SON DAKİKA
Hava Durumu

Siz kimin askerisiniz?

Yazının Giriş Tarihi: 16.11.2013 09:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.11.2013 09:43

Bu askerlik tanımı, öncelikle "cinsiyetçi" bir yaklaşımla erkeği yücelten, kadını küçümseyen bir anlam içermektedir. "Askerlik yapmadan erkek olunmaz" ifadesi de bunun bir göstergesidir.

Öte yandan askerlik, erkekleri hem şiddetin uygulandığı hem de şiddet uygulayan bir konuma getirmektedir. Askerlik sonrası erkeklerin şiddet eğiliminin arttığı yapılan araştırmalarla belirlenmiş bir gerçektir. Bu durumdan en çok etkilenen ise kuşkusuz ki kadınlar olmaktadır. Dolayısıyla "askerlik", cinsiyetçi olmanın yanında militarist şiddeti besleyen bir olgudur. Askerlik kavramının bir diğer sonucu da, hiyerarşiyi savunmasıdır.

"Her Türk Asker Doğar" ifadesi toplumumuzda yaygın olarak kullanılmasına, askerlik hizmetini yapanlar tarafından slogan olarak atılmasına karşın, biliyoruz ki her Türk vatandaşı da, diğerleri gibi masum bir bebek olarak doğmakta, yaşamı boyunca aldığı eğitim, yönlendirmeler ve zorunluluklar sonucu "asker" olmaktadır.

İslam dininde askerlik kutsal bir görevdir. "Peygamber ocağı" olarak da adlandırılan askerlik hizmetine dindar kesim özel bir önem vermekte, askerlik kavramına İslam adına da sahip çıkmaktadır. Bu kesim içerisinde kendisini "peygamberin askeri" ya da "İslam'ın askeri" olarak tanımlayan çok sayıda kişi bulunmaktadır.

Kendisini "milliyetçi" olarak adlandıran kişiler ise askerliği "milli" bir görev olarak nitelemekte ve yüceltmektedirler. İnsana karşı devletin öne çıktığı, insanların devlete hizmet için varolduğunu savunan milliyetçi-sağ ideolojide askerlik, en önemli yurttaşlık görevi olarak nitelendirilmektedir.

AKP iktidarı döneminde, laik Cumhuriyetin yıkılmakta olduğu kuşkusunu taşıyan Kemalist/Ulusalcı kesim ise, AKP'ye karşı "Mustafa Kemal'in askeri" olmayı seçmişlerdir. Öyle ki, stadyumlarda bile seyirciler "Mustafa Kemal'in askeri" olduklarını haykırırken; son FB kongresinde Aziz Yıldırım taraftarları "Mustafa Kemal'in askeriyiz" sloganını atarak askerlik kavramına farklı bir boyut katmışlardır.

Dindarı, milliyetçisi, Kemalisti askerliği savunmakta, herkes birilerinin askeri olarak diğerlerine karşı savaşmayı hedeflemektedir. Kimsenin askeri olmadan, sivil bir birey olarak, herkes ile eşit ve barış içinde yaşamak yerine, "asker" olmayı benimsemenin nasıl bir ruh hali olduğunu anlamak giderek zorlaşmaktadır.

Bu ülkede insanların Mustafa Kemal'i veya İslam dinini ve Peygamberini sevmesi, ona özlem ve saygı duyması çok doğal ve insanca bir duygudur. Ancak, "bir kişi ya da kurumun her istediğini yapan, düşünmeden, sorgulamadan ona inanan, onun için savaşan" anlamına gelen ve açık biçimde cinsiyetçi, militarist ve hiyerarşik bir içeriğe sahip "askeri olmak" sevdasını, hele bu çağda anlamak kolay değil.

İnandığımız görüşleri, ideolojileri, inançları sonuna kadar savunalım, tartışalım ama bunu yaparken kimsenin askeri olmadan, salt bir birey olarak akıl, bilim ve vicdanla hareket hareket edelim. Aslında Gezi direnişinde yaşam tarzına yapılan müdahaleye karşı çıkan gençler bize bunu işaret etmişti. Farklı görüşlere sahip gençler, ayrılıklarını bir kenara koyarak ortak bir amaç için direnirken "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atanlara karşı, "Kimsenin askeri olmayacağız" ve "Mustafa Keser'in askerleriyiz" diyerek bunu açıkça ifade etmişlerdi.

Evet, bir kez daha söylemekte yarar var. Gezi'ye kulak verelim. Eşit, adil, özgür, demokratik ve ekolojik bir ülkenin kodları Gezi direnişinde var. Eski simgelerle, ayrıştırıcı söylemlerle siyaset yapma dönemi kapandı. Anlayana...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.