SON DAKİKA
Hava Durumu

Bu ne şiddet bu celal!

Yazının Giriş Tarihi: 30.03.2012 09:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.03.2012 09:50

4+4+4'ü protesto eden KESK üyelerine Ankara ve İzmir'de polisin müdahalesini görünce inanamadım!

Bu insanlar protestolarını yapsalar ne olur? Hiç mi eski politikacılardan ders almadınız. Bıraksanız da yürüselerdi, yollar aşınır mıydı?

Peki ya sayın başbakanımızın eylemcileri eleştirip polisin uyguladığı şiddeti savunmasına ne demeli?

Birileri, Recep Tayyip Erdoğan'ın "tarafsız olan bertaraf olur" sözünü gerektiği gibi algılamış olmalı. Tarafsızları bertaraf etme işi biber gazı eşliğinde tam gaz, hatta full gaz gidiyor.

Şiddet sarmış dört bir yanımızı desem abartmış olmam.

En taze kavgamız Samsun'da düzenlenen Türkiye Halk Oyunları Federasyonu 2012 Grup Yarışmaları sırasında çıktı.

İkinci olmayı içine sindiremeyen Arhavili ekibin hocası ortalığı birbirine katmış. Halk oyunları, yani sanatı ve sanatçıyı birbirine kırdırırsan ve rekabeti abartırsan olacağı budur.

Utanç görüntüleri rezilliği kanıtlamaya yetti. Kin ve nefret tohumları liseli körpe beyinlere ekilirken, beyinsiz eğitimcilere ne demeli bilmiyorum.

Şiddet için bir tek kıvılcımın yeteceği sporda en sıcak kavga görüntüleri İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda geldi. Gurur duyacağımız, onurlandıracağımız bir tabloyu da kirletmeyi başardı fanatikler.

Oysa Galatasaray ile Fenerbahçe ezeli rekabeti Avrupa Kupalarına taşımış ve Bayanlar Basketbol Final 8'de karşı karşıya gelmişler, bunun gururunu paylaşmak varken, iki düşman kabile gibi (aslen futbol kökenli olan) taraftarlar birbirine giriyor. Yetmiyor, maçtan sonra Galatasaraylılar yenilgiyi hazmedemeyip polisle çatışıyor.

Oysa daha bir hafta önce Avrupa Şampiyonu olmuş bayan taraftarları karşılamak için havaalanına koşan Fenerbahçeli taraftarlar rakip taraftar olmadığı halde polisle çatışmıştı.

Poliste mi bir gariplik var yoksa taraftar macera olsun diye mi polise saldırıyor, anlamak ne mümkün!

Bursa'da da Valilik emriyle gazlanan polis taraftarı kışkırtmış, olmadık yerde ortamı germişti bir Beşiktaş maçı öncesi!

Ama apaçık bir gerçek var. Rüzgar eken, fırtına biçiyor.

Birbirini sevmeyen, sadece yandaşını kucaklayan liderler, Meclis'i ringe çeviren vekiller, eğitimsiz ve kibirli parlamenterler... Başka renklere tahammülü olmayan taraftarlar, yöneticiler.

Birbirine düşman gazeteciler, yazarlar!

Hepsi tam teşekküllü bu coğrafyada...

Paylaşılmayacak yalanlar var önümüzde, mesela şike yalanları...

Birkaç kulübü Türk futbolunun üstünde görüp, Milli Takımımızı Avrupa Kupaları'ndan, tüm şampiyonalardan bertaraf etmeye çalışmak seçim yatırımıysa eğer, haramdan gelecek oylar helal mi sayılacak?

Tahammülsüz, ötekine saygısı olmayan, "gebeeeer!" diyebilecek kadar gözü dönmüş canavarlar yarattık.

Takımlarımız ve Milli Takım Avrupa Kupaları'na gitse ne olur gitmese ne!

Peki böyle bir ligde şampiyon olmanın anlamı var mı?

Kavga etmeye, kafa göz yarmaya değecek mi dersiniz(!)

Öyleyse hep beraber vuralım kıralım, kafa göz yaralım(!) Yapanın yanına kâr kalacak ya, hayat da çok kısa, ne kadar nefret, o kadar kan ve gözyaşı bizi bekliyor.

Haydi gazamız mübarek ola... 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.