Bursa Bursa olalı...

Taksim Gezi Parkı'ndan taşan son damla, tüm yurtta, dalga dalga yayılan bir tsunamiye dönüşmüş durumda!

Önce Bursa ile ilgili altını çizmek istediğim bir kaç nokta var!

Osmanlı'nın ilk başkenti, Bizans'a başkaldırının üssü olan doğduğum büyüdüğüm bir kentte böyle bir manzarayı görmek beni gururlandırdı.

Ben diyeyim 100, siz deyin 200 bin kişi...

Cumartesi akşam saatlerinde, Gümçed ve Doğa-Der'in öncülük ettiği, kentteki tüm meslek ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı, Kültürpark istikametinden Heykel'e hareketlenen kitle, işte o Osmanlı başkaldırısının, derinlere gömülmüş enerjisini açığa çıkardı. Öyle çağdaş, öylesine seviyeli bir tepki vardı ki, gerçekten de alkışa değerdi.

Polis işin içine girmeyince, çığ gibi büyüyen, yükseldikçe yürekleri dağlayan haklı HALK isyanının çığlığı yankılandı Uludağ'dan Bursa ovasına.

Neymiş, emniyet gereksiz yere müdahale etmediği zaman bu halk ADAM gibi yürümesini de bilir, tepki vermesini de!

Bu arada, Bursa Valiliği ile Emniyeti yetkililerine de küçük bir teşekkürü buradan yollamama izin verin lütfen. İstanbul, Ankara, İzmir ve öteki illerdeki meslektaşlarının düştüğü yanlışa düşmediler...

Özellikle, cumartesi gecesi, gerçek direnişçi olan Halk çekildikten sonra (Başbakan'ın yersiz tabiriyle) meydan malum çapulculara kalınca, istenmeyen olaylar çıktı. Bursa Polisi de zorunlu müdahaleyi yapmaktan geri durmadı.

Ki, o marjinal grup, erken saatlerde halkı daha önce de kışkırtmayı denedi fakat, eylemi zayıflatmaktan başka bir işe yaramadı yaptıkları sabotaj.

Üzerlerine Bursaspor forması geçirmiş o serserilerin, yeşil beyazlı taraftar olduklarını bana kimse inandıramaz!

Yüz binler, Türkiye nidalarıyla, iktidara olan tepkilerini dile getirirken, onlar, "Burası Bursa İstanbul değil" tezahüratı ile gecenin içine limon sıkıp bir çuval inciri berbat ettiler!

Onlarla bizzat muhatap olduğum için biliyorum. Bana söylediklerini burada yazmaya utanıyorum!

İşte o anda ağlamak istedim. "Bunlar nasıl insan? Bunlar nasıl Bursalı, Bursasporlu? İstanbul'da BJK'lisi, GS'lisi, FB'lisi, İzmir'de KSK'lısı, Göz-Göz'lüsü tek yürek olmuş, direnişe hayatları pahasına destek verirken Bursaspor taraftarı yandaş ve satılmış olabilir mi?" diye içim içimi kemirdi.

Ama biliyordum ki, gerçek Bursalı ve Bursasporlu en az Çarşı taraftarı kadar gidişattan musdaripti ve yürüyüşün en önünde taşıdığı pankartla bunu kanıtlıyordu?

Peki, kimdi o marjinaller?

Çünkü, aynı tipler pazar günü (dün) Heykel'de düzenlenen eylemde de ortaya çıktı. Üstlerinde yine yeşil beyaz formalarla, konuyla alakasız tezahüratlarla eylemi provoke etmeyi başardılar. Onların sabote etmesiyle de Heykel'in arkasında, Kent Müzesi'nin önüne biriken, direnişe destek veren gerçek eylemciler de hemen dağılmak zorunda kaldılar!

Onlar, iktidar yanlısı provokatörler miydi, yoksa Emniyet güçlerinin taktiği miydi, anlaşılamadı!

Fakat bu durumda, Bursa ve Bursaspor taraftarının itibarının zedelendiğinin altını çizmeden geçemeyeceğim!

Dik ve dirayetli duruşuyla Çarşı'nın tarihe geçtiği bir anda, Teksas'ın konuya Fransız kalıp, meydanı boş bırakması malum kitle tarafından doldurulmaya çalışıldığını gösteriyor.

***

Bundan sonra ne olur bilinmez ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamak için müneccim olmak gerekmiyor.

Başbakan Erdoğan, yanlış ve yanlı politikalarına birikmiş öfkenin açığa çıktığını idrak edemediği sürece durum daha da kötüleşebilir.

"İstesem bir milyon kişiyi toplarım" ne demek?

Hangi zekâ yaşının ürünüdür bu söylem. Mahalle kavgası mı sanıyor olanları.

Arka mahalledeki gençleri kıstırmak için, kahveden adam toplamaya benzemediğini biri söylemiyor mu Recep Tayyip Erdoğan'a?

O zaman, birileri de der ki, "E topla da bir görelim bakalım, ne olacak? Sizin mahalle mi daha güçlü, bizim mahalle mi?"

Şaka gibi. Bir başbakan, kendisini eleştiren ve yanlışlarını dile getiren kendi halkı için der mi bunu?

Bir başbakan, kendi halkını kışkırtıp sonra da jopla, tomayla, panzerle, kimyasal gazlarla polisini üstüne salar mı?

Başta İstanbul olmak üzere, Ankara, İzmir ve Adana'dan gelen görüntü ve bilgiler insanlık dışı olayların yaşandığı şeklinde. Eğer bu izlediğimiz videolar, gördüğümüz fotoğraflar gerçekse...

Bunun yapılmasına sebep başbakan ile DİKTATÖR arasında bir fark var mı?

Ben fark göremiyorum ya siz?

twitter.com/Suatsh