SON DAKİKA
Hava Durumu

Yetmedi mi!

Yazının Giriş Tarihi: 05.08.2020 21:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.08.2020 21:21

Son günlerde yine "Yetmez Ama Evet-YAE" tartışması gündemde. Eski CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, yazar Adalet Ağaoğlu'nun ölümünün ardından, Ağaoğlu'nu 2010 Anayasa Referandumunda YAE dediği için "kullanışlı aptal" olmakla suçladı. "101 AK Saçlı" tarafından yayınlanan ve muhalefeti iktidara karşı "demokrasi ittifakı"na çağıran bildirinin ardından da aralarında Merdan Yanardağ ile Can Ataklı'nın bulunduğu bazı kişiler bildiri içeriği doğru olsa da, yayınlayanlar arasında "YAE"çiler bulunduğunu belirterek bildiriye imza verenleri suçladılar.

AKP iktidarı, 12 Eylül 2010 tarihinde bir anayasa değişikliği tasarısını referanduma sunmuştu. Tasarıda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını engelleyen maddenin kaldırılması, memurlara toplu sözleşme hakkı, askerlerin sivil mahkemlerde yargılanması, savaş hali dışında sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmaması gibi demokratik maddeler yanında HSYK üye sayısının arttırılması ve HSYK üyelerinin seçiminde savcı ve hakimlere yetki verilmesi bulunuyordu.

Tasarıya muhalefetin büyük bölümü karşı çıktı. CHP, MHP, DSP, İP( Vatan Partisi) ve sol partilerin çoğu referandumda "Hayır" derken, AKP, BBP, SP "Evet" oyu kullanmış, EDP  (Eşitlik ve Demokrasi Partisi) ise "AKP'ye Hayır Referanduma Evet" diyerek "Evet" cephesinde yer almıştı. BDP ve SDP ise referandumu boykot etmişlerdi.

DİSK, TMMOB, Halkevleri gibi kurumlar da "Hayır" derken, aralarında Murat Belge, Ahmet İnsel, Oya Baydar, Aydın Engin, Adalet Ağaoğlu gibi sol, demokrat aydın ve yazarların olduğu bir kesim "Yetmez Ama Evet" diyerek anayasa değişikliğine destek verdiler. Neden olarak faşist darbecilerin hazırladığı 1982 Anayasasının mutlaka değişmesi gerektiği, referanduma sunulan maddeler yetersiz olsa da, ileriye doğru olan her değişikliğin desteklenmesi gereği savunuluyordu.

Aslında HSYK'nin oluşumuna ilişkin maddeler dışında, diğer maddelere kimsenin itirazı yoktu. "Hayır" diyenler, yapılan değişiklik ile HSYK'nin yapısının değişeceği ve yargı bağımsızlığının kalmayacağını söylüyorlardı. YAE kesimi ise değişiklik ile HSYK seçiminin  tabandan yapılacağını, bunun daha demokratik olduğunu, ayrıca mevcut durumda da yargının bağımsız olmadığını ifade ediyorlar, Şemdinli'de bombalanan bir kitapçının faili olan bir askerin Genelkurmay Başkanı tarafından korunmasını, ona dava açan savcının görevden alınmasını örnek göstermişlerdi.

Referandum sonucunda anayasa değişikliği yüzde 57,9 oy "Evet" oyu ile kabul edildi. Referandumdan bir yıl sonra yapılan seçimde AKP'nin oyu en yüksek düzeye, yüzde 49,8 e ulaştı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde ise AKP oyları, HDP'nin de başarısı sonucu, yeniden inişe geçti.

HSYK seçimi bu referandum ile daha demokratik bir hale gelse de, HSYK içinde güçlü olan cemaat çevrelerinin oyunları sonucu yargı bir kliğin eline geçmiş ve zaten bağımsız olmayan yargı güvenilirliğini tümüyle yitirmiştir. Ancak şunu da söylemek gerekir ki, AKP bu referandum sonucunu yeterli bulmamış, 16 Nisan 2017 referandumunda HSYK'de yeniden değişikliğe gitmiştir. Kuşkusuz ki HSYK'ye ilişkin değişiklikler AKP'ye yarar sağlamıştır, ama diğer faktörlere göre bunun etkisi bazılarınca çok abartılmıştır.

Gelelim  bugünlere gelişimize neden olan diğer etkenlere;

- 2007 yılında yapılan Cumhuriyet Mitinglerinde bazı üniversite rektörlerinin öncü olduğu "Ordu Göreve" çağrısı muhafazkar kesimi konsolide etti. Hatta muhafazakar olmayan darbe karşıtları da AKP'ye destek verdi. 22 Temmuz 2007'de yapılan seçimde AKP'nin oyu büyük bir artışla yüzde 46,6 ya ulaştı.

- 20 Mayıs 2016 tarihinde TBMM'de oylanan dokunulmazlık tezkeresinde Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının dokunulmazlıkları kaldırıldı ve tutuklandılar. Oylama öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tezkere için "Anayasaya aykırı ama evet" dedi ve onay verdi.

- 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum ile Türkiye'de parlamenter sistem sona erdi, "başkanlık" sistemine geçildi. Referandumda yüzde 51,5 Evet, yüzde 48,5 hayır oyu kullanıldığı açıklandı. Sonuçlara itirazlar oldu, ancak CHP sonucu kabullendi, protestoları yatıştırdı.

- AKP'nin zor anlarında, sınır ötesi tezkerelerde CHP iktidarın yanında yer aldı, "milli vazife" diyerek iktidara destek verdi. Kılıçdaroğlu, 2016 yılında Yenikapı'da yapılan mitinge AKP ve MHP ile birlikte katılarak "milli birlik" görüntüsü verdi.

Bana göre, AKP'nin yükselişinde bu olaylar en az 2010 Referandumu kadar, hatta daha çok etkili olmuştur. Ancak bazı kesimler tüm suçu 2010 Referandumunda "Evet" oyu kullanan sosyalist, demokrat ve liberallere fatura etmiştir. 2010 Referandumunda "Hayır" oyu kullanan MHP, İP (Vatan Partisi), Perinçek, Feyzioğlu, Nedim Şener son süreçte iktidarın en önemli destekçileri olurken, 2007 yılındaki Cumhuriyet Mitinglerini düzenleyen ulusalcılar bugün ağırlıkla iktidar yanında saf tutarken fatura YAE'çilere çıkarılmıştır. Oysa suçlanan YAE'çilerden birkaçı hariç tümü, Oya Baydar, Aydın Engin, Murat Belge, Ahmet İnsel, Mithat Sancar, Baskın Oran vb bugün iktidara en kararlı muhalefeti yürütenler arasındadır.

Tüm bu gerçeklere karşın hala ve sürekli olarak YAE'çiler suçlanmakta, onların bugün verdiği mücadele de yok sayılmaktadır. Amacımız AKP ve yandaşlarına karşı bir demokrasi birliği oluşturmak ise, müttefiklerimiz 2010 yılında "Hayır" diyen bugünün yandaşları değil, o gün YAE diyen ama bugünlerde AKP'ye karşı dik duran, mücadele edenler olacaktır!

Yetmedi mi yıllardır tüm suçu ve sorumluluğu YAE'çilere atarak vicdanınızı rahatlattığınız!

Yetmedi mi böylesi bir dönemde muhalefeti bölerek iktidar karşısında zayıflattığınız!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.