SON DAKİKA
Hava Durumu

Başbakansın sen, mazeretin yok!

Yazının Giriş Tarihi: 11.06.2013 09:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.06.2013 09:57

İyi de kimse kolundan tutup Recep Tayyip Erdoğan'a "Git parti kur, yüzde 50 ile tek başına iktidar ol, sonra da sadece kendi yandaşlarını ihya et ve onları koru, kolla, kalan yüzde 50'yi de çapulcu ilan et!" demedi.

İyi yaptıklarını alkışladık, yanlışlarını eleştirdik.

Bu ülkeyi medeni uluslar seviyesine taşıması için 3 dönem başa getirdi bu halk! Ama ne yaptı Sn Başbakan, gereksiz konularla zaman kaybetti.

Ve milletin gözünün içine baka baka, yalanlar söyledi.

İftira ve halkı birbirine düşürme maksatlı bu yalanların ne olduğu zaten bir bir açığa çıkarıldı.

Üstelik karşısında olanlar değil, bizzat olayları yaşayanlar tarafından.

"Camiye bira ile girildi" dedi, o caminin imamı açıkladı. "yok öyle bir şey" 

"Direnişçiler polis öldürdü" dedi, ölen polisin kardeşi açıkladı: "kardeşim düşerek öldü!"

"Başı örtülülere eziyet ediliyor" dedi, Gezi Parkı'nda birçok başı örtülü kadın zulme karşı direniyor, üstelik inançlı direnişçiler namaz kılsınlar diye mescid bile var, onları koruyanlar solcu gençler!

Hele, dikilen fidan ve ağaçlarla ilgili verdiği rakamları, yalan standardını zorlayacak nitelikte olduğu için burada değinmiyorum bile...

Sn Başbakan sürekli harlıyor, gürlüyor. Belli ki asabi halleri tavan yaptı. Başbakan olması bir mazeret değil, o sinirlenirse sokaklar daha da geriliyor! İmamın gazı, cemaatin hacet gidermesi gibi...

Biz de arkadaşlarımızla durumu değerlendirirken şöyle bir sonuca vardık? "Başbakan neden ateşe benzin döküyor, ortamı yumuşatmak varken, neden kışkırtıyor, böyle davranmasının altında ne yatabilir?" diye sorduk.

Bunun nedeniyle ilgili iki sonuç çıkardık.

1-Başbakanın aklı bir karış havada ve yaşadığı iktidar sarhoşluğu nedeniyle, ne danışmanlarını, ne kabinesini, ne de eleştirenleri dikkate alıyor. Dediğim dedik, öttürdüğü düdük! "Ben en doğusunu bilirim, bana karşı geleni harcarım" diyerek hem topluma, hem de çevresine baskı uygulayarak sonunu hazırlıyor.

2-Ülke ekonomik açıdan zaten batma noktasına gelmişti. Dünyayı da saran krizin etkileri aşılamaz, iç ve dış borç artık katlanılamaz vaziyete erdi. Bu durum bugüne kadar kalkınmakla övünen Başbakan ve kabinesini zor durumda bırakacaktı. Öyle bir kriz yaratılması gerekiyordu ki, ekonomi iflas etse de suçu birilerine atabilsinler. İşte böyle bir fırsat "Gezi Parkı" direnişiyle ellerine geçmiş oldu. Başbakan da tahrikleri ve nefret içeren açıklamalarıyla bu ortamı gererek krizi tırmandırdı.

Şimdi gidilen yol, varılacak nokta itibariyle, ateşin yayılması ve daha fazla gerginlik sonucu ekonominin tamamen çökmesiyle son bulacak. Sonuçta da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yavaş yavaş dillendirmeye başladığı şu sözünü daha sık tekrarlayacak:

"Biz 11 yılda ülkeyi başarıyla yönettik, ekonomimizi düze çıkardık, ama siz kaos yaratarak, bir kaç ağaç için gerginlik ve terör yaptınız, devlete baş kaldırdınız. Bunun suçlusu da sizsiniz!"

İnandırıcı gelmiyor değil mi? Ben de inanmak istemiyorum ama sn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hâlâ neden böyle bir tutum içinde olduğunun mantıklı açıklamasını bulamıyorum!
Bu öngörülerden hangisi size makul gelir bilmiyorum. Fakat her iki olasılığın sonunda da kaybedenin Türkiye olacağı aşikar. Ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bunun bedelini şahsi olarak ödeyeceklerden biri olmaktan kurtulamayacak. Tarih boyunca, bu yolu izleyen liderlerin akıbetleri farklı olmamıştır.

Peki, ikinci varsayımın gerçek olduğunu düşünürsek, Başbakan ortamı böylesine gereceğine, olayların daha başında, yumuşak bir üslupla davranıp, AVM inşaatından vazgeçip Gezi Parkı'nın olduğu halde kalmasını onaylasaydı, bunlar yaşanır mıydı?

Ya da gerçekten ekonomimiz iflas noktasına geldiyse, bu şekilde şiddet sarmalına kapılmak yerine, erken seçime giderek, "Ben ülkeyi buraya kadar getirdim, elimizden gelen budur. Biz çekiliyoruz. Ülkeyi yönetmek isteyen buyursun gelsin" deseydi tarihe geçmez miydi?

Geçerdi tabi, hem de altın harflerle.

Hoş, şimdi de tarihe geçiyor ama "Krizi yaratan, yönetemeyen basiretsiz siyasi iktidar olarak!"

Bunların ötesinde başka bir ihtimaller daha olabilir elbet, ancak gerçek olan bir şey var, bizi çok zor bir dönem bekliyor.

Hem de çok zor... 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.