Bu nasıl gazetecilik?

Yoksa; bilgi birikimi ile az da olsa zorlayıp kendini 'evet, ama...' dedikten sonra, kamuoyu adına soru sormaz mı ya ?

Ya taraftar ?

Niye ses vermez/cılız kalır şampiyon oldukları, adeta mabet kabul ettikleri mekan için ?

Biliyorum; hepimizin canını sıkıyor Atatürk Stadyumu...

Yöntem bu zaten :
- Aşındır, aşındır; yok et !

Oysa, tarihsel dokuyu korumak demek, sadece yapı koruması değildir ki...

Bu gün, koca bir kentin hafızasını/belleğini silmek değil, korumaktır asl-olan.

Anlayabiliyor musunuz ?

HANGİ SON NOKTA ?
Kimi 'tartışmaları bitirdi' yakıştırmasını yapıyor gazete sütünlarına.

Kimi 'Altepe son noktayı koydu' diyor ve hatta TV çekimleri ekleniyor helikopter görüntülerinin üstüne...

İyi de nedir son nokta ?

Kiracı olduğun mülke, sadece birkaç yıl önce '33 bin kişilik olacak' bahanesiyle 10 tirilyon harcatıp büyütmek, bugün yıkmaya çalışmak mı ?

Sahi; siz 'mülk ne demek' biliyor musunuz ?

Hani, unutulan bir söz var :

- Adalet, mülkün temelidir !

İşte o mülk; ülkeyi kapsar, haberiniz ola, sözlük olsun masalarınızda...

BEN YAPTIM OLDU
Sen yaparsan olmaz !

Birlikte yapacağız... Bölgeyi, dünya çapında bir Atatürk Kültür ve Spor Merkezi olarak, yeniden yapılandırabilir, tarihsel dokuyu ve tabiî ki bu kentin hafızasını/belleğini de korumaya alabiliriz pekala...

Parası da/zamanı da tutturulamayan dünyaya örnek stadyum, yapıladursun 'kent meydanı/kent meydanı' diye diye, projeye aykırı biçimde başı yendi meydanın. Şimdi açmaya çaba gösteriyor Osmangazi Belediyesi... (Bknz.Kentsel Dönüşüm Master Planı)

Altıparmak meydan olacaktı; ne oldu ?
Gitti SGK, geldi BTSO.
Kötü örnekler göz önünde...

Gazeteci kardeşlerim sadece açıklama mı dinler bu durumda ? Merak ediyorum.

Sadece 3 yıl önce , canlı yayında "Anıtlar Kurulu'na tescil ettirdik, kimse Atatürk Stadyumu'nu yıkamaz. Bursa'nın iki stadyumu olacak" diyen, ama bu günlerde 'ille de yıkacağız' ile gündem yaratan başkana, 180 derecelik bu dönüşün nedenini sormaz mı ?

Sahi; ayıp mı olur ?

DURMAK YOK
İnşaata devam !

Öyleyse açın bakın sicil lisans belgelerine.

Analizi eksik yapmasın kimse.

Öyle tesis sayısını artırmakla övünmek, yetmiyor...

Kaç kulüp kapandı/kapanacak ?

Lisanslı sporcu sayısı nerede çakıldı, bir santim artmıyor, geriliyor.

Nüfus artışımıza uyumlu büyüyen, sporcu istatistikleri nerede ?

Ülkemizdeki 4 milyon lisanslı sporcunun 2 milyonu aktif, diğerlerinin derin uykuda olduğunu biliyor musunuz ? Bu sayı Almanya'da 24 milyon ve onlar tesislerini artırmaya devam ederken 'bunlar eskidi' diye meydan bahanesiyle yok etmiyor. Verimli kullanabilmeyi öngörüyor.

'Çağdaş muasır medeniyet seviyesi' için hatırlatmak; küfür sayılmaz umarım...