SON DAKİKA
Hava Durumu

Eski Türkiye'ye dönüş mü?

Yazının Giriş Tarihi: 12.10.2014 11:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2014 11:17

Özellikle Kürt yurttaşlarımız Kobane sınırında nöbet tutuyor, bir şeyler yapabilme çabası ile yanıp, tutuşuyor.

Bayramın 3. günü IŞİD saldırılarının yoğunlaşması ve Kobane'nin tek nefes alacak yeri olan Türkiye sınırındaki kapının da IŞİD eline geçme tehlikesi bu tedirginliği daha da arttırdı. Tabandan gelen baskı ile HDP, yurttaşları Kobane'ye sahip çıkmak için sokağa çağırdı. Demokratik tepkilerini göstermek için sokağa çıkan HDP ve diğer demokratik kesimlere, güvenlik güçleri, bazı milliyetçi gruplar ve IŞİD yanlıları karşı tepkide bulununca ülke karıştı. Bazı provakatörlerin de etkisiyle şiddet tırmandı, onlarca ölü, yüzlerce yaralı ve maddi kayıplar oluştu.

Bu olayların ardından herkes suçlu arama peşinde. Başta iktidar olmak üzere pek çok kişi HDP'yi suçluyor. Kobane'deki acil durum nedeniyle halkın demokratik tepkisini sokakta göstermesini isteyen HDP de kuşkusuz olayların bu boyuta ulaşacağını tahmin etmemiştir. Ancak yine de HDP'nin bu davranışı eleştirilebilir, yanlış bulunabilir. Şiddet, kimden ve nasıl gelirse gelsin kabul edilemez.

Olayların tırmanmasının ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bu konuda adım atmış, halkı her türlü şiddetten uzak durmaya çağırmış, özellikle bayrak ve Atatürk'e saldırıların, yağmalama gibi olayların kabul edilemeyeceğini açıklıkla ifade etmiştir. AKP başta olmak üzere diğer kesimler ise olayları yatıştırmak bir yana yangına benzin dökmeye devam etmişlerdir.

İçişleri Bakanı'nın "şiddete misliyle karşılık verilecektir" ifadesinin demokrasilerde karşılığı yoktur. Devletin görevi şiddeti önlemektir, şiddete misliyle karşılık vermek değil. Benzer biçimde Başbakan Davutoğlu'nun "Teröristler iki saat içinde cezalandırıldı" ifadesi 1990'lı yılların söylemini, yargısız infazları hatırlatmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan da önceki gün "Asker de polis de gereği neyse yapacaktır" ifadesi ile zaten oldukça yıpranmış olan hukuk devletinin tamamen rafa kaldırılacağı endişelerini ortaya çıkartmıştır.

AKP iktidarı ne yazık ki yanlışlarda ısrar ediyor. Esad'ın ne pahasına olursa olsun devrilmesi ve Rojava devriminin inkarına odaklanmış politikalarla ne ülkede ne de dünyada barışın sağlanması olanağı yoktur. Kardeşleri, akrabaları Kobane'de katliam tehdidi altında iken olan biteni sadece seyreden, hatta IŞİD'e destek olduğu izlenimi yaratan, "Kobane düştü, düşecek" sözleri ile Kürt halkının duyguları ile adeta alay eden bir anlayış barışa, çözüme hizmet edemez. BM kararına karşın Kobane için bir yardım koridoru açmamakta diretmesi, olası bir katliamın sorumluluğunu Türkiye'nin üstlenmesi anlamına gelecektir.

Gerek barış sürecinde hala somut bir adım atılmaması, gerek Kobane konusunda izlenen duyarsız politika, gerekse de iktidar yetkililerinin son günlerdeki hukuk ve adaleti yok sayan söylemleri "acaba 1990'lara geri mi dönüyoruz" endişesi yaratmaktadır. "Yeni Türkiye" iddiası ile göreve gelen Davutoğlu hükümetinin son günlerdeki eylem ve söylemleri "eski Türkiye" izleri taşımaktadır. Uzun yıllar sonra bazı illerde sokağa çıkma yasağı konulması, tankların şehir merkezine inmesi bu algıyı pekiştirmektedir.

Otuz yıl boyunca Kürt sorununu çözmek bir yana inkar eden, bunun yol açtığı "kirli savaş"ta 40.000 yurttaşını kaybeden Türkiye bir daha aynı yoldan yürüyemez. Bir halk deyimi ile "aynı suda iki kez yıkanılmaz". Silahla çözüm sağlanamayacağını hem devlet hem de PKK anladığı için barış süreci başladı. Şimdi tekrar geriye dönüş, işe yaramadığı bilinen eski yöntemlere başvurmak tam bir akıl tutulmasıdır. Einstein "aynı şeyi defalarca tekrarlayıp farklı sonuç alacağını sananlar aptallardır" demişti. Ben devletin/iktidarın da PKK ve Kürt halkının da aptal olduğunu sanmıyorum.

Bu ülke Türkler, Kürtler ve diğer halklar tarafından birlikte kuruldu. Hiçbiri diğerinden daha fazla hak sahibi değil. Türkiye'de birlikte, eşit ve barış içinde yaşamak dışında başka bir seçeneğimiz yok. Umarım herkes aklını başına toplar ve eski, kirli, işe yaramaz yollara geri dönmek yerine barış ipine daha sıkı sarılır.

Şimdi iktidarın Kobane ve barış süreci için somut bir adım atması gerekiyor.

twitter.com/aserdaresen

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.