SON DAKİKA
Hava Durumu

Aynı senaryo, aynı film: Başrolde KAN

Yazının Giriş Tarihi: 19.10.2011 05:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.10.2011 05:07

Bursa BŞ Belediye Başkanı Sn. Recep Altepe'nin (Yeni öğrendiğim) benim yüzümden İpek Yolu Film Festivali'ni yapmaktan vazgeçtiği haberini duyduğuma bile üzülemedim!

Oysa ne de güzel bilemiştim kalemimi...Kahpe terör kursağımda bıraktı heveslerimi(!)

Bu kaçıncı kan, gözyaşı, bu kaçıncı elem ve sancı, saymadım, sayamadım. 1986-87 yıllarında Jandarma Komando olarak 18 ay askerlik yaptığım zaman da vardı, şimdi de var, terör.

Şiddete, şiddet, nefrete nefret... Kana kan, kine kin! Nefret eken, buğday biçemedi bu topraklarda! Rüzgar eken fırtınayı gencecik bedenleri toprağa vererek biçti.

***

Ve yıl 2011...

Aylardan ekim...

Geriye dönüp de bakıldığında "Ne değişti?" sorusunun karşılığı kocaman bir "HİÇ!" olarak orta yerde duruyor!

Bildik, hamaset dolu açıklamaları on yıl önce de duymuştuk, ilk terör eylemleri yapıldığında... Başbakanın biri, "Bunlar 3-5 çapulcu. Huzurumuzu bozmaya güçleri yetmez!" demişti.

Yıl 1984.

Masum bebekleri, günahsız nine ve dedeleri, savunmasız kadınları öldürerek başlamışlardı işe!

29 yıl geçmiş aradan, saymaya elim, söylemeye dilim varmıyor yiten canların sayısını!

Sadece, son gelen 24 şehit haberi!

Peki ya kandırılıp, beyni yıkanarak dağa kaldırılan ve karşımıza terörist olarak çıkarılan öteki gençlerin sayısı?

Kana kan, dişe diş. Bizden şu kadar, onlardan bu kadar?

Maç mı bu?

Facebook'tan biri salyalar akıtarak, "Savaş istiyoruz, SAVAŞ!" diye yazmış duvarına.

Sanki yaşananlar antrenmanmış gibi.

"Herkes SAVAŞ istiyor. E, var zaten, daha ne istiyonuz kardeş, savaş başka nasıl olsun, kan var gözyaşı var, acı var, nefret ve kin de cabası. Daha nasıl olsun SAVAŞ? Köpeklerin önüne kemik atarak bu savaş bitmez!" dedim.

Tık yok!

***

Savaş uçaklarımız Kuzey Irak'ı bombalamaya başlamış yine. Bir sınır ötesi kara harekâtı daha kaçınılmaz gibi. Peki, önceki sınır ötesi operasyonlarından ne sonuç alındı ki bu sonuç verecek?

Kamuoyunun gazı alınacak, sinirler yatışacak, kışa girerken saldırılar azalacak, sonra ve sonra, daha sonra, belki altı ay ya da bir yıl sonra, yine terör, yine kan yine gözyaşı kaçınılmaz olacak.

Aynı senaryo, aynı film, sadece figüranlar değişiyor! Farkında mısınız?

Ölen ölüyor, anaların yüreği dağlıyor, ateş düştüğü yeri yakıyor!

Güzelim Anadolu mozaiği çatırdıyor.

Çözüm: Kürtler benimle birlikte yaşamak istemiyorsa e ben de onlarla yaşamak istemiyorum!

Devlet mi, olmak istiyorlar? Aha hendek,işte deve!

Madem bu sorun Kürt sorunu, madem Kürtler daha fazla özgürlük, daha fazla hak ve hukuk istiyorlar! Onlara verilebilecek en büyük hak, devlet kurma hakkıdır! Eğer istedikleri buysa, Anadolu'da yaşayan, kardeş bildikleri öteki halklarla daha sonra dost bile olamamak, İstanbul'a, Bursa'ya, İzmir'e, Antalya'ya, Ankara'ya, Adana'ya, Artvin'e, Edirne'ye gelmek için vize ve pasaport mecbur kalmak var!

İstedikleri buysa...

Eğer kan böyle duracaksa...

Yok eğer Kürtler bizimle, yani Anadolu mozaiğinin diğer renkleri Arnavutlar, Lazlar, Çerkez, Boşnak, Arap, Gürcü ve elbet Türklerle bir arada yaşamak istiyorlarsa en büyük görev onlara düşüyor. Eğer terörü Kürtler de tavır alıp lanetlemezse...

Kendileri bilir!

Çünkü filmin sonuna geldik!

Festivalleri konuşmak, birbirimizi tatlı tatlı eleştirmek varken, yazımıza kan, dilimize öfke dolandı!

Çünkü ,bi'yanım kan, bi'yanım gözyaşı, ne umut doğdu ne güneş, geleceğimizi çaldı 3-5 kalleş. Sırça köşkten böğürenlerin tıksırma zamanı gelmedi mi?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.