SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursa'da yaşamak suç mu?

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2014 08:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2014 08:55

İsveç'in nüfusu 10 milyona yakın... Ben, 2003-2005 yılları arasında oradayken 9 milyonuncu siyahi İsveçli doğduğunda, bayram yapmışlardı...

10 yılda muhtemelen nüfusları da 10 milyona yaklaşmıştır diye düşünüyorum...

Evet soru şu: Türk halkı bir İsveçli'den ekonomik olarak daha mı zengin, daha mı çok kazanıyor?

İsveç'in ikinci büyük şehri Göteborg'ta yaşadığım yıllarda, adamların sistemlerine hayran kalmıştım. O dönem Göteborg yaklaşık 500 bin nüfusa sahipti ve Göteborgs Posten Gazetesi günde 400 bin kişi tarafından okunuyor diye acayip hava atıyor, reklam yapıyorlardı.

Biz ise 2,5 milyonluk Bursa'nın en büyük gazetesi Olay 20 binin üstüne çıktığında adeta bayram yapıyoruz, iyi mi?

Neyse asıl değinmek istediğim konu o değil. Göteborglular ile Bursalılar'ın yaşam kalitesi. Özellikle de ulaşım yönünde Bursa'da yaşadığımız için ne kadar talihsiz olduğumuzu anlatacağım size.

Hani dedim ya üstte, Türkler, İsveçliler'den daha mı çok kazanıyor, diye?

Hayır, elbette çok kazanmıyor ama Bursa Büyükşehir Belediyesi Bursalılar'ı yolunacak kaz gibi görüyor ve buna tepki verecek bir muhalif ses olmadığı için de Avrupa'nın en pahalı ulaşımı, en pahalı (kireçli) suyunu ve en pahalı elektriğini kullanırken kimsenin gıkı bile çıkmıyor.

Mesela Göteborg'ta toplu taşıma araçlarını kullandığınızda herhangi bir otobüsten otobüse veya tramvaydan tramvaya bindiğiniz zaman, bir saat ücretsiz yolculuk yapabiliyorsunuz.

Ben ise geçen akşam, metro görünümlü hızlı tramvaya bindim, 2 TL ödedim, FSM istasyonunda indim, 15 dakika sonra gelip tekrar bindim, 2 TL daha ödeyip oradan 100. Yıl istasyonuna gelip Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ne geçtim, 20 dakika sonra dönüp tekrar bindim ve 2 TL daha ödeyerek Şehreküstü istasyonuna geldim.

Eğer ben Bursalı değil de bir Göteborglu olsaydım ve benim başkanım Recep Altepe değil de Göteborg Belediye Başkanı Lena Malm olsaydı eminim bu sorularımın da bir anlamı olmazdı. Zira benim yaşadığım dönemde Göteborg Belediye başkanının ne bir afişini, ne bir posterini gördüm, ne de bizim Altepe gibi her akşam TV'lerde yüzüne rastladım.

Amma ve lakin Bursa, Göteborg'dan daha pahalı bir şehir; hem daha pahalı, hem de halkı çok ama çok talihsiz, şansız, bahtsız. Bir Göteborglu, bir saat içinde ucuza yolculuk yapabiliyorken bir Bursalı inek gibi sağılıyor. İn-bin: 4 TL, geçmiş olsun.

Sadece otobüsten tramvaya, tramvaydan otobüse binerken indirim varmış, o bile parayla! Ama elin gavuru(!) Göteborglu'nun hem gelir düzeyi yüksek, hem ülke ekonomisi süper, hem refahı ve huzuru yerinde, hem de sosyal devlet olmanın her türlü imkanı önüne sunuluyor. Bir saat içinde istediği kadar indi bindi yapabiliyor.

Bir Göteboglu'nun evinde akan su kireçsiz ve kaliteli ve ucuzken, su cenneti Bursa'da bir Bursalı hem kireçli su içiyor, hem marketten gidip damacanayla su satın almak zorunda bırakılıyor, üstelik Avrupa'nın en yüksek faturasını ödeyerek!

Avrupa şehri Bursa kalite yerine standardını fiyatta aşmış da haberimiz yokmuş, helal olsun valla(!)

Yani anlayacağınız Bursalı'nın gelir seviyesi düşük ama olsun aslanlar gibi pahalı ulaşımı var(!)

***
Hazır İsveçliler'den söz açılmışken, geçenlerde Ulucami, Orhangazi Parkı'nın orada bir grup İsveçli turist ile karşılaştım.

Hafızamda kalan birkaç kelime İsveççe ile çat-pat da olsa, her Türk evladı gibi Bursa'yı nasıl bulduklarını, memnun kalıp kalmadıklarını sordum, merakla. Tam o esnada tarihi belediye binasının önüne gelmiştik ki, Atatürk Caddesi üzerinde, TKM yanında durup, kocaman bir posteri gösterip, "bu fotoğraftaki adam kim, çok önemli tarihi bir şahsiyet olmalı" diye sordular bana?

"Bunu nereden çıkardınız? diye afallamış şekilde sordum tabi ben de.

"Arkada çok güzel tarihi bir bina varken, böyle birinin posteri önüne asılmışsa, o binadan daha önemli biri olmalı" diye eklediler.

"Evet" dedim ben de, "Bu kişi çok önemli birdir. Belediye Başkanıdır. Adı Recep Altepe'dir, o kadar önemlidir ki, arkadaki tarihi belediye binası bile yanında önemini yitirmektedir" diye ekledim.

Bana tuhaf tuhaf baktılar ve bir belediye başkanının kentin değerlerinden nasıl daha önemli olabileceğine anlam vermeye çalışarak... Tavsiyem üzerine Kebapçı İskender'e döner yemeğe gittiler.

***

Ne demiş şair Orhan Veli;

Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, sinemaların kapısı, camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava.

Evet sevgili Bursalılar, siz de bedava yaşamanın tadını çıkarın, bu kentte yaşamanın da kıymetini bilin, pahalı bir Avrupalı olmak her Türk'e nasip olmaz(!) ;)

twitter.com/inSanatDernegi

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.