Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ekim ayı birinci oturumu yapıldı. Parti sözcülerinin konuşmalarının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in gündeme getirdiği konu Eylül ayında genel bütçe vergi gelirleri payından yapılan kesinti oldu.
Bozbey, Eylül ayında gelmesi gereken 1 milyar 14 milyon liralık genel bütçe vergi gelirleri payından yüzde 51 (517 milyon TL) kesinti yapıldığını söyledi. Bozbey, “Yapmış olduğumuz araştırmalar, bu süreci Yıldırım Vergi Dairesi Müdürü’nün başlattığını gösterdi” dedi, Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olarak yaptığı gözlemlerde başka hiçbir belediyede bu denli kesintinin yapılmadığını söyledi. Bozbey’in “Umarım Bursa’da siyaset yapanların bir dahli yoktur. Umarım bu zat-ı muhterem kendi kendine karar vermiştir. Bu ölçüde kesinti yaşanan bir tek Bursa vardır. Bunu da başlatan Yıldırım Vergi Dairesi Müdürü’dür” sözlerine AK Parti sıralarından itiraz gecikmedi. Kesintinin Maliye Bakanlığı tarafından yapıldığı Yıldırım Vergi Dairesi Müdürü’nün kesinti yapılmasında bir dahli olmadığı, bütün belediyelerde kesintinin yapıldığı söylendi.
Bozbey, sözlerinde direndi ve “Böyle bir kesinti başka bir belediyede olmamıştır. Bir tek Bursa’da böyle bir kesinti olmuştur” dedi.
Kadın cinayetleri ve kadının kutsallığı
Büyükşehir Meclisi'nde tartışma yaratan bir diğer konu kadın cinayetlerine yapılan protestoydu. CHP’li kadın Meclis üyeleri, kadın cinayetlerini siyah giyerek ve ‘Susma’ yazısıyla protesto etti. AK Partili Meclis Üyesi Ali Çelik, İstanbul Sözleşmesi'ne değil Kuran’a bakılmasını söyledi. Kuran’da ‘kadının kutsallığına’ ilişkin geçen sözleri hatırlatan Çelik, “her zaman erkeklerin suçlanmaması” gerektiğini söyleyerek “Bazı kadınlar sebepsiz yere emniyetten koruma talep ederek erkeklerini ezmektedir. Kadın anadır, bizleri doğuran anadır” şeklinde cümleler kurdu. CHP’li üyeler Çelik’in sözlerine masalara vurarak tepki gösterdi.
Kadınlara yüklenen bu ‘kutsallık’ cins kırımın temelini oluşturmuyor mu zaten. ‘Kadının kutsallığını’ kendisine eşitlemeye çalışan, hatta üstünlüğünü can alarak kanıtlamaya çalışan patriyarkal kendi gücünü gösteriyor. Yaratılan iki cinsin de kutsallığa ihtiyacı yok. Sadece birbirini anlamaya ihtiyacı var düşüncesinin kabulü sanırım bu toplumda zor yer edinecek.
‘Bir metre kadar daha tarım toprağını kaybetme lüksümüz yok’
Tartışmaların ardından Bursa’nın gündem maddeleri oylandı. Bozbey, Osmangazi ilçesi Dağakça Mahallesi’nde ‘Kırsal Turizm Alanı’ olmasına yönelik plan değişikliğinin tekrar görüşülmesini isteyerek İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na havale etti. Bozbey, kırsal turizm alanı olarak açılan yerlerde doğru işlerin yapılmadığını, “Bunun önünü açtığımız takdirde eskiden mevzi imar planları vardı, ona dönecek bir süreci yaşayabiliriz. Sonra bir bakacaksınız konutlar olmuş, sonra onlara elektrik, su alt yapı talepleri gelecek. Kırsal turizmi destekleyelim ama amaca bakarak bazılarının önüne set çekmemiz lazım” sözleriyle anlattı. Kaçak yapılarla mücadele edeceklerini, kaçak yapılara izin vermeyeceklerini söyleyen Bozbey, “Yeteri kadar tarım toprağı kaybettik. Bir metre kadar daha tarım toprağını kaybetme lüksümüz yok” dedi.
Temellimiz kaçak yapılarla mücadelede şehrin ortasındaki santrallerin de göz ardı edilmemesi. Altınşehir Mahalle Muhtarı Melahat Ünlü Şanal’ın yetkililere seslendiği gibi diyelim: ‘Halkın yanında olun!’
Su konulu iki rapor sessizce komisyona havale edildi
Meclis’te Çevre ve Sağlık Komisyonu’ndan gelen iki madde ise hiç konuşulmadan komisyona havale edildi. O maddeler; Bursa Ovası'nın çeşitli yerlerine dağılmış durumda bulunan sanayi tesislerinin kaçak yer altı suyu kullanımı ve kirli su deşarjı yapan işletmelerin belirlenmesi, caydırıcı cezalar kesilmesi, periyodik denetim ve izlemeler yapılması ve Tekstil Boyahane OSB dışında bulunan tüm tekstil boyahanelerinin OSB’ye taşınması ile ilgili raporu ve Uluabat Gölünün suyunun çekilmesi, sanayi ve evsel kirlilik yükü altında ekolojik olarak tehlike altında kalması ile ilgili raporunu kapsıyordu.
Bunların neden konuşulmadan komisyona havale edildiği merak konusu oldu. Bakalım komisyondan ne çıkacak? Anlaşılan konu sanayi tesislerinin kullandığı su, suyun korunması, doğanın korunması olunca devreye "komisyon" giriyor!