Tiyatro sevgisini toplumda daha etkin konuma taşımak isteyen Minteks Sanat Akademisi; yetişkinlerin yaparak, yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenmelerine olanak tanıyıp, olumlu etkiler bırakmayı hedefleyen yapısıyla, farklı bir kulvarda da destek veren, çağımızın Don Kişot kurumlarından sadece biri...
Minör Majör Eğitim Kurumları sayfasında ilgili bölüm, Mustafa Kemal Atatürk’ün, çağının çok ilerisinde olan sözleriyle başlıyor:
-Tiyatro yalnız hoş vakit geçirme, bir eğlence aracı değildir. Bir ulusun fikri seviyesini, yaşayışın ve zevkini de yansıtan büyük bir sanat dalıdır.
Günümüz Türkiye’sine baktığımızda, bu konuda da fikirlerine hala ulaşamamak, ıstırap verici…
MA AİLE TİYATRO
Ve biz geçtiğimiz akşamlarda Podyum Sanat Mahal'de; Ah Şu Çılgın Turgut Hoca başlığı altında, Özakman’ın eserlerinden bir demet izledik :
-ESTEPA…
Fehim Paşa Konağı, Kanaviçe, Töre, Bir Şehnaz Oyun ve Resimli Osmanlı Tarihi
Yönetmenliğini Mehmet Ali Dönmez’in yaptığı oyunlarda, haftada 2 gün 6 ay boyunca yetişkin amatörlerin performansı, usta sanatçılar kadar başarılıydı :
-Çağla Altıntaş, Ela Aşık, Volkan Dursun, Gizem Elmas, Volkan Gapran, Irmak Gazioğlu, Göçde Karaman, Recep Karataş, İrem Nur Türkoğlu, Kübra Uludoğan.
Keyifli oyun, iki gün boyunca tıka basa tiyatroseveri ağırlarken büyük alkış aldı…
Oyunun genelindeki temel öğeler, her zaman olduğu gibi; sevecenlik, hoşgörü ve yaşama sevinci olarak dikkat çekti.
Nitekim Turgut Özakman, yazarlık hayatının her basamağında; barış, sağduyu, doğru iletişim, dostluk ve sevginin; kötülükleri yeneceği bir sisteme özlem duymuş, bunu da eserlerine yansıtmıştır.
Biz; her bölümde merak ve sevgiyle gülümsedik.
Az bir şey mi?
BÖLÜM KESİTLERİ
Sultan Abdulhamit dönemi, İttihat Terakkiciler ile istibdatçılar arasındaki mücadele… Bu arada FEHİM PAŞA KONAĞI’nın kızı Mihriban ile eski kabadayı Yedi Bela Rasim'in oğlu Yusuf'un aşkı…
Sazlı sözlü, rakslı eğlenceli ve neşeli bir dil…
TÖRE cinayetlerini ele alan oyundan kısacık izler. Keşke tamamı izleme şansımız olaydı…Töreye göre, dadaş evine sığınan kişi, evin sınırları içinde kalmak üzere Tanrı misafiri kabul edilir ve canı güvence altındadır.
İstanbul’da gördüğü eğlenceleri, oyunları anlatan Mustafa yumuşak ve neşeli kişiliğiyle tüm kadınların kalbini kazanır. Torun Zühre, yıllardır yas tutulan evi neşeye boğan Mustafa’ya aşık olur. Nene bu aşkı onaylar…
Eski bir konakta yaşayan erkek düşmanı 3 kız kardeş günlerini konakta KANAVİÇE işleyerek ve kızlarıyla uğraşarak geçiriyor. Birisi kısa süren bir evlilikten sonra kocasını yitirmiş, ikisi hiç evlenmemiş üç yaşlı kız kardeş; kızı ve uşakları ile sıkıcı bir hal. Tutucu, muhafazakar, mutahasıp; hepsi birbirinin aynısı… Ve birinin kızı, bu rutin, bunaltıcı hayattan sıkılmış, ileride teyzeleri ve annesi gibi olmaktan korktuğu için, onlara haber vermeden bir işe girişiyor…
Birinci Dünya Savaşı öncesi müttefik ülkelerin İstanbul'a geldiği günlerde zaptiye amiri Recep Efendi'nin yanında çalışan saf Müştak… Genelevde çalışan, müthiş kantocu, lafını esirgemeyen ve üstüne üstüne gelen ŞEHNAZ'a âşık olursa, elbette tir tir titrer…
Oyununun tamamında Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet, 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 dönemlerinde anayasaların yapılış süreci anlatılır aslında… Biz 26 Mayıs 1960 gecesi RESİMLİ OSMANLI TARİHİ okurken sızan Vakıf’ın, 1876 yılında gözlerini açmasıyla başladık izlemeye…
ÖZ SÖZ…
Doğrudur; Minteks ile bağım var. Çünkü sahibi Özkan İrman, bebeklikten bu zamana, yakın arkadaşım.
Ne de çabuk yitmiş yıllar…
Birlikte tiyatro oynamışlığımız, yetenek yarışmasında mücadele ettiğimiz ve çokça şiir okumuşluğumuz da var.
Her adımında sosyal faydayı es geçmeyen, planlayan ve düşünen bir adam olarak; memlekete Özkan gibi daha çoook insan lazım.
Devam kardeşim…