SON DAKİKA
Hava Durumu

Zohran Mamdani zaferinin Türkiye muhalefetine mesajı

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2025 00:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2025 01:00

Zohran Mamdani…

Size bugün, belki de ilk kez duyacağınız, ama birkaç ay içinde ve önümüzdeki yıllarda çokça duyacağınız bir isimden söz edeceğim…

“Bizim derdimiz başımızdan aşkın, nereden çıktı şimdi Zohran Mamdani” demeyin!

Devam edin ve az sabredin; belki içinizdeki karamsarlık ve kasvet duygusuna bir nebze merhem olacak bir umut ışığı bulabilirsiniz.

Biliyorum, ülke yangın yeri, ekonomik kriz buldozer gibi ülkenin üzerinden geçiyor, işsizlik her ay katlanarak artıyor, esnaf kan ağlıyor, sanayide yeni yatırımlar olmadığı gibi, mevcutlar da fabrikalarını söküp Mısır, Polonya, Romanya gibi ülkelere taşıma telaşında…

Hukuk, adalet ayaklar altında; yargı sistemine güven yerlerde sürünüyor.

Bireysel ve toplumsal ruh hali karamsarlığa demir atmış, gelecek umudu için yaprak kımıldamıyor.

Zor zamanlardan geçiyoruz. Hem ülkemiz, hem de dünyanın neredeyse her yeri…

Öyle böyle değil, krizin giderek bir buhrana, derin bir kaosa evrildiği zor zamanlar…

Bir avuç iktidar ve güç sahibinin, demokrasi ve özgürlükleri askıya almaya yeltendiği, bilinen tüm dengelerin bozulduğu, alışıldık hukuk ve siyasi yapıların alt üst olduğu, toplumların büyük bir siyasi belirsizlik girdabına saplandıkları, kitlelerin derin bir arayış içine girdikleri bir buhran haline gelip dayandık.

Biz de ve dünyanın birçok yerinde…

Aşırı sağ hareketler ve giderek otoriterleşip faşizm emaralerinin yeniden hortladığı yıllar…

Buhran, yalnızca kasvet ve yıkıcılığıyla gelmiyor, aynı zamanda henüz güç kazanıp, büyük bir enerji patlamasına dönüşmemiş olan muhalefetiyle, alternatifiyle geliyor.

İktidar ve güç sahiplerinin baskı ve zoru arttıkça, siyasal baskı ve siyasal şiddet arttıkça, alternatif de toplumun içinde kök salmaya, serpilmeye başlıyor; bu hemen görünür, bir toplumsal dalgaya dönüşemese de, sessiz ve derinden, sosyolojik ve psikolojik olarak inşa oluyor.

Bu, dünyanın neresinde olursanız olun, sarsılmaz bir nesnel gerçeklik; üstelik dünya tarihinde binlerce kez sağlaması yapılmış bir gerçeklik.

Ekonomik, sosyal, siyasi öyle olaylar ve süreçler yaşamaya başlarsınız ki üzerinize gelen karabasan sanki sonsuza kadar sürecekmiş hissine kapıldığınız anlar olur. Aslında iktidar ve güç sahipleri de tam olarak bu his üzerine oynayarak, iktidar sürelerini uzatmaya çalışırlar. Zulmün biri biter biri başlar.

Bu zulüm artışı, bir başka boyutuyla özgüvensiz, kaygılı ve en zayıf dönemlerini yaşadıklarının pratik bir itirafından başka bir şey değildir. Toplumsal rıza (halk iradesi) üretemeyeceklerini anlarlar ve halka rağmen gücü ellerinde tutabilecekleri sanrısına kapılırlar. Halkı korkutabilir, duraklatabilir, talepleri erteletebilirler, ama asla sonsuza kadar yok edemezler. Süre uzasa da eninde sonunda kaybetmeye mahkûm olurlar.

Ama zulmün yaşandığı günlerde hep aksi bir hissiyat halk arasında dolaşsa da bu döngünün kırılacağı tarihsel fırsat ve aralık halkın arasında dolaşmaya devam eder. Bazen bir tasarım ve mücadeleyle, bazen de kendiliğinden, hiç ummadığınız anda orta çıkıverir.

Örnek mi istiyorsunuz? ABD’ye dönüp bir bakın. ABD’de müesses nizam Donald Trump’ın şahsında tarihinin zirvesinde, bütün demokratik kurumları yakıp yıkıyor. Trump’ın etrafında toplanan teknoloji otokratları ve ideologları, elde kalan son “kamusal yapıları, serbest seçimleri, özgürlükleri, eşitlik taleplerini” yok etmek için tüm güçleriyle saldırıyor; teknoloji çağına uygun bir hükümranlık ve hükümdarlık hayallerini alenen dile getirmekten, buna ilişkin cüretkar girişimlerde bulunmaktan çekinmiyorlar.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar, karamsarlık ikliminin zirve yaptığı günlerde toplumun kendi varlığını anımsatmasını engelleyemiyorlar ve engelleyemeyecekler.

ZOHRAN MAMDANİ’NİN ZAFER YOLU

Dönelim Zohran Mamdani’ye…

Zohran Mamdani’yi daha 3-5 ay önce kimse tanımazken, bugün dünyanın tanımaya başladığı bir isme dönüştü. Kimliği, geçmişi, kişiliği, dahası politik çizgisi ve duruşuyla yeni döneme ilişkin epey ışık saçıyor ve umut hareleri oluşturuyor.

New York Temsilciler Meclisi Üyesi 33 yaşındaki Zohran Mamdani, 24 Haziran’da ABD’de New York Belediye Başkanlığı için Demokrat Parti ön seçiminde yarıştı. Resmi sonuçlara göre Mamdani, oyların yüzde 56'sını alarak en güçlü rakibi, eski New York Valisi Andrew Cuomo’yu 12 puan farkla geride bıraktı.

Buraya kadar aktardıklarım size sıradan bilgiler olarak gözükebilir, ama perde arkasında epey mühim hadise var!

Zohran’ın annesi Hint asıllı yönetmen Mira Nair, babası Hindistan’dan Uganda’ya göç etmiş Şii bir Müslüman kökeni olan Mahmood Mamdani. Aynı zamanda Marksist bir kimliğe sahip olan Mamdani çifti, 1991’de doğan erkek çocuklarına siyasi mücadelelerine yakışır bir isim koydu: Zohran Kwame Mamdani. Kwame, Gana’nın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra ilk başbakan olan sosyalist Kwame Nkrumah’un ismi.

Mamdani ailesi Uganda diktatörü İdi Amin, Hint kökenli Uganda vatandaşlarını ülkeden tehcir etmesiyle Zohran beş yaşındayken önce Güney Afrika’ya, iki yıl sonra da New York’a taşındı.

İlkokula Güney Afrika’da başlayan, liseyi New York’ta okuyan Zohran Mamdani lisans eğitimini Afrika çalışmaları alanında tamamladı. Zohran Mamdani, üniversiteden sonra hiçbir ciddi işte çalışmadı. Fakat her zaman siyasetin içinde oldu ve üniversite yıllarından itibaren sosyalist örgütlerde ve Filistin hareketi içerisinde yer aldı. New York’ta yerel siyaset yapan sosyalistlerin kampanyalarında çalıştı, kirasını ödeyemediği için evden çıkarılmak istenen kiracılara gönüllü danışmanlık yaptığı STK’lerde yer aldı. Sadece siyaset değil, müzikle de ilgilendi, Hint kültürünü ti’ye aldığı bir rap şarkısı yayınladı, annesinin bir filminde cast danışmanı olarak çalıştı, New York’un kültür-sanat dünyasının içine girdi.

2019'da kendisi gibi Asyalı ve Müslüman göçmenlerin yoğun yaşadığı Astoria bölgesini temsil etmek için etkili bir siyasi kampanya yürüttü ve Demokrat Parti adaylığını kazanarak kent meclisine girmeyi başardı. Oysa daha bir yıl önce ABD vatandaşlığını almıştı.

Zohran Mamdani, kent meclisinde öncülük ettiği yasa tasarıları, konuşmaları ve sosyal medya kampanyalarıyla dikkatleri üzerine çekmeye başladı; özellikle New York’ta güçlü olan sosyalist kesimlerle bağlarını güçlendirdi.

2025 yılının başında Trump’ın görevi devralır almaz kamusal kurumları ve sosyal destekleri yok etmeye başladığı ve güçlü bir karşı rüzgarın esmeye başladığı anda New York Belediye Başkanlığı için adaylığını oldukça “sol bir kampanya” ile ilan etti.

Mamdani’nin temel vaatleri arasında, “ücretsiz kreş, ev kiralarına zam yasağı getirilmesi, kamu konutlarının artması, asgari ücretin saatlik 30 dolara çıkartılması, zenginlerden daha çok vergi alınması, metro ücretlerine zam yapılmaması, otobüslerin bedava olması, New York’un LGBT bireylere yönelik korunaklı bir kent olması, artan gıda fiyatları karşısında belediyenin ‘kent marketler’ açması” gibi iddialı başlıklar yer aldı.

Mamdani yalnızca ekonomik, sosyal vaatleriyle değil, siyasi duruşuyla da önemli bir siyasi figüre dönüşmeye başladı. Mamdani üniversite yıllarından beri sıkı bir Filistin destekçisi. İsrail ürünlerinin boykot edilmesini savunan BDS hareketini destekliyor, soykırım ifadesini kullanıyor. Ünlü oyuncu Cynthia Nixon ile birlikte Biden’a tepki göstermek adına açlık grevine girmiş bir isim.

New York, İsrail karşıtı solcu Yahudilerin de güçlü olduğu bir kent. Naomi Klein gibi İsrail karşıtı Yahudiler hararetli biçimde bir şekilde Mamdani’yi destekliyor, “antisemitizm” suçlamalarına karşı Mamdani’yi savunmaktan çekinmiyor. Hatta zaman zaman ölüm tehditleri ve İslamofobik nefret mesajları almasına karşın geri adım atmak veya yanıtsız bırakmak yerine özellikle solcu Yahudilerin desteği ile güçlü ve kararlı bir siyasi duruş sergiliyor.

Mamdani, nihayetinde 24 Haziran’da eski New York Valisi Andrew Cuomo, New York’un mevcut belediye başkanı Eric Adams ve New York Şehir Denetçisi Brad Lander gibi öne çıkan isimlerin de yer aldığı 11 aday adayıyla yarıştı. Cuomo özellikle eski başkan Bill Clinton’dan destek, Micheal Bloomberg gibi zengin iş insanlarından yoğun bağış aldı ve Trump destekçilerinin bile desteğini aldı. Oysa yeni bir isim olan Mamdani, 5-6 ayda tüm dikkatleri üzerine toplamayı başardı.

Mamdani anketlerde yükselince Bernie Sanders, Alexandria Ocasio Cortez ve ABD’nin en büyük sendikalarından UAW’nın resmi desteğini aldı, bu isimlerle birlikte miting yaptı.

Zohran Mamdani, Alexandria Ocasio Cortez ile düzenlediği büyük mitinginde kendisine “kazandın bile” diyenlere yanıt olarak, “Ben artık ahlaki zafer istemiyorum. Solcuların her seçim yenilgisinin ardından kitap yazmasından sıkıldım. Kazanmak, zafer yazmak istiyorum” diyerek hem destekçilerini coşturdu hem de kararlı bir siyasi lider profili çizdi.

Zohran Mamdani aynı zamanda özgün kişiliği ile de ezber bozuyor. Hinge adındaki bir flört uygulamasında tanışan ve bu yıl evlenen, aynı zamanda Suriyeli bir karikatürist ve çizer olan eşi Rama Duwaji ile evliliği ve birlikteliklerini gösteren samimi, halkın içinde yer aldıkları fotoğrafları da destekçilerini artırdı.

MÜSSES NİZAMIN SİNİRLERİ GERİLDİ, TANSİYONU ARTTI

Sosyalist Demokrat Zohran Mamdani’nin bu önlenemez yükselişi ve önseçimi zaferle tamamlaması ABD müesses nizamının da sinirlerini epey germiş ve tansiyonunu yükseltmiş vaziyette.

Donald Trump’ın yakın dostu ve danışmanı Laura Loomer, “New York’ta bir 11 Eylül daha olacak ve bunun suçlusu Mamdani olacak” deme cüretini gösterdi. Yine Trump’ın önde gelen destekçilerinden biri olan Charlie Kirk, “24 yıl önce bir grup Müslüman 11 Eylül’de 2.753 kişiyi öldürdü. Şimdi Müslüman bir sosyalist New York’u yönetmeye hazırlanıyor” diye yazmaktan çekinmedi. Cumhuriyetçi yorumcu Angie Wong ise CNN ekranında Mamdani için, “New Yorklular Müslüman bir belediye başkanıyla yaşamak zorunda kalmaktan korkuyor” diye konuştu.

Bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri daha da ileri gitti. Temsilciler Meclisi üyesi Elise Stefanik, Mamdani’yi “cihatçı” ilan etti. Marjorie Taylor Greene, yapay zeka ile oluşturulmuş ve Özgürlük Heykeli’ni burka veya çarşaf giymiş gibi gösteren bir görsel paylaştı.

Andy Ogles ise işi daha da ileri götürerek Mamdani’ye “küçük Muhammed” dedi ve vatandaşlıktan çıkarılarak “sınır dışı” edilmesi çağrısında bulundu.

Resmi sonuçlar açıklanınca tartışmalara ABD Başkanı Donald Trump da dahil oldu. Geçen hafta Mamdani'yi "komünist" olarak nitelendiren Trump, "New York'un belediye başkanı kim olursa olsun, kendine hakim olmalı, yoksa federal hükümet onlara mali açıdan çok sert davranacak" diyerek tehdit etmekten çekinmedi ve Mamdani’ye halka vaat ettiği projeleri hayata geçirmeye kalkarsa neyle yüzleşeceğini bugünden gösterdi.

Trump son yaptığı açıklamalarda ABD Merkez Bankası Başkanı Powell'a "Bir moronumuz var" dedikten birkaç saat sonra Zohran Mamdani'yi hedefleyerek, "ABD Başkanı olarak bu komünist delinin New York'u mahvetmesine izin vermeyeceğim. İçiniz rahat olsun, tüm kontrol ve kartlar bende. New York şehrini kurtaracağım ve tıpkı iyi, eski ABD'de yaptığım gibi onu tekrar çekici ve harika yapacağım" diyerek üstü örtülü mesajlarını daha net ve açık tehdite dönüştürdü.

Paki Mamdani kiminle yarışacak? Cumhuriyetçi Parti, belediye başkanlığı için tek aday çıkardığından ön seçimlere gitmedi. Önceki seçimde de Cumhuriyetçi Parti'den aday olan, sokak güvenliği için "Koruyucu Melekler" adlı organizasyonun kurucusu ve radyo sunucusu Curtis Sliwa, 4 Kasım'da Cumhuriyetçi aday olarak New York Belediye Başkanlığı için Zohran Mamdani ile yarışacak.

DERİN BİR SİYASİ ÇATIŞMANIN AYAK SESLERİ

33 yaşındaki Zohran Mamdani, seçimi kazanması halinde New York'un ilk Müslüman ve Güney Asya kökenli belediye başkanı olacak. Belki de önseçim sonrası Cumhuriyetçilere yakın yayın organı Axios’un aktardığı gibi, “bu bir deprem zaferi” olacak.

Nereden bakarsanız bakın bir gerçeklik tarih sahnesine çıkıyor. The Nation'ın önseçimden hemen sonra yazdığı gibi:

“New York Amerika değil, ama kelimenin tam anlamıyla Amerika'nın her parçasına sahip. Zohran Mamdani'nin Andrew Cuomo'ya karşı kazandığı zafer sadece tarihi bir üzüntü değil, aynı zamanda tarihi bir hezimettir. Bir Demokrat hanedanlığı paramparça oldu. Bill Clinton ve Jim Clyburn Cuomo'yu kurtaramadı. Michael Bloomberg'in milyonları Cuomo'yu kurtaramadı. Haftalar boyunca televizyon ve radyolarda bitmek bilmeyen öfkeli reklam yağmuru Cuomo'yu kurtaramadı. New York Times'ın yayın kurulu Cuomo'yu kurtaramadı. Dün gece bir şehir öldü ve bir diğeri doğdu.”

Hasılı, kentte Filistin aktivisti sosyalist bir göçmenin belediye başkanlığına bu denli yaklaşması, kurulu düzenin hakim temsilcilerinin Mamdani’ye yönelik sert sözleri, ABD’de bir şeylerin değiştiğinin en büyük kanıtı. Mamdani’nin çığ gibi büyüyen destekçileri sosyal devletten yana bir politik temsilcinin yanında olmaktan çekinmiyor ve ABD’de önümüzdeki dönem siyasi merkezin hızla değişmeye başlayacağının işaretini veriyor.

2026’da yapılacak ara seçimler ve sonrasındaki 2028 başkanlık seçimleri sürecinde köprülerin altından çok sular akacak. Mamdani’nin açık ve net bir söylem ve duruşla, kaygısız ve korkusuzca sosyal devletten yana siyasi duruş sergilemesi, Trump’ın bugünlerde başlattığı yeni yasal düzenlemelerle sosyal yardımları iptal eden, zenginlerin vergi oranlarını düşüren, Mamdani’nin kimliğinde yoksullara ve mağdurlara meydan okuyan zihniyeti arasında derin bir siyasi çatışmanın yaklaşacağını gösteriyor.

TÜRKİYE MUHALEFETİNİN ÇIKARTACAĞI DERSLER

The Nation'da Ross Barkan ise önseçimden iki gün sonra şunu yazdı:

“Ulusal sahnede, tüm bunların ne anlama geldiğine dair çok şey konuşuluyor. İlericiler için ileriye giden yolu mu işaret ediyor? Demokrat Parti sola mı kayıyor? Cumhuriyetçilerin artık Demokratlara saldırmak için yeni bir öcüleri mi olacak, tuhaf bir ismi olan kahverengi bir adam mı? Ben şimdilik bu sorularla pek ilgilenmiyorum. Ancak seçim kazanmak isteyen herkes için (muhafazakâr, merkezci, solcu, her neyse Mamdani'nin sunduğu çok basit dersler var.”

Zohran Mamdani’yi New York gibi bir kentte sosyalist demokrat kimliğiyle geniş kitleler arasında aylar içinde popüler hale getiren, hem siyasi program ve söylemi, hem de bizzat halkın içinde, gönüllüleriyle, samimi biçimde bu programı savunması, eyleme dönüştürmesi belirleyici oldu. Derinleşen kent yoksulluğuna ve yoksullara cesurca yaslanması, “aman şöyle derler, aman böyle derler” kaygısıyla hareket etmeden, sosyal devlet vaatlerini “doğrudan, yalpalamadan” cesurca savunması yolsuzluklara batmış merkezin sağı ve solundaki tüm siyasi yapı ve temsilcilerine karşı korkusuzca yürüyüşü yakın geleceğin siyasi liderlik ve siyaset potansiyeline de işaret ediyor.

2015’den beri dünyanın birçok ülkesinde aşırı sağ hareketlerin popülizm diliyle başlayan hızlı yükselişinin sonuna yaklaşıyor olabiliriz. Zohran Mamdani’nin New York’ta başlattığı bu yürüyüşün artçı dalgalarının tüm dünyaya yayılması için yeni bir siyasi dalganın başlangıç eşiğinde olabiliriz. Mamdani’nin, tüm dünya muhaliflerine gösterdiği gibi, “miş gibi” yapmadan, gerçekten mağdurlara ve yoksullara yaslanarak kitlelerin desteği alınabilir.

Türkiye’de 19 Mart sonrası Özgür Özel liderliğinde CHP yepyeni bir siyasi süreç başlattı. 100 gündür Ekrem İmamoğlu kimliği etrafında oluşan gündem, kısa sürede yeni bir siyasi programa dönüşebilirse, Mamdani sürecinin Türkiye simülasyonuna tanıklık edebiliriz. Bunun için Zohran Mamdani’nin iyi analiz edilmesi gerekiyor; hem siyasi programı, hem organizasyonu, hem de kitlelerle birlikte yürüdüğü eylemlerinin iyi anlaşılması gerekiyor. Kurulu düzenin kavram ve tahayyül dünyasının dışına çıkmadan bu başarılamaz. Mamdani, bunu net biçimde herkese gösterdi. Özgür Özel ve CHP bunu başarabilir mi, bu eşiği aşabilir mi? Bilmiyoruz!

Ama ABD’de ve birçok ülkede yakında yeni bir tartışmamız ve mücadele alanımız daha olacak. Azgınlaşan ve arsızlaşan tekno-otokratların güç ve iktidarlarını kaybetmeye başlayacakları terminal bir döneme girdiklerinde bildiğimiz serbest seçimler ile demokrasiyi artık tedavülden kaldırmaya niyet etmiş olmaları.

Bunu başarıp başaramayacaklarını dünya halklarının mücadelesi ve bu arsızlığa gösterecekleri reaksiyon belirleyecek.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.