Kim korkar 'Yeni Medya Düzeni'nden!

Önce Doğuş Grubu'nun organizasyonuyla 5 Ekim tarihinde "Yeni Medya Düzeni 2011" Konferansı "Oyunda Kal" ana teması altında gerçekleştirildi. Ardından da 13 Ekim tarihinde Digital Age tarafından 2007 yılından bu yana düzenlenen Digital Age Konferansı, "Yeni Medya Düzeni: Tam Şeffaflık" başlığı altında gerçekleştirildi.

Her iki konferansa da gerçekten önemli isimler katıldı. Örneğin, "Yeni Medya Düzeni 2011" Konferansı'na Wikileaks'in kurucusu Julian Assange, Wikipedia'nın kurucusu  Jimmy Donal Wales, Alibaba.com'un Başkan Yardımcısı Brian A. Wong, Yazar, Oyun ve Teknoloji Kuramcısı Tom Chatfield, DFJ Global Network'ün Sahibi Tim Drapper, Perfect World Entertainment'ten Alan Chen, ya bizzat ya da telekonferans sistemiyle katılarak önemli konuşmalar yaptılar.

Bu konferansta "Bilginin demokratikleşmesi, e-ticaret, sosyal medyanın ve kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğin gücü, online oyun" konuları etrafında dünyadaki son gelişmeler ve geleceğe ilişkin perspektifler tartışıldı.

Digital Age Konferansı'nda da benzer konular gündeme geldi. Katılımcılar arasında yine önemli projelere imza atmış isimler yer aldı.

Örneğin, Rechard Stacky "Sosyal Medyada Para Harcama!", ABD'de ünlü internet gazetesi www.huffingtonpost.comkurucusu Arianna Huffington"Gönülsüz Şeffaflık Çağı", Ed Flower "Mobil Pazarlamanın Geleceği", Yüce Zerey "Basit İyidir" başlıkları altında önemli sunumlar yaptılar.

Özellikle Arianna Huffington'un konuşması biz gazeteciler için son derece önemliydi.

Bunları niçin yazıyorum?

Bence İstanbul'da çok önemli toplantılar yapılırken; kişilerin, şirketlerin, sivil toplum örgütlerinin, kısacası hemen her kesimin yaşamını etkileyen ve yakın gelecekte de daha büyük ölçüde etkileyecek konular tartışılırken, Türkiye'de yeterli ilgiyi görmedi.

Yeni iletişim çağı, yeni medya düzeni, kişilerin gündelik yaşamını, firmaların iş süreçlerini derinden etkiliyor.

Türkiye'de belli bir kesim bu büyük değişimin ayrımında ve bu iki konferansı da ağırlıklı olarak bu kesimler yakından izledi.

Ancak küresel düzeyde büyük bir dönüşüm yaşanırken kamu ve özel sektör temsilcilerinin bu dönüşümü anlamaya dönük yeterli ilgiyi gösterdiğini ve iştaha sahip olduğunu söyleyemem.

Ne yazık ki ülkemizde birçok kişi ve kurum hala "yeni dünyayı" anlamaya yönelik bir çaba içerisine girmek yerine güçlü bir muhafazakar tavırla "büyük dönüşüm"den kaçmak, sakınmak için ellerinden geleni yapıyorlar!

Ama dünya dönmeye, doğanın kuralları işlemeye devam ediyor.

Türkiye'de medya yeni düzene uyum sağlamak için girişimde bulunmak yerine, geleneksel yapıya sıkı sıkıya sarılıyor.

Kendileri bilir tabii...

Ama büyük dönüşüm maalesef bu kişi ve kurumları bekleme nezaketinde(!) bulunmayacak; arkadan koşup yetişmeye çalışanların da nefesi yetmeyecek...

Yalnızca Arianna Huffington'ın "Yakında Huffingtonpost Türkiye'yi yayına alacağız"sözü bile, önümüzdeki birkaç yılda Türkiye'de ne tür değişimler olacağının işaretini veriyor.

"Ağ ekonomisi"öylesine büyük değişimlere yol açıyor ki, yaratıcı girişimciler ve firmalar yeni dünyanın sunduğu fırsatları inanılmaz bir hızla hayata geçiriyor. Yeni dünyanın kurallarını da bu girişimciler ve ağ ekonomisinin yüz milyonlarla ifade edilen "kullanıcıları" koyuyor.

Esas indirici darbeyi ise "mobil iletişim ve mobil hayat" vuracak. Tüm bunları anlamamakta direnenler içinse bu sürecin sonuçları yıkıcı olacak...

Bu konuları ve süreçleri yorumlamaya devam edeceğiz...

twitter.com/ozcanyazici