Kalite farkına kupa...

Sağlıklı düşünerek 'neremiz tam' analizini yapmak zorundasınız.

İzlediniz maçı...

İkinci yarının ilk dakikalarındaki gibi başlayabilseydi Bursaspor; ki neden başla(ya)madığını anlayan var mı, merak ediyorum.

Maçın rengi daha değişik olabilirdi, sonucu da...

NE OLDU ?

Hikaye bu zaten. Çözebilenler bir adım önde nitekim.

Maç başladı, golü yedi yeşil beyazlılar. Hem de 'bilinen tehlike, tehlike değildir' sözünü, herkesin bilmesine karşın, elini kolunu sallaya sallaya, göstere göstere Alex (neden bire bir kontrolde tutulmaz ki) 'al da at kardeşim' deyince, daha 70.saniyede geldi gol.

Olsun...

Toparlanır, bu takım değil mi ?

Hayır, öyle olmadı, toparlanamadı !

Orta alan hakimiyetini eline geçiren Fenerbahçe, savunma da yap(a)mayan, hücum da dene(ye)meyen Bursaspor karşısında, öylesine rahattı ki, resital yaptı.

Bursaspor hücumunu yazacak anekdotum bile yok.

Yazık...

BİR AN...

Çoğaltmak gerek-ti bu anları. Saman alevi gibi olmaz...

İkinci yarının hemen başlarında 'Sağlam soyunma odasında taktik değiştirdi' diye düşündüysek de, argüman değişmedi.

Israr ile Alex'i boş bıraktıran zihniyet, komikti gerçekten.

Nerde görülmüş, arka arkaya 3 golün de aynı mantık ve içerik ile aynı oyuncu tarafından hazırlanması.

Sahi; hatırlayın bakalım, gol paslarında da, attığı golde de ve/veya maç boyunca, Alex'i marke etmek isteyen bir anlayış var mıydı ?

Görmedim. Duymadım. Bilmiyorum da...

Fark dörde çıktığında topa sahip olma istatistiğinin yüzde 68/32 Fenerbahçe lehine olduğunu belirtirsem, atkı şovda gözümüze takılan ve sevgili Suat'ın filmi geldi aklıma :

-    Adı aşk bu eziyetin...

Ama ne eziyet.

Şampiyon olmuş, üçüncülük yaşamış, sekizinci bitirip play-off maçlarıyla beşinciliğe yükselmiş; kupada teker yenip rakiplerini finale çıkmış bir takımın, dört fark yemesi, yakıştı mı ?

Hiç sanmam.

Elbette, kazanmak da/kaybetmek de var. Ama, böylesi dangalakça bir sonuca maruz kalmak, insanı yerin dibine sokuyor...

Ve aslında, lig ikincisi ile sekizinci takım arasındaki mücadeleyi izledik hep birlikte.

Var mı ötesi ?

SON SÖZ

Bu eziyete karşın, dirençlerini yitirmeyen taraftar için çok şey yazmak gerek. Eli kalem tutan spor yazarları, umarım bir iki kelam edebilme şerefini gösterebilir.

Bursaspor taraftarı ile gurur duydu/duymalı, Türkiye.

Çok az geriye gidin isterseniz; berabere biten lig şampiyonluğu maçında yaşanan rezaleti hatırlayın.

Bir de dört fark yiyen ekibine her şeye karşın sahip çıkarak hala destekleyen, rakibi tebrik eden, kupa töreninin hayvanca değil, insan gibi yapılmasına izin veren bu taraftar, muhteşem gerçekten.

Anlatmaya, sözcükler kifayet etmez.

-    Helal olsun size, iyi ki varsınız !