SON DAKİKA
Hava Durumu

Dikkat bu bir "suç duyurusu"dur!

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2013 09:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2013 09:22

Siz ne iş yaparsınız, bunun için ille de birilerinin şikâyet etmesi, dilekçe vermesi mi gerekir, harekete geçmek için, bu bir kamu davası değil midir?

Bırakın dilekçe milekçeyi, alın işte size buradan şikâyet ediyorum: Bizi resmen soyuyorlar!

Bunun hukukta tanımı nedir bilmiyorum, sadece konuya vicdani açıdan bakıyorum, vicdani ve etik durum nedir, onu önemsiyorum!

Diğer illerde neler oluyor bilmiyorum ama UEDAŞ Bursa'da Bursalılar'ı resmen soyuyor!

Kime şikayet etmeli, kime anlatmalı derdimizi?

Ey Bursa Valisi, ey Cumhuriyet Savcısı, elinizden bir şey gelmez mi?

İkidir, UEDAŞ (Uludağ Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi) ya da en yeni adıyla UPEDAŞ, haber vermeden, uyarmadan küt diye elektrikleri kesiyor.

Önce, bu uygulamanın sadece bize (yani şahsıma) yapıldığını düşünmüştüm ama sonra öğrendim ki, birçok kişinin aynı şekilde canını yakmışlar!

Ödeme tarihini geçmeye görsün, aynı dönem içinde dahi olsa sorgusuzu sualsiz, kimsenin gözünün yaşına bakmadan elektrik kesiliyor!

Bu ayın, 23 Tl, 86 Krş'luk elektrik faturasının son ödeme tarihi 7-15 Ocak arası görünüyordu. 29 Ocak günü sinema derneğine geldiğimizde bir de ne görelim: Elektriğimiz kesilmiş!

Nasıl olur, ödenmemiş bir faturamız yok, sadece sırada bekleyen bir fatura var!

Ama elektriğimiz kesilmiş.

Bre gafiller, en adi kavgada bile, rakibiniz saldırmadan önce sizi uyarır. Ama bunlarda nasıl bir vicdan, nasıl bir izan varsa, uyarmadan, habersiz, kış ortasında kesiverdiler elektriği!

Hemen aradım UEDAŞ'ı, durumu sordum, suçu günahı olmayan çağrı merkezindeki bayandan öfkemi çıkarma gafletine düştüğüm için üzgün olsam da, derdime çare bulamadığım için kahroluyorum.

Bana verilen bilgiye göre, gelen sayaç görevlisi, bize ihbar makbuzunu kesmiş. Ama ortada makbuz yok, ara ki bulasın!

Kesip de ne yaptı dersiniz o ihbar makbuzunu?

Ne yaptı bilmiyorum ama bize ihbar makbuzu bırakmadığı kesin!

"Dilekçe yazın, şikayet" edin diyor, çağrı merkezindeki bayan!

"İyi de kimi kime şikayet edecen be ablacım, diyorum" nafile...

Kendimi aptal ve kazıklanmış hissediyorum. Elektriğimiz kesildiği için ekstradan 17 TL ceza ödemek zorundayım!

Daha önce paşa paşa ödemiştim, yine ödeyecem, kaçarı yok!

"İşte bunu bildikleri için mi, bilerek mi böyle yapıyorlar?" sorusu midemi bulandırıyor, düştüğüm aptal duruma enayilik de ekleniyor...

Adalet yok, hakkımızı arayacağımız sistem yok, kılıfını uydurmuşlar soygunun, her şey o kadar normal ve haklı görünüyor ki, sorduğunuza da soracağınıza da pişman oluyorsunuz.

Hadi bizimki ofis, dernek elektriği, kerameti 23 TL, ya parası olmayan garibanlar ne yapsın?

Benim elim kalem tutuyor da, yazarak öfkemi dindiriyor, düştüğüm aptal durumdan ziyadesiyle yazarak hafiflemeye, rahatlamaya çalışıyorum.

Ya diğerleri?

Sesleri çıkmıyor, sindirilmişler, ne yapacaklarını, kime gideceklerini bilmiyorlar!

Ölsün mü?

Biri vicdan mı dedi?

Kim bilir, başka kaç masum vatandaşın elektriği bu şekilde kesiliyor her dönem! İhbar ve uyarı yapılmadan, sırf vatandaş biraz daha soyulsun diye.

Varın yapılan vurgunu, elde edilen haksız ve haram kazancı siz düşünün!

El vicdan, el insaf, desem ne çare!

Kış ortasında, göz gör göre kazıklanan biz, vatandaşlar!

En az 3 çocuk demek, sırça köşkten sallamak kolay, bir de vatandaşın soyulmasına, enayi yerine konmasını engelleyin de görelim bakalım!

Kim mi engelleyecek?

"Ananı al da git"

"Senin oyuna ihtiyacım yok"

"Ya tarafsın, ya da bertaraf" diyen sayın Başbakandan söz ediyorum!

Son sözüm ona:

Vatandaşını soyuyorlar, ey Recep Tayyip Erdoğan, yediğin içtiğin senin olsun, şu duruma bi çare bul da, bankalardan sonra elektrikçiler de sevmesin bizi(!) artık YETER! 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.