SON DAKİKA
Hava Durumu

Müjde!

Yazının Giriş Tarihi: 21.08.2020 17:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.08.2020 17:43

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan birkaç gün önce TV'de "Cuma günü Türkiye için önemli olacak bir müjde açıklayacağım" demişti. Bugün "müjde"sini açıkladı. Beklendiği gibi, Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunmuş.

Kuşkusuz ki ülkemizde bir doğal kaynak bulunmasının olumlu olduğu düşünülebilir. Ancak bu olayın üzerinde durulması gereken farklı yönleri var.

Doğal kaynaklar açısından çok zengin bazı ülkeler, Irak, İran, Venezuella gibi, bu zenginliği halkına yansıtmadığı gibi demokrasi açısından da çok fakir durumdalar. Yani, kaynaklara sahip olmak tek başına yeterli değil. Önemli olan kaynakların nasıl, kimin/kimlerin yararına kullanıldığı ve ülkede demokratik ve adil bir yönetim olup, olmamasıdır.

Öte yandan bulunduğu söylenen kaynak doğalgaz, yani bir "fosil yakıt". İklim krizinin giderek derinleştiği günümüzde artık fosil yakıtlar terk ediliyor, ülkeler yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. Çünkü iklim krizinin en önemli etkenlerinin başında fosil yakıt kullanımı geliyor. Geleceğimizi düşünecek olursak doğalgaz, kömür, petrol gibi fosil yakıtları yerin altında bırakmamız, bu kaynaklardan uzak durmamız gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda da doğalgaz rezervi bulunmuş olması bizim için "müjde" olamaz, olmamalı.

Ülkemizde daha önce de, özellikle seçim öncelerinde pek çok kez doğalgaz, petrol bulunduğuna ilişkin açıklamalar yapılmıştı. Ama daha sonra bu konularda somut bir gelişme olmadı. Bugün ülke ekonomisi oldukça sıkıntılı bir dönem yaşıyor. İktidar, ekonomi dışında başka sorunlarla da karşı karşıya. Bu sıkışmışlık durumundan çıkmak için halka "müjde"ler verme ihtiyacı duymaları da anlaşılabilir bir şey. Ancak bu tür "müjde"lerin bizler açısından anlamlı olmadığı da bir gerçek.

Bana göre bugün yaşadığımız sorunların büyük bölümü demokrasiden, hukuktan yoksun yönetim anlayışıdır. "Ortak akıl" değil tek kişinin aklıyla ülkenin yönetilmek istenmesidir. Sorunların arkasında ayrımcılık, kamplaşma, bilim ve akıldan uzaklaşma gibi pek çok neden vardır.

Çok sayıda siyasetçi, gazeteci, akademisyen, aydın cezaevinde adeta rehin tutulmaktadır. KHK'lerle binlerce kişi işinden atılmış, açlığa mahkum edilmiştir. HDP'nin neredeyse tüm belediye başkanları görevden alınmış, yerlerine kayyım atanmıştır. İşsizlik dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Enflasyon, özellikle de gıda fiyatları sürekli artmaktadır. Doğanın talanı artık tahammül sınırlarını aşmıştır. Din ülke yönetiminde giderek daha çok etkili olmaktadır. Kadın katliamları artarken, kadınlara koruma sağlayan "İstanbul Sözleşmesi" gibi protokoller kaldırılmak istenmektedir. Yaşamın tüm alanlarında baskılar, kısıtlamalar artmaya devam etmektedir.

Bu koşullarda gerçekliği kuşkulu olan, gerçek olsa da yararı yanında pek çok zararı da olan, kime yarayacağı belli olmayan "müjde"ler kimseye beklediği faydayı sağlayamaz. Eğer halka gerçekten bir müjde verilmek isteniyorsa bir an önce parlamenter siteme geçilmesi, ülkenin tek adam değil, ortak akıl ile yönetilmesi, ülkede ve dünyada barış politikalarına dönülmesi, emeğin ve doğanın sömürüsüne son verilmesi, başta yargı olmak üzere tüm kurumların bağımsız hale getirilmesi konusunda sözler verilmesi daha gerçekçi olacaktır.

Bu konularda gelişme olmadıkça değil gaz çıkarmak, yerin altında "dolar rezervi" de bulunsa bir yararı olacağını sanmıyorum.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.