Bursa’da hava döndü…
On beş gün önce başlayan Cumhuriyet duyuruları, aylar öncesinden değişen belediyeler, gülümseyen yüzler ‘ya aydınlık, ya karanlık’ uyarısına dikkat kesilen muhteşem Bursalılar…
Hal böyle olunca, Can Yücel’in dizelerinde biraz değişim yaparak, Cem Karaca’nın marşı düştü aklıma:
“Senlik benlik bitip de kuruldu muydu bizlik / Asgari ücret değil, hür ve günlük güneşlik / Bir Türkiye olacak aldığım son gündelik / Halk kalacak geride; gidince bu zalim sen / Hava döndü, halktan halktan esiyor yel…”
**
101’inci yıl, tüm yurtta olduğu gibi, Bursa’da da büyük coşkuyla kutlandı. Bayraklarımız ile cumhuriyet coşkusuna ortak olmanın gururunu yaşadık.
* Atatürk Caddesi mülki ve askeri erkanın resmi geçidi ve yurttaşlarımızın katılımı ile şenlendi…
* F16 uçaklarımızın muhteşem gösterileri…
* Osmangazi Belediyesi’nden Seher Kander imzalı 'Bir Cumhuriyet Hikayesi' ve tek kişilik müzikal…
*Tayyare Kültür Merkezi’nde harika bir sergi: 'Kurtuluşun Bursa Hikayesi'…
* Merinos İstasyonu’nda ise çok benimsediğim bir söz ile ‘Cumhuriyeti Senden Öğrendik’ sergisi…
* Yurttaşların çiçekler ile oluşturduğu Cumhuriyet Bayramı temasını içeren dev panoda Atatürk ve bayrağımız…
* ’Sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ diyen önderimiz için minik bir gönderme; futbolda ve basketbolda Cumhuriyet Kupası…
* Mudanya’da gençlerin Cumhuriyet Kros Koşusu…
* Doğanın içinde ayak izi bırakmadan Orhaneli’deki rafting mücadelesi…
* İznik’te 101 yıl nedeniyle, 101 zeytin fidesi toprakla buluşup, fidelerden oluşturulan bayrak kareografisi…
* Hamitler TOki EML/Teknik Lisesi öğrencilerinden, bugüne özel koreografi…
Ve belki, atladığım başka etkinlikler de vardır.
Af ola…
**
Kentin her noktasında, Cumhuriyet ile ilgili özel afişler…
Türkiye Cumhuriyeti ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk için akılda kalıcı sözler.
Farkında olmadan ne de çok şey öğrenmişiz aslında…
Ve elbette günün finali; geleneksel hale gelen Türkiye’de bir ekol olan Nilüfer FSM Bulvarı’ndaki muhteşem yürüyüş.
Konser dinletisi...
Yediden yetmişe, her yaştan insanımızın buluştuğu, özgürce hareket ettiği, her saniyesine ortak olarak, coşkuyu yaşadığı, tüylerinizi diken diken eden o büyük yürüyüş.
Yine çok büyük katılım.
Abartmadan söylemek gerekirse, 100 binden fazla bir insan seli…
O yüzden yukarıda ‘hava döndü’ demek istedim.
Küçük bir gülümsemeyle başlayan umut ve Cumhuriyet'e olan inanç; hepsi bu…
**
Unutmadan geçemem elbette.
Her etkinliği farklı bir ses getiren, Bursa Bölgesi Devlet Senfoni Orkestrası’nın 29 Ekim Cumhuriyet Konseri, yine dopdolu ve coşkulu geçti.
Orkestra şefimiz bu kez Atıf Taner Çolak’tı; gecede anlamlı sözler ile cumhuriyet coşkusunu izleyenlere yansıttı…
Yaylı Quartet Konçertosu’nda Gülen Ege Serter ve Şeniz Serter kemanda, Pınar Basalak viyolada ve Mutlu Varlık Kocaili’de viyolonselde bize unutulmaz anlar yaşattı:
- Kaotik bir bölümde uyumsuzluk, keskin çıkış ve bitişlerle tanıştık…
Yumuşaklık ile sığınma ve güven içiren, uyumu yakalayan anlara tanıklık…
Karadeniz’in soğuk, hırçın ve o bildik deli dalgalarını hissedip, kemençenin sıcak hızlı ritminde bir başka uyumla canlandık…
Çok keyifliydi…
Muammer Sun’un Kurtuluş filmi müziklerinden seçkiler ile o çetin geçen yılların acısını, direnişini ve coşkusunu dev ekrandaki görseller ile an be an yeniden yaşadık…
Bozkırın Sesi’nde soprano Ceren Aydın’ın bitmek bilmeyen ses gücüne yeniden tanık olmak etkileyiciydi…
Zeynep Göknur Yıldız’ın şefliğinde Nilüfer Çok Sesli Korosu’nu dinledik… Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa hep birlikte söylendi. (her nedense bir iki dize es geçilmişti)
Yeni harflerimizin çok daha hızlı öğrenilebilmesi için, kurucumuzun önerisi ve el yazısıyla Osman Zeki Üngör’e güzel bir görev düşmüştü:
- Harfler Marşı
Yıllar sonra ilke kez dinledim, arama motorlarından hepinize öneriyorum…
Ve elbette ‘hürriyet ve istiklal benim karekterimdir’ diyen bir önderin hedefi belliydi :
- Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri…
Ardına, İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar yakışırdı elbette.
Bayraklarımız ve yükselen seslerimiz ile Atatürk Kongre Kültür Merkezi Merinos’u, büyük bir coşkuyla çınlattık.
Çok Yaşa Cumhuriyet.
Çünkü;
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...