Son 3 yılın en kötü oyunu

Kazanmak kadar kaybetmek de var işin içinde...

Ama tüm futbol severler takımının sahada mücadele ettiğini, elinden geleni yaptığını görmek ister, takımı kaybetse de...

Ne yazık ki Bursaspor kaybetme babında taraftarına elinden gelenin en iyisini yaptığını gösteremedi...

Hani kötü değil çok kötü bir Bursaspor izledik...

Maçın hiçbir anında oyuna hükmedemedi.

Saha her iki takım oyuncuları için de futbol oynamak için namüsaitti ama, Alex bile bu zeminde ikili mücadelelerde ayakta kaldı!

Maç 4-0 iken bile Fenerbahçeli oyuncular ikili üçlü pres uygulamaya devam etti.

Bursaspor ne savunma yapmayı becerebildi, ne de hücuma çıkmayı...

Neredeyse doğru dürüst bir gol pozisyonu yaratamadan 90 dakikayı tamamladı.

Esas hüzün verici yön de burası zaten...

Ertuğrul Sağlam'ın yönetimindeki Bursaspor'u hiçbir maçta bu kadar ezik ve etkisiz futbol oynarken görmedim.

Haliyle Bursaspor taraftarı sahada izleyeceği mücadele eden bir takım göremeyince tribünlerde kendi oyununu kurdu!

Taraftar şov başlayınca yayıncı kuruluş dahi teknik olarak süren maçı fiilen bıraktı ve tribünlerdeki gösterileri yayınlamaya başladı.

Neyse ki, Kupa Finali'nden Bursaspor adına akıllarda kalan hoş görüntüler oluştu.

Ertuğrul Sağlam da ağırlıklı olarak maçı bitirip tribünleri izlemeye başlamış olmalı ki, maç kritiğinde tribünlere sarılıverdi.

Tribünlere övgü yağdırdı...

Maçın hakemi Bülent Yıldırım ise, "bu ülkede şu anda Cüneyt Çakır'dan başka uluslararası standartta başka hakem yok" düşüncesini doğrulamak için elinden geleni yaptı ve birçok kararıyla bol bol örnekler sergiledi...

Ama, sahada o kadar kötü bir Bursaspor vardı ki, kimsenin dönüp Bülent Yıldırım ile ilgilenecek hali kalmadı!

Sonuçta, Fenerbahçe'ye aranan acil teselli, zahmetsizce Bursaspor eliyle ikram edildi...

Ama UEFA eliyle yakında gelecek büyük acıyı ise kim teselli eder bilinmez.

Hani diyorum, Ankara'ya kadar gitmişken, onu da sormaya fırsat bulsalardı bari...

Sakın "kime" diye bana sormayın!

Işıkları kapatın, hayal edin!