1 Mayıs'ın yasaklısı Taksim

Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilip ertesi sabah da gözaltına alınıp tutuklandığı 19 Mart darbesiyle ateşlenen, özünde iktidarın hukuksuz antidemokratik uygulamalarına karşı yapılan protestolarla 1 Mayıs’a uzanıyoruz.

Protesto gösterilerinde hedef 1 Mayıs’ta daha geniş kitlelere ulaşabilmek. Fakat her 1 Mayıs’ta bir Taksim gerçeği var. Yasaklı Taksim. Taksim’in yasaklı oluşunun kabul edilmiş olması. Sendikalar için ısrar yok, itaat var. İktidara yakın görülen ‘sarı sendika’ denilen grup için de değil. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), KESK, TMMOB ve TTB, Kadıköy’de olacaklar. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, açıklamasında, ‘tarihin en kitlesel 1 Mayıs’ını örgütleme hedefi’ olduğunu söylüyor. CHP lideri Özgür Özel sendikaların bu kararına karşılık olarak diyor ki; “Eğer sendikalar 'Taksim' deseydi, biz de 'Taksim' derdik. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, İşçi Bayramı. Bir siyasi partinin işçi sendikalarından rol çalması doğru olmazdı. O nedenle 'Kadıköy' dedik.”

Ama Taksim diyenler de var. Bu ısrarın doğru olup olmadığı yorumunu okurlara bırakarak, ne kadar gerçek olup olmayacağını 1 Mayıs’ta göreceğiz. Israr eden gruplar kimler; DEM Parti Gençlik Meclisi, Halkevleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Lise Komiteleri, PTT-Sen, Kataş-Sen, Öğrenci Kolektifleri, Umut-Sen, Devrimci Hareket, Halkın Kurtuluş Partisi, İşçi-Sen…

Muhtemelen 1 Mayıs sabahı Taksim’in o klasikleşmiş fotoğrafıyla güne başlayacağız. Oraya ulaşacak insandan daha çok sayıda barikat.

Neden 1 Mayıs Taksim’de kutlanmak isteniyor ve neden yasaklı Taksim? 1977’de 34 canın Taksim Meydanı’nda yok oluşuyla ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak tarihe geçmesi mi? Önce işçi sınıfının, sonraki yıllarda ise gençliğin sesini duyurmak, mücadele alanı olarak Taksim’i belirlemesi? Özgürlüğü temsil etmesi mi? Gezi direnişi mi?

Mücadelenin belleği, direnişin simgesidir Taksim. Taksim’de 1 Mayıs kutlamak demek bu ülkedeki sol sosyalist yaklaşımların varlığını kabul etmek demek. Söylemde değil, devletin bütün kurumlarıyla, bütün politikalarıyla, varlığıyla ‘tek adam’ anlayışının hâkim olduğu bir iktidarın yenilgiyi kabul etmesi demek. Bu ‘yenilgi’ birileri için ‘yok oluş’ anlamını taşırken birileri için ‘yeniden doğuş’ demek.

Biliyoruz ki ülke tarihinde görülmemiş bir ses çıkarmanın, mücadelenin olduğu bu günlerde Taksim Meydanı daha değerli. Geniş kitlelere ulaşabilme hedefi kendisini nerede gösterecek 1 Mayıs günü anlayacağız; Kadıköy’de mi Taksim’de mi?