Geçti Bor'un pazarı...

-         Geçti Bor'un pazarı; sür eşeğini Niğde'ye!

Zamanı iyi kullanamamak, tembellik, plansız programsız olmak vs.vs. Hepsini bu veciz sözde bulmak mümkün.

Yazımıza konu olma nedeni, elbette Bursaspor...

'Yeşil beyaz aşk' beklentilere yanıt bulamadığında; ya sertleşir eyleme döner; ya da halk türkülerini değiştirir. Hiciv sanatından örnekler  ile taşlama yapar.

İsterseniz bir kulak verelim :

Başta kavak yellerinin estiği günler hani ? / Düşlediğin transferler, ünlüler hani ? / Aradığın golcüler, şanlı törenler hani ? / Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye / Geçti Bor'un pazarı sür eşşeği Niğde'ye...

Kardeşimiz; şampiyon olduktan sonra durum tespitini de çok net yapmış. Bakar mısınız ?

Sende bir cevher varmış onu herkes ne bilsin / Kimler böyle şampiyonun huzurunda eğilsin? / Böyle bir ligde istediğin yerde  değilsin  / Öğrenmişsin bir kez geriden geleceğim diye / Geçti Bor'un pazarı sür eşşeği Niğde'ye...

Arada, kulüp yönetimine amaçlarını soran dizeleri de var. Zamanı iyi kullanamayıp, boşu boşuna geçen transfer dönemleri, hazırlık dönemlerine de parmak basıyor. Ve söz yine taşlamada :

Gönül ne çalgı ister, ne eğlence ne dans / Ne müthiş topçular vardı sağlam referans / Açılmışken önünde yıllar sonra başarı, şans /  Eline gelen fırsatı, bu senede değerlendirsene / Geçti Bor'un pazarı sür eşşeği Niğde'ye...

Kimse kör değil elbet. Kırk yedi yıl sonra gelen şampiyonluktan sonra, bu sezon dahil, kaçırılan sezonlara bir göz atın. Hep 'ah, vah' ardından sıkılmadan 'keşke' ile başlayan sözler ile avunma...

Taşlama bu, bazen ser dalar insana :

Fırsatları iyi kolla, olma sakın dangalak; / Rakipler hep puan kaybediyor, kazan, keyfine bak!  / Zamanında yapılsaydı transfer, şampiyon olacaktık oynayarak / Dokunuyor işete bu hazımsızlık bizim mideye / Geçti Bor'un pazarı sür eşşeği Niğde'ye...

Söz dönüp dolaşıp, İstanbul'a gelir elbet.  Futbolumuz için Anadolu'da adeta bir İstanbul dükalığından söz edilir. Haksız da değiller hani. Daha önceki gün Samet Aybaba 'futbolumuz batmıştır' demedi mi ? Pek çok rakip kulüp, birbirini çiğnercesine futbolun üzerine ahkam kesmeye devam etmiyor mu ?

Rant/kazanç büyük olunca, üsluplar da sert oluyor...

Ve nitekim, İstanbul futbolundaki açmazı, onu büyüterek değil, daha basit görerek söze başlamak da enteresan.  Kent futbolunun açmazını da göz önüne sermek, o kadar yalın bu taşlamanın son satırlarında :

Fırsat uçan bir kuştur, vaktinde yetişmeli / İstanbul köyünün başarısızlığı iyi değerlendirmeli / Puanlar kaçmadan, rakiplere goller dizilmeli / Hava atma devri çoktaaan bitti şampiyonuz diye / Geçti Bor'un pazarı sür eşşeği Niğde'ye...

İşte böyle dostlar; yeni yıla girmeye ramak kala, bir atasözü ve yöresel türkü ilham olmuş yeşil beyaz bir aşka. Ne de güzel uyarı yapmışlar kente...

Yeni yıl mesajı da bizden : 'Sağlık ile örülü, nice başarılı yıllar hepimizle olsun' Çok sık, ne deriz 

Hak eden kazansın !