Bursaspor yendi. Ama...

Sinyaller hiç hoş değil.

İstatistikler de garip analizlere gebe.

Ve birazdan, sizlere, hiçbir yerde olmayan bir istatistik ve bakış açısını vereceğim.

***

Çok kısa bir şekilde; geçen hafta Orduspor maçına dönelim mi?

Ordu'nun beraberlik için geldiğini bilmeyen yoktu.

Üstelik, teknik yönetim de 'bunu biliyorduk' dediyse de, çözüm bulamadı.

Hani; bilinen tehlike; tehlike değildi.

Her ayrıntıyı bilmelerine karşın(?) orta alandan başlayan ve savunmada oluşan kilidi, açamadı yeşil beyazlılar.

Demek ki;

Bilmek hiçbir şey, asl-olan yapabilmek-ti.

Tek fayda; tribünlerin geri gelmesi...

***

Ve Manisa deplasmanında, yine taraftar yerini aldı. Alkış ve puan onların...

Üç duran toptan, balık goller ile ilk yarı Bursaspor'un galibiyetiyle sona erdi ya, skordan başka keyif verici bir futbol ne yazık ki yoktu.

İkinci yarı ise, futbol adına heyecanlı anlar yaşandı.

Oluşabilecek gerginlikler zamanında önlendi ve kırmızı kart ile kaleciden yoksun kalınca Manisa, beraberlik düşleyip hücumlarını artırdıysa da, kalesinde bir gol daha gördü.

Futbolun kaderi bu...

Her iki takım için de kırılım maçlarından biri olduğu ve Bursa'nın kazançlı çıktığı ortada.

***

Şimdi; başka açıdan bir analiz...

Ordu maçında topla oynama sürelerinde üstün olan Bursa'nın enteresan ve aslında sonucu da belirleyen istatistiği şu ki; rakip alanda 90 dakika içersinde, 20 dakikanın altında bir hücuma tanık olduk...

Nasıl gol atacaklar ?

Atamadılar nitekim.

Manisa maçı ise, gerçekten mucize :

-   90 dakika boyunca, rakip alanda 15 dakikanın altında bir süreyle topa hakimdi Bursaspor.

'Üç gol attık, ne diyon' söyleminizi duydum, merak etmeyin.

Doğru; her galibiyet, olumsuz istatistikleri bozar.

Ama, ders çıkarmasını bilenler için uyarıcıdır.

Uyarı :

-   İlk 8 takım arasında yer alacaksanız eğer; görmeyi, ama en önemlisi tedbir alıp sahaya aktarmayı bileceksiniz.

Yoksa...