Ülkede siyaseti artık CHP belirliyor

Berkay Gezgin ismini o tek cümleyi söyleyene kadar kimse bilmiyordu.

2019 Yerel Seçimleri'nde Ekrem İmamoğlu'nun seçim otobüsünün önüne geçerek "Her şey çok güzel olacak Ekrem abi" dedi. Berkay Gezgin'in bu sözü adeta bir milat oldu sadece kendisine, İmamoğlu’na değil herkese umut verdi.

Şimdi bedeni Silivri Cezaevi’nde tutsak bulunsa da ismi Cumhuriyet Halk Partisi’nin 60 kişilik Parti Meclisi’nde yerini aldı. Bir cümleyle geleceğini hiç beklemediği bir yönde inşa eden yegâne insanlardan biri oldu.

Turpun büyüğü gerçekten var mı bilemem ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin 21’nci Olağanüstü Kurultayı, ardından konuşulacak birçok yorum bırakarak tarihe geçti.

Genel Başkan Özgür Özel bu kurultayda eskisinden daha güçlü, daha güven tazelemiş, daha lider bir şekilde çıksa da CHP bu olağanüstü kurultaya neden ihtiyaç duydu? Özel, kayyuma karşı bir önlem olduğunu söyledi ancak ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun partiye dışarıdan müdahale etmesini, iç işlerine karışmasını engellemek için olağanüstü kurultayı topladığını düşünüyorum. Erdoğan’ın ‘şaibeli kurultay’ iddialarına destek Kılıçdaroğlu’nun CHP yönetiminin açıklama yapması gerektiğini belirterek, "Yapmıyorsanız, sükût ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada" sözleri, belki de kendisini yeniden koltukta görme hevesi olağanüstü kurultaya kadar uzandı.

Ülkede siyaseti artık CHP belirliyor

Ankara’ya kurultayı takip etmek isteğiyle gitmiş olsak da salonun küçük, partililerin yoğun olmasıyla dışarıdan görmüş olduk. Fakat kurultay sonrasında Genel Başkan Özel’in miting alanındaki konuşması Türkiye’de siyasetin yönünün nasıl gideceğinin işaretini verdi. Ülkede artık siyaseti CHP belirliyor diyebiliriz.

Öncelikle CHP’nin ilk kurultayının 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresi olduğunu hatırlatarak, Özel’in ‘baba ocağı’ olarak nitelendirdiği CHP’nin varlığını şekil değiştirerek nasıl sürdürdüğünü, sürdüreceğini “Tapusu ne bendedir ne bir başkasındadır. Tapuda bir tek isim yazmaktadır; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisidir” sözleri gayet net ortaya koyuyor.

Bursa’nın kadın siyasetçileri ön planda yer alıyor

Konuşmasının en önemli ayrıntısına geçmeden Bursa özelinde ise Özgür Özel ve Bursa CHP İl Başkanlığı arasında bir dayanışmanın olduğunu, birbirlerine destek olarak var olacaklarını hem Özel’in konuşması hem de Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın her daim Özgür Özel’in yanında yer almasıyla görüyoruz. Yeşiltaş, Özel’e desteğini ve Bursa’da sağladığı birliği, beraberliği devam ettireceğini bir kez daha gösterdi. Bu da Bursa’da partililerin Yeşiltaş’a olan güveninin arttığını ve desteğinin süreceği anlamına geliyor. Diğer yandan Parti Meclisi’ne Bursa’dan 2 kadın ismin girmiş olması, kadın siyasetinin varlığı umarım bu kentte yaşayan, siyasette var olmak isteyen her kadın için bir ışık olur.

İcazet mi feraset mi?

Özel’in konuşmasında önümüzdeki süreçte neleri konuşacağımız kısma gelirsek ‘icazet’ ve ‘Trump’ kelimeleri belirleyici. Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı 19 Mart darbesinin ‘cunta başı’ olarak ilan ediyor. Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump'tan onay alarak Ekrem İmamoğlu'nu tutuklattığını iddia eden Özel, 19 Mart darbesinin planlayıcıları arasında ‘okyanus ötesini’ de işaret ederek, "Erdoğan'a sesleniyorum; milletten oy alarak seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a değil, darbeye kalkışan cuntanın başı Erdoğan'a sesleniyorum. Amerika'nın icazetini alıp almadığını gözümüzün içine baka baka söyle" dedi.

Özel’in bu çıkışı ülkenin siyasetinin gidişatını belirleyecek gibi görünüyor. Artık hukuki açıdan da sıkıntılı olan, hayatlarımızı tehdit edebilecek bir yönetimle karşı karşıya kaldığımızı Özel net bir dille, hiçbir şeyin arkasına saklanmadan, gizlenmeden, korkmadan söylüyor. Bu söylem tabii ki Erdoğan’ın ‘kara kutusu’ Hakan Fidan’ın rahatsız edecek, ‘Haddini bil’ diye parmak sallayacaktı.

Bakalım, Özel ‘artık haddini bilecek’ mi? Ya da Trump, Özel’in ‘cunta başı’ ilan ettiği bu yönetimin ‘icazet’ aldığına ilişkin neler söyleyecek?