SON DAKİKA
Hava Durumu

Zaman acımasızlığıyla bilinir

Yazının Giriş Tarihi: 03.04.2017 12:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.04.2017 12:25

Tarihe yaptığımız en büyük saygısızlık sadece iyi olanları, göğsümüzü kabartanları alıp, sadece onlardan bahsetmemiz, övgüler dizmemiz hatta bir gün yeniden diriltme ütopyasında yaşamamız.

Nereden mi çıktı bu yeniden diriltme? TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın'ın sözlerinden. Yeniden büyüyen Türkiye karşısında çılgına dönen Avrupa'ya sövüp sayıp, ardından köklü geçmişe sahip bir milletin evlatları olduğumuzu hatırlamamız.

Aydın, ecdadın medeniyetler kurarak adalet ile 600 yıl boyunca hükümranlığını sürdürdüğünü, şimdi o ecdadın torunları olarak yeniden uyanışa ve dirilişe geçildiğini savunuyor.

Ahmet Aydın, yeniden dirilteceği Osmanlı ütopyasında yaşamaya devam etsin, ben, bizler Atatürk'e '19 Mayıs 1919'da doğdum' diyen Satı Kadın'ın torunları olarak emanet edilen Cumhuriyet'e, ülkeye sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Satı Kadın, Türkiye'nin ilk kadın muhtarı, aynı zamanda Ankara milletvekili olarak Meclis'e giren ilk 17 kadından biridir.

Devlet yönetimini koyun, keçi gütmekle bir tutan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Adam Smith, Rousseau, Keynes gibi onlarca insan boşuna sayfalarca kitap yazmış, bir koyun gütselermiş her şeyi çözüme kavuşturacakmış meğer!

Eğitimin geri dönülmez çöküşü

Eğitimde tek değişmeyen unsur 'her sene değişimin olması' istisnasız devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz 'el yazısının' kaldırıldığını duyurdu.

Yaptıkları her değişimi büyük bir gururla anlatan Milli Eğitim bakanlarımızın şimdiye kadar ellerinde kalan yine değişimi gerektiren boşluktan başka bir şey değil. İsmet Yılmaz da yapacağı değişikleri büyük bir gururla anlatmaya devam ediyor. Yeni müfredatla 'Çocuklarımızı bilgi hamalı yapmak istemiyoruz. İyi bir yoldayız. Bize güvenin' diyor.

Güvenmek kelimesi şöyle dursun; YGS'den sonra Kayseri'de düşük puan aldığı gerekçesiyle, Çanakkale'de 1 dakika ile sınava yetişemediği için psikoloji bozulan 18 yaşındaki gençlerin intiharına söyleyecek bir sözü var mı?

Benim tek sözüm var; Zaman kaybına neden olan eğitim sistemsizliğimiz gençlerimizi ölüme sürüklüyor, geleceğimizi öldürüyor.

Her başarısızlığın altında öğretmenleri sorumlu tutan, bunun için öğretmenleri de deneme tahtasına çevirip, 1 yılda mesleğin itibarını bütünüyle zedeleyen Sayın Milli Eğitim Bakanı, 'Türkiye zenginleştikçe, Türkiye büyüdükçe öğretmenlerin de özlük haklarını iyileştirecektir' diyor. Sözleşmeliyle mi, ücretli kölelikle mi, 6 yıl eşinden ayrı kalarak mı? Bir bakanın gençlerin hayatını nasıl felakete, eğitimi nasıl geri dönülmez çöküşe sürüklediğinin tarihi sürecini izliyoruz.

Gençlerin kayıp zamanları ne olacak? Zamanı geri alıp, "Sakın yapma, birçok zorluk olsa da yaşamak güzel" umudunu nasıl vereceğiz gençlere?

Bilinir ki zaman acımasızdır.

@pelinak08

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.