Türkiye’de ilk çevre düzeni planı Bursa'da 1998 yılında Erdem Saker döneminde yapılmıştı. Bursa, halen daha 1998 yılında yapılan planla yönetilmeye çalışılıyor. 2010 yılında yeni bir plan için hazırlık yapılmış, sonuç alınamamış, 2019’da tekrar çalışmalar başlasa da uygulanmaya bir türlü alınamamıştı.
Bursa’nın ‘Kent Anayasası’nı oluşturacak ‘2050 Vizyonu Çevre Düzeni Planı’ (1/100 binlik Çevre Düzeni Planı) geçen aylarda nihayet hazırlanmaya başlandı ve 7 Ekim'de kamuoyuyla paylaşıldı. Planın hazırlanmasında Bursa Planlama Ajansı kuruldu ve bir Danışma Kurulu oluşturuldu. Akademik oda temsilcileri ve bilim insanlarından oluşan Danışma Kurulu’nun başkanlık görevi CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala’ya verildi. Pala ile Bursa’nın vizyon projesinin kapsamını ve planlama ajansının kentin sorunlarına yaklaşımını konuştuk.
Söyleşimiz uzun olduğu için bölüm bölüm aktaracağız. Öncelikle Bursa Planlama Ajansını tanıyalım...
‘YAŞAMAKTAN MUTLULUK DUYULACAK BİR KENT HAYALİ VAR’
Öncelikle Bursa Planlama Ajansı’nın hangi fikirle kuruduğunu anlatır mısınız?
Daha önce İstanbul’da Ekrem İmamoğlu tarafından gündeme getirilen İstanbul Planlama Ajansı’nın bir benzerinin kurulması amacıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey tarafından hem seçim kampanya sırasında söylenmiş hem de seçim bittikten sonra kurulacağı açıklanmış bir yapı. Bu yapı kendi içerisinde başkanı, müdürü ve profesyonelleri, bir de Planlama Ajansının danışma kurulu olarak tasarlandığı, bu Danışma Kurulunda da Akademik Meslek Odalarının Başkanları, 3 üniversitenin temsilcileri, Belediye başkanı tarafından davet edilen bilim insanları... Ben Danışma Kurulunun başkanı olarak Mustafa Bozbey’in ricasıyla görev kabul ettim.
Alanında yetkin 30 akademisyenle sözleşme yapıldı. Daha yeni çalışmaya başladılar. Her 3 ayda bir bilgilerimizi güncelleyip toplumla da paylaşacağız. Ne yapmaya çalıştığımızı şeffaf bir şekilde ortaya koyacağız.
Bursa Planlama Ajansı’nın kurulmasına neden ihtiyaç duyuldu? Ajansın odağında neler olacak?
En önemli ihtiyaç Bursa’yla ilgili bilgilerin yetersizliğidir. Bursa’yı yeterince bilmediğimiz, tanımadığımız bir ortamda siyasi karar vericiler, karar vermeye çalışıyor. Bursa’da 17 tane ilçe ve çok sayıdaki mahalle arasında sosyo-ekonomik farklılıkların nerelerde yoğunlaştığı konusunda bilgimiz çok sınırlı. Yalnızca gözleme dayanıyor. O mahallenin muhtarlarından ya da o bölgede yaşayanlardan aldığımız bilgilere dayanıyor. Yaş ve cinsiyet dağılımı var ama eğitim dağılımı yok, toplumsal cinsiyet eşitliliğiyle ilgili göstergeler yok. Dolayısıyla en önemli nedeni Bursa’nın mevcut durumunu çok sayıdaki değişkene göre saptamak ve hem de zaman içerisindeki değişimini ortaya koymak. Güncellemek. Bursa’nın her alanda bilgiye, veriye dayalı bir durum saptama raporu oluşturmak. Bizim planlama konseptimiz tek başına bir arazi kullanımı anlayışı değil bu kentte yaşayan herkesin kendisini içerisinde hissedebileceği ve kentte yaşamaktan mutluluk duyacağı bir kent hayali peşinde koşmak.
Bursa Planlama Ajansı durumu saptarken ikinci olarak da; nasıl bir kentte yaşamak istediğimizi ortaya koyacak. Bunu ortaya koyarken en başta yurttaşlardan fikir alacak. 17 ilçede yaşayanlara 'Sizin hayalinizdeki bu ilçe nedir?' diye bir soru sormayı planlıyoruz. 2030 yılında bu ilçenin nasıl bir yer olmasını istiyorsunuz? Nasıl bir Bursa’da yaşamak istiyorsunuz? Değişik yaş, cinsiyet, eğitim düzeyleri, sosyo-ekonomik statülerden fikirler alıp oluşturmaya çalışacağız. Bunu yaparken de Bursa Kent Konseyi ile ortak çalışacağız.
Üçüncü olarak; elinizde durum saptama raporu var, nasıl bir Bursa’da yaşamak istediğinize dair hedefiniz var. Sonra buna nasıl gideceğimize ilişkin planları ortaya koyacağız. Bu planlar içerisinde en önemlisi Bursa 2050 vizyonuyla hayata geçirilecek olan 1/100 binlik Bursa Kent Çevre Planlarıdır.
TÜRKİYE'DE EN YÜKSEK NUFÜS ARTIŞ HIZLARINDAN BİRİSİ BURSA
Bursa bu planın yapılmasını 2010’dan itibaren bekliyor. Çevre Düzeni Planı neden gecikti?
Mevcut plan 1998’de Erdem Saker döneminde kabul edilmiş. 2020 yılına kadar Bursa’yı planlayan bir plan. Toplantıda sunum yaparken Erdem Saker, o dönem nasıl bir Bursa hayallerinin olduğunu anlatmıştı. 1998 yılında Bursa’nın 2020 yılı nüfusunun 2,1 milyon olacağını planlayarak hareket etmişler. Şu anda 3,2 milyondan fazla insan kayıtlı olarak var. Ayrıca Suriyeli sığınmacıları da koyacak olursak, 200 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor, ayrıca kayıt dışı yaşayanlar söz konusu olunca rakamın 4 milyona yaklaştığına ilişkin iddialar var. Türkiye’de en yüksek nüfus artış hızlarından birisi olan bir kent. 1998 planının üstüne, üstünden 25 yıldan fazla zaman geçtiği halde, yeni bir plan koyamadı. Bu sorunun muhatabı bu kenti 20 yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mensup Büyükşehir Belediye Başkanlarıdır.
2011 yılında uzun çabalarla uğraşılan plan bir türlü meclise getirilemedi. 2020 yılı hemen öncesi yeni bir plan yaklaşımı oldu. Ondan da bir gelişme olmadı. Gelişme olmaması belki de iyi oldu. Çünkü ranta dayalı, arazi kullanımının sermaye yararına, yeni organize sanayi bölgeleri oluşturmaya, tarım alanlarının ranta açılmasına dayalı planlar daha ağırlıklı olarak karşımıza çıkmaya başladı. Biz şimdi Bursa’da artık 1/100 bin Çevre Düzeni Planıyla kamu yararı gözeten bir planlama yaklaşımıyla sermayeye tarım topraklarını peşkeş çeken, bir takım sermaye kesiminin daha yüksek rant elde etmesine dayanan bir planlamayı reddeden bir anlayışı hayata geçirmeye çalışacağız.
...