SON DAKİKA
Hava Durumu

Bu topraklardan şampiyon çıkar mı?

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2012 14:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2012 14:26

Rıza Kayaalp bronzda kaldı, üzüldük.

Tekvandoda Servet çıktı, şaşırdık...

Nur Tatar ile avunduk.

Atletizm bin 500 metre kadınlarda Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut ile elbette uçtuk...

Olimpiyat tarihindeki rekor katılım ve aldığımız beş madalyanın özeti, yukarıdaki beş cümlede...

Ancak, hiç kimse oturduğu yerden başarısızlık üzerine ahkam kesmesin. Türkiye, gerçekten de çok önemli bir katılıma imza atmıştır. Sporun ne demek olduğunu bilemeyen zevat, sadece başarı ve şampiyonluk ister.

İyi de, kim geride kalacak o zaman ?

Şampiyonluklar, sadece ve sadece bir tık ötede olsa da, aradaki o saniyelik/anlık farkı kapatabilmek, yıllar yılı bir düzenli bir çalışma istiyor.

TÜRK KADINI

Atletizmdeki muhteşem zaferden sonra , ulusal takımın başında yer alan Bursalı antrenörümüz Muharrem Or'u aradım Londra'dan, onlar da bayram yapıyordu; gözyaşları içinde kucaklaştık...

Takım arkadaşım, kardeşim Erhan Başoğlu ile tek söz edemeden ağladık telefonda...

Kemal Tipioğlu 'şahane bir yazı bekliyoruz' derken de ağlıyorduk...

Gelen yüzlerce mesajı, nasıl yazayım ki ?

Kulaklarımızda Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz sözü :

-          Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Ne büyüksün Atam...

SİSTEMATİK ÇALIŞMA

Ne yazık ki, olmayan spor politikaları nedeniyle, yap-boz tahtasına dönen ulusal eğitim ve sporumuz, sistemli bir çalışmaya da geçemiyor.

Hasret kaldığımız için şampiyonluklara, bir kaç başarı, gönlümüzü almaya yetip artıyor.

Salya sümük ağlayıp televizyon karşısında, bağımsızlık marşını, hazır-ol pozisyonda dinliyoruz milletçe...

Sürekli, tanık olsak da; daha çok, olimpiyatlar ile gündeme geliyor eksiklikler.

Başarı, başarısızlık, yapmadıklarımız, yapacaklarımız; değişim üzerine kurgulanmak istenen gelişimler.

Ve her zaman, iki üç bireysel başarı, yetip artıyor üstünü örtmeye.

Ne zamana kadar ?

Elbette, sonra ki olimpiyata kadar ?

SPOR KÜLTÜRÜ

Kim kaybetti ki, içimizdekiler nasibini alsın...

Skora düşkün, profesyonel futbol yazarları, arta kalan zamanlarında 'rezil olduk' minvalinde yazılarıyla, prim yapmayı denedi olimpiyat süresince.

Derinlik hak getire.

Sporcu ruhundan bi haberler.

Katılım sayımızın çokluğuna bakıp 'niye başarı yok' diye sızlanmaktan başka yapacakları, katkı koyacakları cümleleri de yok...

Farkı, fark-edebilmek, bronz madalyalı güreşçimiz Rıza Kayaalp'in canlı yayındaki röportajında gizli. Ne diyor Kayaalp ?

-          Fiziğimi görenler, sporcu olup olmadığımı sorunca,  dünya şampiyonu olduğumu söylüyorum... Karşımdaki insanlar,  "peki milli takıma girebildin mi ? " diye soruyor...

Spor kültürümüz henüz bu; şaka gibi, ama gerçek...

POPÜLER KÜLTÜR

Sürekli bir adım önde. Trend ne ise o. Rüzgar ne taraftan esiyorsa, dönmek...

Mübareklerin her biri, rüzgar gülü...

Sözgelimi, önceki haftaya kadar hangi skor yazarı, Servet Tazegül, Nur Tatar, Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut adını biliyordu ? 

Sorun, topçuların ayakkabılarını, popçuların don rengini bile bilirler...

Sözgelimi, bunlardan biri, nasıl olduysa olimpiyat oyunlarını izleyip, hayal kırıklığına düşmüş :

Kadın sporcuların, kendine göre düşlediği bedensel kıvrımlarını beğenmemiş; derecelerin yanı sıra, estetik puanlar ile birincilik seçimini öneriyor.

Adamın kendisi şaka...Kendi bedenine bakmadan, sıkılmadan, uzun saçları, sarkan memeleri ve göbeği ile utanmasa,  jüri üyesi olarak puan verip, şampiyon sporcuyu, sms sayısına göre seçecek.

Gel de, sporu anlat bu zevata...

GEL BURSA'YA

Fark yok ki.

Sadece başarıya odaklı bir topluluk burası da. Sonuç lehimize ise, sorun yok, devam.

Daha önceki akşam; Finlandiya kazasından sonra, yarım düzine gol yağdırdı ya Bursaspor, kulaklarıma inanamıyorum.

Amanın, amanın ! Süper oynamışlar.

Alt yapı bile olamayacak, bir mahalle takımına yenilirsen ilk maçta; olacağı budur işte.

Eşeğini kaybeden, bulunca da, tepinerek sevinen, Hoca Nasreddin'e dönersin...

Oynadığın futbolun ölçüsü ne ? Var mı analiz eden ?

Turu geçtik ya, süpür eksikleri halının altına. Yukarıda yazmıştım; iki üç başarılı sonuç, her şeyi örtmeye yetip artıyor.

BU TOPRAKLAR

Bereketli...

Ve her fırsatta, genç nüfusumuz ile övünüyoruz boşu boşuna.

Jamaika, alan ve nüfusu ile sadece Bursa kadar.

Arkalarında motor filan yok ki bu atletlerin, ulus olarak çıkış noktaları spor üzerine, atletizm üzerine kurgulanmış, hepsi bu...

Sen, devlet olarak gerçekten isteyip/istemediğine karar ver. Durup dururken, gökten gelmiyor şampiyonluklar...

Yazsam daha, Brezilya dizisi olacak. Öyleyse;  başlığa çektiğim 'bu topraklardan şampiyon çıkar mı' sorusuna yanıtlar ile sözü bağlamak şart oldu :

-          Bu kafa ile zor ! Devletin spor politikası, bunu ister ve gereği sistematik biçimde hayata geçirilirse; evet, bu topraklardan yüzlerce şampiyon çıkar. Aksi halde, şans ve şanssızlık çizgisinde, daha çook  yıllar debelenir dururuz !

Ve son söz de, sporun ve sporcunun ruhundan çok iyi anlayan, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'an 16 Ocak 1923 yılında  İzmit'deki konuşmasından olsun :

Tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temelde bundan başka, bundan önemli bir rahatsızlik bulamayız. Hastalıkbudur. Öyleyse ilk işimiz bu hastalığı esaslı biçimde iyileştirmektir. Ulusu çalışkan yapmaktır. Başarı ve mutluluk yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.