SON DAKİKA
Hava Durumu

Siyasi yozlaştırma

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2016 09:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2016 09:43

Doğuştan gelen, aynı türdeki hayvanlardaki farklılığı ayırt edebilme, dildeki bütün fonetik sesleri ayırt edebilme gibi özelliklerimizi de zamanla kaybediyoruz.

'Ben' dönemini geçen bir çocuğun adalet duygusuna sahip olması ve zamanla çocuğun dünyaya uyum sağlaması için bu duygunun çevreye göre şekillenmesi de yozlaşan özelliklerimizden sadece biri.

"Siyaset" veya "politika" devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü olarak tanımlanıyor.

Bu bağlamda devletin birinci ve en önemli amacının da; vatandaşlarının ırk, din, mezhep ayrımı gözetmeksizin iyi refah düzeyinde yaşamasını sağlamak olması gerekiyor.

Maalesef ki Türkiye'deki siyaset ırk, din, mezhep ayrımı yaparak çarpıtılmış ideolojilerle halkın ayrıştırılmasına, yozlaştırılmasına sebep olmaktadır. Yozlaşma siyasetin kendisinden başlayarak halka yönlendirilmiştir.

"Siyasi yozlaşma"yı yozlaşmanın en tehlikeli türü sayabilir miyiz? Tarihte de örneklerine tanık olunan siyasi yozlaşma bir devletin çöküşüne zemin hazırlayan en tehlikeli türdür. Halkın yönetimde etkin olma hakkının elinden alınması, devletin kurulduğu ilkelerin amacından saptırılması, siyasilerin halkı görmezden gelerek tarihi ve kültürel değerleriyle bahaneler üreterek oynaması ve halk tarafından benimsenen rejimin siyasilerin kendi amaçları doğrultusunda değiştirilmeye çalışılması siyasi yozlaşmanın en belirgin göstergeleridir.

"Siyasi yozlaştırma" devleti yöneten ve halk adına karar alan siyasilerin halkı hiçe sayarak aldıkları kararlarla zorbalık ve güç gösterisinde bulunarak halkı yozlaştırmaya, felakete, yok oluşa sürüklemektir.

Bir insanın sahip olması gereken en doğal haklar; temel haklar, sosyal ve ekonomik haklar kapsamında kişi hürriyetinin ve güvenliğinin sağlanması, düşünce ve kanaat hürriyetinin, eğitim ve öğrenim hakkının, çalışma hakkının, sağlık, çevre ve konut hakkının korunması devletin sağlaması gereken haklarken siyasilerin para politikalarına ortak edilmesi siyasi yozlaştırmanın halk tarafından fark edilmesini sağlayacak göstergeleridir. Diğer birçok hak olmasına rağmen özellikle seçilerek yazılmış bu haklar neden bizim için bu kadar önemlidir?

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde yer alan en temel ihtiyaç fizyolojik ihtiyaçlar, ikinci ihtiyaç ise güvenlik. Kişinin kendisini güvenli hissedemediği bir ortamda korkuyla yaşaması kişide birçok fizyolojik ve psikolojik sorunlara yol açar. Nitekim hayvanlarda kendilerini güvensiz hissettikleri çevrede hayatlarını çok uzun sürdüremezler.

Türkiye'nin farklı şehirlerinden hemen hemen her gün intihar bombacılarının kendilerini imha ettikleri haberi gelirken, terör ihbarları nedeniyle belli bir süreye kadar bütün miting, gösteri ve toplantılar yasaklanırken kişilerin güvenliğinin sağlanması uzun bir süre rafa kalkmış görünüyor.

Binbir renktedir çiçekler. Bütün çiçekleri aynı renge boyayamazsınız. Nasıl bütün insanlar aynı kalıba sığmazsa? Nasıl bütün insanlardan farklı düşünceler doğuyorsa, herkes düşüncesini açıklama ve yayma hürriyetine sahiptir. Bahşedilmiş en güzel özelliktir düşünce. Söylemek için dil, yazmak için el verilmiş olmalı sonrasında.

Eğer bir ülkenin tarihinde "düşünce suçu" gibi bir ifade kullanıldıysa ve halen daha kullanılmaya devam ediliyorsa o ülkenin kara lekesidir o ifade. Halkı bilgilendiren mecralar tarafsızlıktan uzaklaşmış yanlı hakaret ediyorsa, tek bir kişinin ağzına bakılarak yayılıyorsa yaşananlar, hiçbir delil gösterilmeden yazılarından, farklı düşüncelerinden dolayı suçlu durumuna düşürülüyorsa insanlar düşünce hürriyeti siyasi yozlaştırmanın elinde can çekişiyor demektir.

Sokrates'in "Kendini bil" ilkesiyle çağlar öncesinden önem kazanan eğitim, kötülüğün ana rahmi bilgisizlikle en büyük mücadeleyi vermeye halen daha devam ediyor.

Görüldüğü gibi yıllara meydan okuyan tek kelimedir eğitim. Çağlar öncesinden günümüze ulaşan, günümüzden çağlar sonrasına dokunacak olandır. Birken bin olandır.

Eğitim herkesin hakkı. Eğitimde fırsat eşitliği gösteri politikasını yürüten Milli Eğitim yetkilileri, eğitime yaptıkları büyük vurgunla gelecekleri siyasi yozlaştırmanın tesiri altına almayı amaçlamışlardır. Dikişi tutturamayan makine gibi her sene değişen eğitim sistemine sistem demek yanlış olur; değişemeyen sistemsizlik dense yeridir.

Proje okullar aldatmacasıyla kaliteli eğitim veren okulların kalitesizleştirilmeye çalışılması, askeri lise öğrencilerinin yarım kalan hayalleriyle geleceklerinden olması, şaha kalkan müdür atamaları, kim vurduya giden binlerce öğretmenin geleceği, 4-5 yıl emeğin ardından alınan diplomaların sorgusuz insanların ellerinden alınması, yasal hak olan sendikanın binlerce öğretmeni mesleğinden etmesi, öznelliği aşikâr olan, puanlama güvenirliği ve geçerliliği neredeyse sıfır olan bir yöntemin öğretmen olmak için seçilmiş olması eğitimdeki sorunların üzerine 3 ay gibi kısa bir sürede eklenerek siyasi yetkililer tarafından yasalaştırılmış sorunlardır. Eğitimin yozlaştırılması kötülüklerin hortlamasıyla eş anlamlıdır. Geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurur.

TÜİK verilerine göre 2016 Temmuz ayında işsiz sayısı 354 bin artarak 3 milyon 324 bin oldu. Böylelikle işsizlik oranı yüzde 10,7'ye yükseldi. İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun verilerine dayanılarak belirtilen bu sayıların gerçekte daha yüksek olduğu kabul edilebilir.

Devletin asli görevlerinden biri de ülkede istihdamı sağlayıp işsizlik oranının en aza indirilmesi gerekirken her geçen sene istihdamın azalıp işsizlik oranının artması, genç ve dinamik nüfusun her geçen sene biraz daha ümitlerini kaybetmesine ve insanların yoksullaşmasına neden olmaktadır. Siyasi yozlaştırmada maddiyatın toplumu yöneten kesim için önem kazanması kişiler arası iletişimde büyük uçurumlara davetiye çıkarmaktır.

Bundan 10 yıl kadar önce en düşük maaş alan memur kesiminin bile ev alabilmek için emeklilik umutları vardı. Oysa şimdi ev deyince yanına bankadan alınan kredi faizlerini, ölçüyü aşan fiyatları, bulutları aşan TOKİ'leri de koymak gerekiyor. Yani bu devirde ev satın alabilen zengin sınıfında anılıyor.

Siyasi yozlaştırma her gün farklı bir sorunla karşımıza çıkıyor. Doğayı, eğitimi, düşünceyi, ekonomiyi, kültürü, tarihi değerleri ve daha birçok alanı olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Siyasi yozlaştırmaya engel olabilecek tek şey ise özgür düşüncelerle birlikte hareket edebilmek, yok edilmeye çalışılan değerlere sahip çıkabilmektir.

93 yıldır bu topraklarda varlığını sürdüren tarihin, geleceklere miras bıraktığı en muazzam değeridir CUMHURİYET.

@pelinak08

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.