Daha çok yabancı...

Ekonomik darboğaza girmeyen kulüp kalmasa da, hep bir ağızdan ve hala 'transfer' istiyor tamamı.

Çok milyon dolar verip, çok paralı futbol misyonerlerini getiren de, yarım yamalak toplama yapanlar da, ligin istikrarsız durumunu görünce, ıkınıp 'tühhh yaa' denkleminde, edemediği transferlere yanıyor.

Kimse, gönlünde yatan aslanlardan kurulu bir takım kuramamış.

Ne garip...

Oysa, hepsi eşek yüküyle para alan-savuran; yönetici, idareci, teknik adam.

Üstelik, hepsi uzman.

Eeee o zaman kim yaptı bu takım kadrolarını ?

***

Biraz gerilere giderseniz, 2+1 formülünün tutmayacağı belliydi.

Daha işin başıydı o zamanlar...

Şimdi, daha çok yabancı, daha da vahim durumlar yaratıyor.

Herkes farkında, farkında da; karmakarışık ve de dengesiz giden maçlar arttıkça, yatıp kalkıp 'filanca mevkiye, falanca topçuyu alsaydık liderdik' yakınmaları bitmiyor.

Gizli görüşmeler, devre arası transferler; mali yapısı bozuk kulüplere vız gelip, tırıs gidiyor.

Çünkü, sokak ; başarıya odaklanmış.

Alt yapıları, güçlü bir aidiyet içersinde kendilerini bulmaya yönelik. Cebindeki son kuruşlar bile gerektiğinde kulübün emrinde.

-         Yeter ki filanca takımı da yenelim !

***

Siyasi dengelerde kasıtlı olarak pasif konuma getirilen sokak, inanılmaz derecede, başarıya aç kalkıyorsa her sabah; kulüplerin 'hayır altyapımız ile, üst yapıyı dengeler, yola devam ederiz' minvalinde direnmesi pek olası değil.

O nedenle, flaş isimlerden olmasa da; ucuz yabancı avına çıkılıyor her sezon.

Ne kadar ikinci ve hatta daha alt kategoride topçu(?) varsa, ülkemin çimlerini tepmek üzere, hooop aramıza...

Hoca Nasreddin'in göle maya çalma misali; ya tutarsa !

Oysa; hangi menajer, daha iyi takla atarsa-süslerse, o futbolcunun süper olduğunu düşünebiliyor kulüpler.

Medya marifetiyle izlenip pek çok maç, çıplak gözle de 'tamam' ise futbolcular, 'bu kez en iyisi bizde; bir, bilemedin iki yıl sonra daha büyük paralara satarız' düşleriyle toplanıyor futbolcu müsveddeleri.

Ya tutarsa...

Sonra; pek çok hayal kırıklığı...

***

Ülkemin futbol anlayışında, yıllarca altyapı masalıyla uyutulanlar, bu gidişle çok yakında, yabancı altyapı hikayeleri de dinleyecektir. Emin olun...

Yıllar sonra yeniden en üst lige çıkan Mersin İdman Yurdu'nun, Bursa deplasman maçını yazacakken, konu epey yön değiştirdi, yerim de tükendi.

Ligin diplerinde gezinen Mersin, geçtiğimiz hafta, lig liderine 'dur' deme başarısını gösterdi ya, herkes merak içersinde şimdi.

Maç ne olacak ?

İnanılmaz rakamlar ile oluşturulan Türkiye'nin Avrupa temsilcisi Galatasaray, dün de Demir Çelik Karabük'ten beklenmedik bir fark yedi.

Gel de şaşma.

Alınmaya gerek yok; daha küçük takımların, büyük takımlara karşı, daha istekli oynadığı, bilinen bir gerçek.

Aynen, geçen hafta Galatasaray karşısında, bugün  de Bursa mücadelesindeki Mersin İdman Yurdu  gibi.

Ama, farklı skor; bu kez  Bursaspor'dan yana...

Not :Üç farklı galibiyete tanık olanlar; bir gün öncesinden yazdığım ve maç öncesinde Hürriyet sütunlarında çıkan yazımın, son cümlesine yeniden bakabilir...