SON DAKİKA
Hava Durumu

Köy Enstitülü bir çınar: Mehmet Aras

Yazının Giriş Tarihi: 24.04.2012 11:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.04.2012 11:28

Köy Enstitülü bir şair ve yazar olan Mehmet Başaran 'Ömrümce' adlı şiirinde, öğretmen arkadaşları adına, böyle sesleniyor hepimize...

Hafta içerisinde, medyanın her karesinde yer aldı Mehmet Aras.

Bir döneme damgasını vuran, dünya eğitim sistemine örnek olan, bir Köy Enstitüsü mezunuydu O'da...

Cılavuz'da okumuş, kendi köyünde de öğretmenlik yapmıştı.

İHTİYAR DEĞİL, YAŞLI BİLGE...

Ve daha, geçtiğimiz ay Fethiye Kültür Merkezi'nde yan yana A. Şerif İzgören'in yaklaşık bin kişiye verdiği 'Haydi ! Bir Adım da Sen At' konferansını yan yana izlemiştik. 

Finalde, İzgören'e ödül vermek için birlikte sahneye çıktığımızda, İzgören'in konferansına yönelik inanılmaz bir toparlama yapmış, salondakileri şaşırtmıştı :

- Sizin sunumunuzu dinlerken, gençlik yıllarım aklıma geldi. 1967 yılında çocukları toplayıp Bursa'ya gelirken, herkes bana 'yapamazsın, etme, gitme, büyük şehir seni yutar' diyenlere aldırmadım. Çünkü, evlatlarımı daha nitelikli bir eğitim ile tanıştırmak istiyordum. İyi ki, sizin dediğiniz gibi ben de bir adım atıp gelmişim. Bugün hepsi yüksek tahsilini yaptığı gibi, binlerce insana aş ve iş veriyor. Bu ne büyük mutluluk, bu ne büyük adım...

İhtiyar olmak başka. Yaşlı olup, bilgi birikimini bilgece kullanmak başkaydı işte...

SÖYLEŞİYİ YAPAMADIK!

Köy Enstitüsü mezunu olup da, çalışkan olmayan öğretmen olur mu?

Onlar 'yokluk nedir' bilen; üstelik 'yok-tan var eden' bir kuşağın temsilcisiler. Sayıları giderek azalıyor ne yazık ki.

Ve işte tam bu noktada 'biraz daha iyileşsin de öyle söyleşi yaparız' düşüncem saplanıyor beynime... Farklı söyleşilerin başarılı imzası Sibel Bağcı Uzun ile tanıştırıp, son temsilcilerden biri olarak, sağduyu sahibi bir öğretmen ile Mehmet Aras ile söyleşi yapacaktık.

Olmadı!

Kısmet değilmiş, demek ki.

Ve demek ki, yeterince canlı olamasa da, bilebildiğim kadarıyla, bana düşecek-miş bazı notları aktarmak.

Okumanızı, sağlık veririm...

HER KOŞULDA ÖĞRENME ARZUSU

Hiçbir zorluk O'nu dize getiremedi. Hep okudu, araştırdı, paylaştı.

1931 doğumlu Mehmet Aras, yirmi sekiz yıl eğitim dünyasında, binlerce öğrenciye rehber olmuş, gerçek bir kahraman.

Eğitim ateşini yüreğinden hiç eksik etmemiş ve yedi çocuğuna da yüksek tahsil yaptırabilmiş, azim dolu bir eğitim sevdalısı.

Öyle ki, ölümünden önce son saatlerinde dahi, günlük gazetelerdeki bulmacaları, büyük bir özenle çözmeye gayret eden, öğrenmeye-öğretmeye aç, yaşlı, bilge bir delikanlı...

Şaka maka, seksen iki yaşındaydı Mehmet Aras. Daha bir iki yıl öncesinde, çiftlikte yarış atına binecek kadar sağlıklı biri. Ama, gel gör ki, şu çaresi bulunamayan lanet kanser, onu da yıktı.

Uzun yıllar direndiyse de, bu kez başaramadı ve hoş sedalar bırakarak gitti en uzun yolculuğuna...

EN BÜYÜK HAYALİNİ GÖRDÜ

Geride, çok güzel insanlar bıraktığı bir gerçek, tek tek yazmaya gerek yok...

Sözgelimi, bu öğretim yılı başında, adına yaptırılan Öğretmen Mehmet Aras İlköğretim Okulu, önümüzdeki süreçte binlerce öğrenciyi, sonsuza dek yeni dünyalar ile tanıştıracak...

Okulunun açılışını Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile birlikte yapan Mehmet Aras, orada da çocuklara, gençlere, eğitim dünyasına, sanayicilere ve protokole, tarihi bir konuşma yapmıştı.

Tam metni elimde olan konuşmasından, bazı satır başlarını, Köy Enstitülü bir öğretmen nasıl oluyor-muş, hatırlayalım diye aktarmak istiyorum:

21 Ekim 1948 yılında öğretmen olarak Göle ilçesinin Altınbulak Köyü'ne atandım. 1967 yılına kadar Kars-Göle ve Sarıkamış ilçelerinin köylerinde tüm zorluklara rağmen, yılmadan öğretmen olarak görev yaptım.

Yaşlısı-genci ayırmadan, yüzlerce anaya, babaya ve çocuğa, okuma-yazma öğrettim; yavrulara mandolin çalmayı, folklörü, en önemlisi Türkçe konuşmayı öğrettim...

Bu arada, Öğretmen Mehmet Aras'ın çok iyi keman çaldığını ve Bursa Türk Musiki Cemiyeti'nin kurucularından olduğunu da hatırlatmam lazım...

Daha önce, annesi adına Ardahan'da bir okul yaptıran Gökçin Aras'ın, bu kez Bursa'da, babası Mehmet Aras adına, ikinci okulunu yaptırdığını da, belirtmek gerekiyor sanırım.

Ve sanırım, memleketin daha çok Gökçin Aras gibi, eğitime aşık insanlara ihtiyacı var.

Enteresan bir notu daha paylaşayım ki; Gökçin Aras'da, 1980 öncesinde Edebiyat Öğretmeni olarak görev yapmış bir sanayicimiz...

ÖĞRETMEN FAKTÖRÜ

Yine okul açılışına dönecek olursam eğer; otuz yıla yakın hizmet verdiği eğitim dünyasından anladığı düşünceyi 'bu memleketin okumuş, aklıselim sahibi, dürüst insanlara ihtiyaç olduğudur' şeklinde açıklayan Mehmet Aras, bakınız neler diyor :

30 yıla yakın hizmet verdiğim bu kurumda, öğrencilerimi; laik, çağdaş, demokrat aynı zamanda Atatürk ilke ve Devrimlerine bağlı, Cumhuriyete sahip çıkacak bireyler olarak yetiştirmeyi bir düstur edindim...

Atatürk; devrimlerinin gerçekleşmesi için, en çok öğretmenlere güvendiğini defalarca tekrarlamıştır.

Ve diyorum ki; doğacak yarınlarda, çağa ismini yazdıracak hamlelerde sizin imzanız yok mu?

Sizler bu ülkenin mimarı değil misiniz?

Sağlam temeller üzerine inşa edilecek, laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, içerden ve dışarıdan etkili olmaya çalışacak depremlerle yıkılmayacaktır. Özentisi duyulan çağdışı uygulamalar ve yaşamlar sizin bir işaretinizle, yok olacaktır.

Verdiği mesajlar çok net değil mi Mehmet Öğretmenin ? İzinden gidenlere ne mutlu...

CANSUYU; EMEKLİLİK TAZMİNATI...

Yukarıda aktardığım notlardan sonra, bazıları 'öteki' yapmaya alışık olduğu için, hemen yaftalayabilir belki.

Belli bir sınıfa/kulvara itebilir, oturtabilirler insanı.

Hele, bir gün öleceğini bildiği için 'ismimin önüne, hacı eki getirmeyin sakın, ben öğretmenim.

Dini kimliğim, sadece Allah ile benim aramdadır' diyerek, çocuklarına nasihat ettiği ayrıntısını da, söylersem, O'nu tanımayanlar hemen bir kılıf yaratabilir.

Bilmezler ki; hacılık görevini yerine getirmiş, beş vakit namazını kılmakta ve dinini de özelinde yaşamıştır sürekli...

Ve bilmediğiniz bir başka not da otuz altı yıl öncesinden olsun:

- Yetiştirdiği evlatlarına olan güveni öyle tamdır ki; bir atımlık barutu varsa da onu paylaşmaya hazırdır. Nitekim, emeklilik tazminatını cansuyu olarak verdiği, çocuklarının şirketleri, bugün Türk sanayisinin devleri arasındadır.

Nitekim; Üçge Şirketler Grubu Çalışanları, kamuoyu ile paylaştıkları başsağlığı mesajında 'Cansuyunu Verdiğin Çınar, Büyümeye Devam Edecek' derken, bin ailenin iş ve aş sahibi olduğuna dikkat çekerek, dünyanın her noktasında olduklarını hatırlatmıştı...

ATATÜRK AYDINLIĞINDA BİR GELECEK

Ne hoş bir cümle.

Öyle değil mi?

Yazımı; Mehmet Öğretmenin, okul açılış konuşmasının son bölümündeki sözleri ile tamamlamak istiyorum.

Oldukça dikkat çekici. Ne kadar anlamlı ve umut yüklü :

- Türk Milli Eğitiminin çizgisini Atatürk çizmiştir.

Size, Atatürk aydınlığında gelecek diliyor, O'nun ışığında önünüz aydınlansın diyorum...

Yolunuz açık olsun, sevgili öğretmenlerim ve çocuklarım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.