkinliği düzenleyecek birkaç kişi, (sinemadan anlamadıkları için olsa gerek) Bursa'nın aktif olan tek sinema derneği İnSanat'a gelerek 16mm Sinema Atölyesi hakkında bilgi istediler. Dernek yerimizde, geçen yıl gerçekleşen ziyaret sırasında atölye çalışmalarıyla ilgili bir rapor hazırlamamız rica ettiler.

Biz de yüksünmeden, raporumuzu hazırladık ve BŞ Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı'nda (o dönem) önemli bir görevi bulunan Hüseyin beye (Toprak) raporumuzu verdik.

Aylar sonra ne oldu biliyor musunuz?

Karagöz Sinema Atölyesi başladı. İstanbul'dan (partiye sıcak, cemaate yakın birileri) çağırıldı, araya bazı ünlü isimler serpiştirildi.

Ve sinema atölyeleri gerçekleşti(rildi.)

Biz o raporu hazırladığımız için ne bir teşekkür gördük, ne bir...

Neyse...

O hazırladığımız raporun işlerine yaramış olma ihtimali ile teselli buluyoruz. Bence siz de Bursa'da böyle bir heykelin yapılmasından teselli bulun. Ve bu tür heykellerin çoğalmasını temenni edin!

Zira, unutmayın ki, başımızdaki belediyenin bağlı bulunduğu partide heykellere tükürenler var, hatta ucube diye yıktıran bir de kutsal bir başbakanımız olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerek!

Bursa'nın bu tür (sanatsal-heykel) işlere çok ihtiyacı var.

BŞ Belediyesi içinde yer alan ve vizyonu olan tek kişi olarak gördüğüm Rıfat Bakan'ın adını bu noktada anmadan geçmek istemiyorum!

Hem heykeli üreten sanatçı Christian Tobin'in, hem de o eserin Bursa'ya gelmesine ön ayak olan Rıfat Bakan'a haksızlık etmemek gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü, orada duran sadece taştan ibaret heykel veya tıraş değil. Başlı başına özel bir çalışma.

Tıraşı keselim, yiğidi öldürsek de hakkını yemeyelim! 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.