SON DAKİKA
Hava Durumu

İlaçta suistimali yapan kim?

Yazının Giriş Tarihi: 17.09.2011 10:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.09.2011 10:02

Devam etmeden önce Çelik'in verdiği rakamlara bakalım:

2002'de 5.2 milyar lira olan ilaç gideri 2010 yılında 15.4, 2011 yılında 16 milyar liraya çıkmış. Yılın bitmesine daha 3,5 ay olduğuna göre bu rakamın 20 milyar TL'yi bulması beklenebilir.

Yani 10 yılda yaklaşık 4 kat ilaç harcamaları artmış.

Peki bu rakamlar niye büyümüş?

Faruk Çelik'e göre fiyat artışlarının yanı sıra "israf ve suiistimaller" ilaca ödenen bu bedelin artmasındaki en büyük nedenler...

İyi de sözü edilen öyle üç beş kuruş fark değil; milyarlarca lira...

Nasıl bir sistem işliyor ki, 10 yılda ilaç harcamaları 4 kat artıyor. Türkiye'de hastalıklarda büyük artışlar oldu da biz mi bilmiyoruz...

Eğer bakanın dertleneceği kadar bir sorun haline gelmişse bu "israf ve suiistimaller" neden yaşanıyor?

İşte işin bam teli burası!..

Türkiye yıllardır sorunlu bir alan olan sağlık sistemini çözme adına dünyada eşi benzeri olmayan bir model ortaya çıkardı.

Özel sağlık kuruluşları eliyle "otelcilik" hizmetlerinin mükemmel işlediği bu sistemde her şey altüst edildi. Yapılan her şey kötü müydü?

Elbette bunu söyleyemem...

Ama kurulan bu yeni sistemde itiraz ettiğim temel bir nokta var:

Ülke sağlık sisteminin ana yapısını "kar" mantığıyla işleyen bir sistem üzerine oturtursanız, sistemin bütün parçaları buna göre işlemeye başlar...

Hastayı müşteri, doktoru işletmeci, hastaneyi de fabrika haline getirirseniz, doğal olarak "piyasanın" kuralları işler; kar maksimizasyonun çarkları döner...

Özel sağlık kuruluşlarında doktorlar her isteyene, her ilacı yazıyormuş!

Yazar tabii ki; neden yazmasın? Sonuçta orası bir "işletme"...

Eğer özel sağlık kuruluşunda "müşteri" konumunda olan hastayı memnun etmezseniz bir daha o sağlık kuruluşuna gider mi?

Faruk Çelik, ilaçtaki israf ve suiistimallerden söz ediyor; ya gereksiz yere çekilen film, tomografi ve yapılan tahlillerin boyutu ne; bilen var mı?

Eskiden devlet sağlığa bütçe ayırmayarak yurttaşlarını kendi kaderine terk etmişti. Şimdi ise bütçeden daha fazla pay ayrılıyor; ama artan bu pay yurttaştan çok özel şahıs ve kuruluşlara transfer ediliyor.

Benim merak ettiğim asıl nokta şu: Son 10 yılda ödediğimiz vergilerden özel sağlık sistemine ne kadar kaynak aktarıldı? Bu rakamlar hastane ve personel harcamasına ayrılsaydı kamu eliyle sağlık sistemi çözülemez miydi?

Ya da şöyle soralım: Kamu sağlık sistemi zaten "kötü yönetim, israf ve suiistimaller" oluyor diye özelleştirme sürecine sokulmadı mı?

Peki ortaya çıkan bu devasa rakamlar, "israf ve suistimallerden" şikayetlenmek ne?

Lütfen suiistimalde hiçbir noktada suçu vatandaşın üzerine atmayınız...

Nasıl bir sistem kuruyorsanız vatandaş da ona uyum sağlıyor...

Hadi bir soru daha soralım: Sağlıkla böylesine özelleştirme süreci yaşanıyor da sağlık hizmetlerinde kalite patlaması mı yaşanıyor!

Allah aşkına içinizde kaç kişi, kaç özel sağlık kuruluşuna zihninde hiçbir soru işareti olmadan gönül rahatlığıyla gidiyor?

İlaçta suiistimalleri önlemek için teftiş yapılacakmış. Hiçbir sonuç alınamaz. Keza kimi firmaların (hastane demek içimden gelmiyor) arsızlaşacak kadar gözü dönmemişse sistem gayet kitabına göre işliyor!..

Kanımca işin en ilginç noktası ise şu:

Bir bakan kendi hükümetlerinin kurduğu bir sistemin çöken yüzünü ifşa ediyor. Bir anlamda kendi hükümetine muhalefet ediyor.

Peki muhalefet partileri ne yapıyor?

Onların iktidar ve politikalarıyla meşgul olabilecek, halka kendi çözüm önerilerini anlatacak zamanları yok; keza parti içlerinde birbirlerini yemekle meşguller!

(Bu yazı Yeni Dönem Gazetesi'nde yayınlanmıştır)

twitter.com/ozcanyazici

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.