SON DAKİKA
Hava Durumu

CHP, ‘Metal Fırtına’ ile yeni aşamaya geçiyor

Yazının Giriş Tarihi: 26.05.2025 00:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.05.2025 12:08

CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı eliyle yapılan 19 Mart sivil darbe girişiminin ardından CHP’nin başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin son durağı Bursa oldu.

Mitinge ilişkin ayrıntıları haberlerde bulabilirsiniz. Ben gözlemlerimi, 25 Mayıs 2025 itibariyle siyasi sürece ilişkin yorum ve öngörülerimi paylaşmak istiyorum. Bir anlamda bir fotoğraf çekmek istiyorum.

CHP lideri Özgür Özel, 19 Mart operasyonunun üzerinden 67 gün geçmesine karşın enerjisini, motivasyonunu ve dirençli duruşunu koruyor. Erdoğan’ın beklentisinin aksine söylemiyle, tavrıyla sarsılmaz biçimde Ekrem İmamoğlu’nun arkasında duruyor; hem CHP’yi hem de etrafında oluşturduğu toplumsal muhalefeti de İmamoğlu ve CHP etrafında mobilize etmeye devam ediyor.

Tayyip Erdoğan, “İmamoğlu kabusuyla” girdiği bu yolun sonunda yeni bir kabusla uyanabilir. Erdoğan’ın “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” tezi, İmamoğlu üzerinden olmasa da, “İstanbul mevzisi”ni koruyan Özgür Özel üzerinden gerçekleşebilir. 19 Mart’tan itibaren, önce Saraçhane’ye göğsünü geren, sonra şehir şehir cesur, gür sesi ve duruşuyla “liderlik” mertebesine terfi eden Özgür Özel, kaderin ağlarını örüyor olabilir. Önüne düşecek cesur bir lideri mehdi bekler gibi bekleyen toplumun Ekrem İmamoğlu’nda bulduğu damarı, Özgür Özel devralmış gibi gözüküyor. Bursa’da seçim otobüsünün üstüne çıkan Özel’in alanda yarattığı dalga buna işaret olsa da, miting alanında önümde duran bir kadının coşkulu heyecanıyla Özel’i Atatürk’le mukayese eden cümleler kurması, Erdoğan’ın “yağmurdan kaçarken, doluya yakalanmasına” neden olabilir.

Özgür Özel bunu istediği için değil, Erdoğan kendi eliyle hayatın doğal akışı içinde bunu tasarladığı için…

Özgür Özel, “meydana çıktı”, ama bu meydan yalnızca kentlerin fiziksel mekanı değil, siyasetin meydanı; Erdoğan hiç arzu etmemiş olsa da kendi eliyle, ilmek ilmek örerek, Ekrem İmamoğlu’nun “siyasi ikizini” yaratıyor… Geniş kitleler de bunu kabul ediyor ve içselleştiriyor… Adım adım, gün be gün…

Bunu Bursa’da bir kez daha teyit etmiş olduk.

Merkezinde Ekrem İmamoğlu’nun olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dalgalar halinde operasyonlar sürerken, iktidar İmamoğlu aleyhine toplumu ikna edecek bir algı oluşturmaktan her dalgadan sonra biraz daha uzaklaşıyor. Gözaltına alınanlar sekreter, şoför düzeyine inince Özel’in konuşmaları da artık ironi düzeyine inmiş vaziyette.

Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın İmamoğlu’nu Özgür Özel ve CHP’den ayırma, unutturma ısrarı ve hamleleri sürecek. İmamoğlu’nun görsellerini meydanlardan, ulaşım araçlarından kaldırtma girişimi de bu niyetin göstergeleri; ama CHP’li vekillerin önce Boğaziçi Köprüsü’ne, Bursa’da da Tophane sırtlarına İmamoğlu pankartlarını asması, anlaşılır bir siyasi yanıttı.

İktidarın CHP’ye yönelik basıncı artsa da, 19 Mart sürecini bir “savaş ilanı” olarak gören Özgür Özel ve CHP’nin meydanlardan çekilmemesi, İmamoğlu fotoğraflarına ilişkin verilen fiili yanıtta da görüldüğü gibi iktidarın yargı üzerinden devreye alacağı adımları sineye çekmeyeceğini ve anında yanıt vereceğini göstermiş oldu. Bundan sonra da benzer yeni sahnelere tanıklık edeceğimiz anlaşılıyor.

Ama bir gerçekliği de görmek gerekiyor. Direnç gücünüz ve motivasyonunuz ne olursa olsun, yakın gelecekte bir erken seçim güçlü bir olasılık olarak gözükmüyorken, zaman CHP aleyhine işliyor. Kabul etmek gerekir ki siyasi muhalefetin gündemini ayakta tutması kolay değil. Bu satranç tahtasında CHP gündemi elinde tutmak ve iktidarı erken seçime zorlamak istiyorsa sürekli hamle üstünlüğünü de elinde tutmalı. Bunu savunma pozisyonuyla yapamaz. Yaratıcı, cesur girişimlerini sürdürmeli.

Özgür Özel, Bursa konuşmasında işçileri güçlü bir dille sendikalaşmaya çağırması ve asgari ücretin artırılması için yeni bir teklifle birlikte kampanya başlatacaklarını söyleyerek, "Temmuz’da ara zammı almak için bir büyük mücadele başlatıyoruz. Asgari ücrete zam yapılmazsa metal fırtınadan büyüğü geliyor, emekçilerin kasırgası geliyor" demesi CHP’nin bu hamle üstünlüğünü sürdürme niyetini gösteriyor.

Bu aynı zamanda, CHP’nin 19 Mart sonrası emekçi kesimlere doğru yeni politik açılımına devam etmesi açısından dikkat çekici. CHP ürkmeden, korkmadan, “aman laf olur” kaygısına düşmeden olması gereken, doğal toplumsal tabanına kucaklarını açıyor.

İktidarın İmamoğlu’nu tutuklayarak ve diplomasını iptal ederek refüze etme ve sandıktan uzaklaştırma hamlesi muhalefet aleyhine bir zaman döngüsü oluştururken, ekonomik krizin zaman çarkı da muhalefet lehine, iktidarın aleyhine işliyor.

Yargı operasyonunun İmamoğlu aleyhine güçlü bir toplumsal algı oluşturamaması, iktidarın umduğu toplumsal rızanın muhalefetin lehine işlemesini teşvik ediyor. Hani bunu Özgür Özel’in AKP’li gençlere seslendiği mitinglerdeki futbol topu örneği üzerinden gidecek olursak, bu CHP’ye tam gollük bir pas. CHP, yalnızca kendi seçmen kitlesini ayakta tutarak süreci ayakta tutamaz, toplumsal muhalefeti de mobilize etmeye ve yakınında tutmaya devam etmeli. Ne kadar haksız ve hukuksuz bir durum olursa olsun, bunu yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun durumu üzerinden gerçekleştirmeye devam edemez.

Önümüz yaz, okullar kapanacak ve görece daha sakin bir döneme girilecek. CHP miting zincirini nasıl sürdürecek bilmiyoruz ama yalnızca İmamoğlu ismi üzerinden toplumsal enerjiyi ayakta tutması her geçen gün zorlaşacak. Bunu değiştirebilecek tek hamle kanımca CHP’nin topluma güven ve umut aşılayacak, aynı zamanda heyecan ve beklenti oluşturacak somut siyasi programı topluma sunması olacak. Hemen tüm alanlarda, sağlıktan, eğitime, adaletten güvenliğe, barınma sorunundan işsizlik sorununa nasıl çözüm getireceğini eğer etkili biçimde halka sunmayı başarabilirse, CHP oyunu rakip kale önünde oynamaya ve bol bol gol atmaya devam edebilir.

Muhalefetle iktidar arasındaki bu sinir harbini etkileyecek önemli bir başlık da, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı “terörsüz Türkiye” gündemi. Erdoğan’ın İmamoğlu gündemi ile Bahçeli’nin gündeminin ne kadar iki ismin uzlaşıyla belirlediği ne kadar birbirlerine rağmen ilerlettikleri bir süreç olduğu belirsizliğini korusa da, her an sürpriz hamlelere sahne olabilir. Bu sürprizin ana öznesinin Bahçeli olma olasılığı epey yüksek. Bahçeli, toplumu ikna edemeyen İmamoğlu operasyonu ve dosyasının kendi başlattığı “terörsüz Türkiye” sürecini enfekte ettiğinin farkında. Bir an önce Meclis’te komisyon kurularak sürecin ilerletilmesini isteyen Bahçeli’nin çağrısına İmamoğlu ve CHP’den ve DEM Parti’den destek gelirken, iktidar cephesinin mesafeli yaklaşması Haziran ayında siyasi ateşin yükselmesine neden olabilir. Toplumu ikna etmeyen bir İmamoğlu dosyasının “terörsüz Türkiye” gündemini ilerletecek bir siyasi atmosfer ve enerji yaratamayacağını anladığı anda Devlet Bahçeli’nin tarihte örneklerini gördüğümüz kimsenin beklemediği ve ummadığı bir anda büyük bir sürpriz yapmasını bekleyebiliriz.

İktidar ile muhalefet arasındaki bu bilek güreşinin bir başka cephesi de uluslararası boyutu. Küresel olarak içinde bulunduğumuz konjonktür otoriter rejimlerin ve liderlerin yükselişine imkan tanıyan bir siyasi atmosfere sahip. Hukuku, adaleti kutsayan, demokrasileri yücelten iktidarlar yerini otoriter rejimlere ve yöneticilere bırakıyor. Erdoğan’ın otoriter eğilimlerini baskılayacak ciddi bir uluslararası reaksiyon oluşması mümkün gibi gözükmüyor. Erdoğan’ın Trump ile “dostluğu”, AB’nin kendi iç sorunlarıyla boğuşması, Erdoğan’ın kontrolsüz güç kullanımına imkan tanıyor. Bu nedenledir ki, iki gün süren Sosyalist Enternasyonel toplantılarında Özgür Özel, daha fazla destek umarak bol bol sitem etti. Ama Özel, daha fazlasını umarken sitemlerine karşılık salondan yükselen alkış desteğiyle yetinmek zorunda kalabilir. Kim bilir belki de hayırlısı budur, Türkiye toplumu kendi kudretine dayanarak, kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda kalacak. Ağır bedeller ödemek zorunda kalsa da…

Evet, Özgür Özel, Bursa’daydı, yarın Türkiye’nin başka kentlerinde olacak. Halk meydanları doldurmaya, değişim umudunu taşımaya devam ediyor. Meşruiyet ve Özel’in deyimiyle “ahlaki üstünlük” muhalefetin lehine işlemeye devam ediyor. Ama bu hikayenin iktidar değişimini tetikleyecek bir enerjiye ve Özgür Özel’in Bursa mitinginde dillendirdiği metal fırtınaya dönüşmesi için güçlü bir siyasi programı topluma sunup sunamayacağı belirleyici olacak. Muhalefetin CHP’nin etrafında bir enerji oluşturması bunun için uygun bir iklim oluşturmuş gibi gözüküyor.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.