Bursa’nın suyunun en bol olduğu yer Kestel’in Alaçam Köyü dediler. Biz de Bursa Su Kolektifi olarak köye gittik. Alaçam Köyü, çevre köylere göre biraz daha turistik bir yer. AKP vekili Faruk Çelik’in de yerleri varmış köyde.
Sorduk, ‘Suyunuz var mı? Bol mu?’ diye.
Varmış suları varmış ama ancak kendilerine kadarmış.
Aroma fabrikası, kurmak istediği fabrika için su istemiş köyden. Muhtar vermemiş suyu. Köyden Erikli’ye giden su da kesilmiş. Artık Erikli’ye su verilmiyor. Tasarruf olsun diye sokak çeşmelerinin suyunu kısmışlar. Dışarıdan gelenlere bir damla su verememişler. "Tedbir almamış olsaydık biz bile susuz kalacaktık" diyor muhtar haklı olarak ve ekliyor: “Bizden artık kimse su alamaz. Öncelik içme suyumuz. Su yoksa hayat yok demektir.”
Köyde bir de 45 yıldır yapılamayan bir baraj hikayesi var. Zemini geçirgen yapıda olduğundan su tutmamış. İlk gelen mühendis söylemiş; ‘Su tutmaz’ diye. Ama hala daha bir dünya masraf etmeye devam ediyorlarmış. Çok uğraşmışlar ama su tutmamış.
Alaçam’dan suyu sadece Bursa Su alıyormuş. Muhtar önce ‘halk’ diyor, belediye ne diyecek?
Kestel’in başka bir köyünde, ‘Su sıkıntınız var mı?’ sorusuna esprili bir dille yaklaşan köylüler, ‘Hiç yok. Olmayan şeyin sıkıntısı mı olur?’ diyerek yanıtlıyorlar.
Kaynak suyu şirketlere, dere suyu köylüye
Alaçam’daki köylüler Gözedeliler su sorunu yaşıyor deyince rotamızı bir de Gözede’ye çevirdik. Osmanlı’dan eski, 4 bin dönümlük alandaki üretimiyle Kestel’in en büyük tarım köyü fakat su sıkıntısının ağır yaşandığı yerlerden birisi.
Birçok fabrikanın su kaynağı için ilk uğrak yerlerinden Gözede. Şimdi sadece Muradiye, su alıyormuş Gözede’den. Diğer su şirketleri Orhaniye Köyü’nden suları satın alıyormuş. Erikli ve Derekızık, Derekızık Köyü’nden su alıyormuş.
2014 yılında Muradiye fabrikasına su vermek için köye iki baraj yapılmış, biri yukarıya, biri arka tarafına. Köylüye “Baraj yapacağız, sulama suyunuzu alacağız, takviyeyle idare edeceğiz” denmiş. Dönemin BUSKİ müdürü köye gelerek, “Biz size yukarıdan kaynak getireceğiz. Kaynak suyunu alacağız, fabrikaya (Muradiye Su) götüreceğiz” demiş. Köylü, kapalı sisteme geçilecek diye “tamam” demiş. Tarım arazilerinin içerisinden boruları geçirmişler bir gün. AKP’li belediyeye ait Muradiye Su faaliyete geçmiş.
Eğrek Deresi ve Deliçay Deresi’nin birleştiği yerin altından çıkan su, dere suyu köylüye getirilmiş. BUSKİ, bir bayram üstü yeniden gelmiş: “Bayram üstü, çok sıkıştık, 3 gün suyu bize ver” demiş köylüye. Suya kelepçeyi takmış, önce 3 gün suyu kendi deposuna aktarmış, sonra yarısını almış, geçen sene suyu komple deposuna aktarmış. BUSKİ, köyün bütün kaynak sularına el koymuş.
3-4 sene önce de AKP’li belediyeye ait Bursa Su’ya kaynak olarak Gözede’den bakmışlar. Taşı kurcalamışlar, suyu kaçırmışlar. Alaçam’dan su almışlar sonra. Suya karşılık yol yapılmış.
“Burada bir adaletsizlik var”
Geçen yıl köylü isyan etti susuzluktan. Yürüyüş yaptı, BUSKİ’ye gitti, itiraz etti. Haberlere Muradiye fabrikasına giden su borularını kestiler diye geçti ama dışarıdan gelen basın mensubu biri “Kesin şu boruları da görsel olsun” demiş. Bu köy, AKP İl Başkanı Davut Gürkan’ın köyü. Duyduğumuz cümle aynen şöyle: “Şimdi Bozbey de kazandığı için Davut verdi coşkuyu. ‘Düne kadar akıyordu da Bozbey de mi böyle oldu.’ İşi başka mecraya bir çektiler. Bizim köy oldu terörist köy.”
Köylüler, geçen yıl gelen kaymakama su konusunda adaletsizlik olduğunu anlatmış. Kaymakam Bey, “ofisime gelin, orada konuşalım” demiş. Köylüler gitmişler, anlatmışlar. “Dilekçe yazın” demiş kaymakam bu sefer. Köylüler, dilekçeyi yazmışlar: “Bu köyde 1500 ton böğürtlen, 600 ton ahududu, bin tonun üstünde armut üretiliyor. Gözede’ye gelen kaynak sularını şirketler, BUSKİ kullanıyor. Bizim köyün bir su kaynağı kalmadı. Burada bir adaletsizlik var.”
Gözede’nin barajları tam takır kuru bakır olunca
Köyden yer alanların artmasıyla da su sorunu yaşanmış 600 haneye yaklaşan köyde. İsteyen açıyormuş çeşmeyi, tarlayı suluyormuş. Su kalmayınca tarım sulamada kullanılan dere suyunu çeşmeye vermişler, arkasından kloru basmışlar. Oltaya takmaya böceğin dahi yaşamadığı suyu içme suyu yapmışlar. Ağustos’un 15’inde Gözede’de barajlar tam takır kuru bakır. Bu yıl herkes kendi tarlasına sulama kuyusu açtırmış da ondan dolayı rahat geçirmişler yazı. Sulama günlerini 4 günden 10 gün aralığına çıkarmışlar. Su yukarda kaçtığı için kuyular 400 metreye kadar iniyormuş.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BUSKİ’ye ait 155 su kuyusu olduğunu söylemişti. Boyahanelerin kaçak su kuyularının yanına ekleyin şimdi köylerdeki yeni açılan sulama kuyularını.
Uludağ’ın su kaynakları artık Bursa Valiliği’ne devredilmiş durumda. Bozbey, Uludağ’ın doğal kaynak sularını kullanan 32 özel şirketin içme ve kullanma suyunun yüzde 4’ünü kullandığını söylemişti. Bu yüzde 4‘lük oran sözleşmelerde var olan kullanım hakları ile ilgiliymiş. Oysa köylüler, “Meraları gezelim, yüzde 4 mü, yüzde 400 mü görürüz” diyor.
Uludağ çok zengin su kaynaklarına sahip ama… Halka ne içme suyu var ne çeşme suyu.
Aylardır iki gün dışında yağışın düşmediği Bursa’nın susuzluk sorununa karşı planı nedir? Türkiye’de bir zamanlar Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) vardı. Kentlerde yaşanacak bu gibi sorunlar için öngörüleri çıkararak bir planlama yapmaktı görevi. 1980 darbesiyle bu kurum “Bize plan değil pilav gereklidir” sözüyle yok edildi. Alın size pilav… Suyu bulup pirinci pişirirseniz, yersiniz.