SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursaspor 'şike'ye meze yapılmasın!

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2011 22:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2011 22:40

Vereceği karar ne olursa olsun "tarihi" olacak...

Peki neye karar verecek?

Bazı takımları küme mi düşürecek, yoksa 'hayır şike mike yok, yola devam mı' diyecek?

Ya da topu taca mı atacak?

Bana sorarsanız taca atacak...

Neden mi?

Medyaya sızdırılan son haberler ve gelen kokular ona işaret ediyor...

Önceki gün "Futbol Federasyonu mahkeme kararını bekleyecek ve hiçbir takımı küme düşürmeyecek" haberi kulislere ulaştırıldı...

Dün de "Etik Kurulu somut delil bulamadı, mahkeme kararı beklenecek" haberiyle bir önceki haber tahkim edildi ve kamuoyu hazırlığı sürdürüldü...

İşin ilginç tarafı, bu sürece bir şekilde Bursaspor da dahil edildi...

Bunun için de Bursa gazeteleri seçildi...

Nasıl mı?

Anlatalım...

Tam şike soruşturmasının en kritik anlarının yaşandığı ve karar arefesinin öncesinde birden bire öğreniyoruz ki, meğer Futbol Federasyonu, Beşiktaş maçından önce yaşanan saha dışı olaylarla ilgili Bursaspor'un aldığı 8 maçlık cezanın indirilmesiyle ilgili bir çalışma yapıyormuş!

Ne hikmetse bu çalışma tam da şike kararının açıklanmasından hemen önce basına sızdırılıyor!..

Konuyla ilgili "sürpriz" gelişmeyi Olay ve Bursa Hakimiyet gazetelerindeki haberlerde okuduk.

Futbol Disiplin Talimatnamesi değişecek, Bursaspor'un cezası 2 ya da 3 maça inecek, hatta seyircisiz karşılaşma oynanması uygulanmasına son verilecekmiş...

Kafanız karıştı değil mi?

Elbette Bursaspor'a verilen cezanın savunulacak yanı yok da insan biraz tutarlılık arıyor.

Hani Nisan ayında "sporda şiddet olaylarını bitirmek" amacıyla çıkarılan yasa uygulanıyordu. Hani ağır cezalar getiriyordu.

Bu yasayı işaret ederek ceza dağıtıyordunuz şimdi siz kalkın Futbol Talimatnamesi'ne sığının!..

 "Bir önceki Federasyon yönetimi zaten haksız bir ceza vermişti, bu yöndeki çalışmanın şike soruşturmasıyla ilgisi ne?" diye soracaksanız, tez elden itiraz etmeyin...

Devam edelim...

****

Şike soruşturması kapsamında aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte 31 kişi tutuklandı.

Yani mahkeme önüne konulan delilleri inceleyerek suçlamaları ciddi buldu ve aralarında kulüp yöneticisi, futbolcu, menajer gibi çeşitli çevrelerden kişileri şike ve teşvik primi gibi iddialarla tutukladı.

Eğer bir mahkeme 31 ayrı kişiyi tutukluyorsa, herhalde bunları "soyut deliller" üzerinden yapmıyor. Hadi tutuklayan mahkeme "yanılıyor ve yanlış yapıyor", ya itiraz edilen üst mahkeme!..

Demek ki çok sayıda yargıçlar topluluğu oturmuş "soyut deliller" üzerinden tutuklamalara gidiyor!

****

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da oluşmasında büyük katkısının olduğu bugünkü Futbol Federasyonu yönetimi birkaç gün içerisinde toplanarak kararlarını açıklayacak.

Mehmet Ali Aydınlar yönetiminin büyük bir baskı ve açmaz içerisinde olduğu açık.

Bir tarafta ortalığa saçılan şike ve teşvik primi iddiaları, bir tarafta iddialara hedef olan Fenerbahçe gibi kulüpler, bir tarafta yeni şike operasyonları, bir tarafta nefesini ensesinde hissettiği UEFA...

Yıllardır dilden dile dolaşan, son dönemlerde yer yer alenileşen ama son operasyonlarla artık ortalığa saçılan "şike ve teşvik primi" iddialarının içerisinden nasıl çıkılacak?

Türkiye sinirleri gerilmiş biçimde Aydınlar yönetiminin vereceği kararı bekliyor.

Kamuoyunun bir bölümünde operasyonun başladığı günlerden itibaren oluşan "Galiba bu kez olacak; şike, teşvik primi gibi futbolun kirli yüzü temizlenecek" yönündeki güçlü beklentiye karşılık, bir başka kesim kurulu sistemin değişmemesi için muazzam bir direniş gösteriyor...

Peki, Aydınlar yönetimi hangisini temsil ediyor?

Bana göre bugünkü Federasyon yönetimi Türkiye futbolunda temizliği sağlayacak "temsil kabiliyetine, kaliteye, kararlılığa, inanca" ve hepsinden önemlisi "iradeye" sahip değil...

Beslendikleri bir sistemin tayin ettiği bir kurulun temizlik operasyonu yapması ve yeni bir sayfa açması da hayalcilik!..

Kaldı ki beslendikleri sistemi neden değiştirsinler?

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş merkezinde dönen ve arka planında futbolun dışında başkaca güç ve çıkar ilişkileriyle örülü bu sistem çoğu Anadolu takımının yönetimleriyle de entegre işliyor.

Bu da sistemin değişmemesi için geniş bir hat oluşmasına yol açıyor. 

Liglerin başlangıç tarihini erteleyerek soğutma süreci başlatan Federasyon, kulislere yaydığı haberlerden de anlaşılacağı üzere muhtemelen "can yakıcı" kararları, "mahkeme kararını bekleme" gibi gerekçelerin arkasına sığınarak alamayacak ya da almayacak...

Neden?

"Etik Kurulu öyle dedi" bahanesine sığınılacak...

Ne dedi?

"Mahkeme kararı beklenecek..."

Peki...

Ya kamu vicdanında yankılanacak etik ne olacak?

Mahkeme kararını bekleyecek!...

***

Şimdi sürecin Bursaspor'la ilgili olan boyutuna dönelim...

Düşünün şimdi, Beşiktaş maçı sonrası üç beş gün içerisinde toplanıp, hiçbir mahkeme kararını bekleme gereği duymadan saha dışında yaşanan, asayiş olayıyla ilgili Bursaspor'a ceza yağdıran Federasyon yönetimi, ayyuka çıkan şike iddialarıyla ilgili haftalardır karar alamıyor ve nihayetinde de vereceği karar işin "özünü" savuşturmaktan ibaret olacak. (Umarım yanılırım, ama yanılmamı gerektirecek hiçbir emare göremiyorum.)

Haliyle böyle bir fotoğraf içerisinde Bursaspor'a verilen ceza sırıtacak...

Bir tarafta şike iddialarının gölgesinde müzelere götürülmüş kupalar, diğer tarafta sokakta cereyan eden asayiş olaylarının saha içine teşmil edilmesiyle verilen cezalar!..

Kimse kusura bakmasın, Bursaspor'a ceza yağdıran zihniyet istikrarlı biçimde sürüyor...

Ceza verirken de Bursaspor kullanıldı, cezasının kaldırılmasında da kullanılıyor...

"İbreti alem olsun" diye ceza yağdırarak Bursaspor'u kullananlar, ibreti alem sırası (üstelik hakikatli biçimde) kendi kapılarına dayanınca  "aleme ibretlik" oldular.

****

Böyle bir tablo karşısında Bursaspor ve Bursaspor taraftarının duruşu ne olmalı?

Öncelikle yaşanan süreç net biçimde görülmeli. Ne yapılmak istendiği iyi anlaşılmalı.

Bursaspor ve taraftarı tereddütsüz biçimde "adaleti" savunmalı. Adaletin olmadığı bir futbol ortamında kalkacak hiçbir resmi cezanın, üstü örtülü işletilecek görünmez cezaları yok etmeyeceği iyi kavranmalı.

Eğer "işlenen günahların üzerini örtmek" için Bursaspor'a verilen cezalar kaldırılacaksa, Bursaspor ve taraftarı buna izin vermemeli...

Bursaspor ve taraftarı salt cezanın kalkmasıyla sevinecek bir topluluk olmamalı. Bursaspor camiası öncelikle ve her şeyden önce temiz ve adaletli işleyen bir ligin yanında olmalı. Bunu sağlayacak süreci desteklemeli.

Gerekirse canı yansa da dönen kirli dolapların içerisinde yer almayı ve bir kez daha bu sürecin mezesi olmayı reddetmeli.

Türkiye futbolunun köşe başlarını tutan ve bu adaletsiz çarkın dönmesini sağlayan düzen dağılmadan oynanacak ligte Bursaspor'un cezasının kalkmasının hiçbir anlamı yok.

Eğer Bursaspor'un, şu ya da bu düzenlemeyle cezasının kaldırılması ya da hafifletilmesi,  şike soruşturmasının doğrudan ya da dolaylı bir parçası haline getirilecekse, Bursaspor ve taraftarı bunu güçlü biçimde reddetmeli.

Bursaspor ve taraftarı, cezasının kaldırılmasını, Bursaspor ve birçok Anadolu takımı için içerisine yedirilmiş, sindirilmiş ve daimilik kazanmış üstü örtülü bir ceza sisteminin işlediği bu futbol sisteminin sürmesine tercih etmemeli.

Bursaspor camiası, "Eğer bana verdiğiniz haksız cezayı şike soruşturmasının üstü örtmek için kullanacaksanız, varsın bu adaletsiz cezanız kalkmasın. Ben gururlu biçimde buna da katlanırım. Ben salt bu cezanın kalkmasını değil, ama her şeyden önce bu adaletsiz sistemin tarumar edilmesini ve hiç kimsenin şüphe duymayacağı yeni bir dönemin başlamasını istiyorum" deme vakarını göstermeli.

Bursaspor kendi hakkını ve geleceğini "özlü" biçimde savunmalı,  aynı zamanda da Anadolu ve Türk futbolunun katledilmesine katkıda bulunmamalı. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.