SON DAKİKA
Hava Durumu

Alt yapı güzellemeleri...

Yazının Giriş Tarihi: 23.06.2022 09:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.06.2022 09:10

Futbol sezonu, dalgalı biçimde bir şeyler karalamaya devam ediyor. Ne gariptir ki; şampiyon olanlar da, hedeflerinin çok uzağında kalanlar da, alt liglere düşen kulüpler de; bir türlü tamamlanamayan eksikliklerinden dem vuruyor.

Başarıya olan açlık; bu topraklarda hiç bitmiyor.

Çünkü; sistemi olmayan spor politikalarıyla cebelleşip duruyor pek çok camia.

Kıyıda köşede kim varsa; futbolun uleması.

Ve yine ne gariptir ki; narsistik kişilik bozukluğu bulaşmış olmalı ki, camianın büyük bölümü, kendinden başkasının fikirlerini hiç beğenmiyor, her şeyi -her kesimi küçük görmeye devam ediyor- lar.

İtalyan psikiyatr Enrico Morselli tanımına uygun vücut dismorfik bozukluğu gibi, kendi topraklarını ve insanını da beğenmiyorlar.

Deve misali; doğru yönümüz ne kadar da az...

***

Aslında bambaşka bir konuya el atacaktım; nereden hızlıca bu mental sorunlara denk geldim, çözemedim...

Simon Kuper’in Futbol Asla Sadece Futbol Değildir kitabı (Footboll Against the Enemy) 1994 yılında yayınlandığı günden bu yana; en klişe bakış açısı olarak, günümüzde yerini daha da güçlendirmiş durumda.

Gelinen noktada, aslında sadece futbol değil, sporun geneli için de kullanılması gereken doğru bir tanımlama. Ancak, elbette futbol her zaman, çok daha belirgin biçimde önde.

Ve çok ilginç gelebilir belki size ama, dünyanın en basit oyunu, en karmaşık biçimde çok farklı platformlarda (yer altı-yer üstü) oynanmaya devam diyor.

Bu devasa endüstri içerisinde yer almak, en tepeye çıkartılan sosyal statüye tutunmak için, her türlü güç dengesi de elbette devrede.

Şaşırmıyoruz...

***

Sporun içerisindeki futbolun, aurası bambaşka boyutlarda. Bunu uzun uzun anlatmaya gerek yok; zaten yaşıyor ve hissediyorsunuz.

Sürekli ‘başarı ve şampiyonluk’ isteyen güçler; ekonomik olarak da çıkmazlara girerken, pek çok yanlışa; bilerek-isteyerek ve bazen bil(e)meden imza atabiliyor... ki Bursa ve hatta ülkemin pek çok kulübü bu durumlara yakından tanık.

Ne zaman, ligin dibini görse kulüpler, hep bir ağızdan ‘alt yapı’ üzerine güzellemeler yapılıyor.

Ama, gerekli özenden uzak, arka bahçe olarak görülen bu altyapılarda; organizasyon içinde görev alan teknik insanlarımızın sadece bir hedefi öne çıkıyor:

-Kazanmak!

En azından benim öngörüm böyle. Haksız da değiller sanki; sonuç odaklı çalışan yönetimlerin, gelecek yıl da ‘devam’ diyebilmesi için şampiyon olma düşleri daha ağır basıyor.

Ancak; çocukları ve gençleri kazanmak, aidiyet duygusu oluşturul(a)madan başarıya yelken açıyor ki, yanlışlar zinciri burada başlıyor.

Etrafınıza bir bakın bakalım; hangi oyuncunuz, kendini kulübüyle özdeşleştirmiş?

Örnekler vermeme gerek yok sanıyorum; cümbür cemaat izliyor ve tanık oluyorsunuz zaten...

***

Genel Yayın Yönetmeni Zafer Opsar ‘çok uzun yazma Okancım’ demeden, yazının asıl konusu olan son bölüme geçmek şart. Ve fakat nasıl olsa maçlardan uzak bir dönem yaşıyorsunuz ve yeni dönem için çalışmalar sürüyor. Yazım uzun olsa da, spora gönül vermiş dostlarımızın ilgisini kesin çekecektir...

Bu son bölümde; alt yapı antrenörlerine, bildikleri ama koşarken unuttukları bazı hatırlatmaları aktaracağım. Belki, minicik bir farkındalık oluşturabiliriz. Buyrunuz efendim:

•    Maçları kazanmak değil, çocukları kazanmak daha önemlidir.
•    Lütfen daha çok okuyun, okutun. Çocuklar ve gençler sizi örnek alır.
•    Onları korkutmayın ve hatta tam tersi; şımartın. Bireysel yeteneklerine sergilemesine izin verin.
•    Antrenman; sadece fiziksel antrenman değildir. Mental destek alın, aldırın.
•    Gelişimlerini; çok yakından ve belgeli olarak kayıt edin. Ölçemediğiniz çalışmaları analiz edemezseniz, takımınızı yönetemezsiniz. 
•    Uygulanabilir kuralları sahiplendirip, öz disiplini oluşturun. Bu aslında özgürlük demektir.
•    Sporcu olmaktan önce, onlara nitelikli bireyler olduğunu her an hissettirin.
•    Tutarlı ve adaletli olmanız, size olan güvenlerini pekiştirir. Sizinle her türlü sorunlarını, şikayetlerini konuşabilirler. İletişim iyidir…
•    Sert yapmak-otorite kurmak hiçbir şey. İyisi mi, futbol ve futbol dışında da farkındalıklarını geliştirin. 
•    Takım kuruluşlarında, kararlarınızı açık-şeffaf şekilde gösterin. Anlatarak paylaşın ki, niye takımda yer alamadıklarını anlayabilsinler.
•    Sevginin yanına saygıyı da ekleyebilirseniz; sevgi ve saygı görürsünüz. Aile ve okuldan sora en çok sizinle birlikteler çünkü.
•    Yarışmacı takımlar yerine, mutlu birey ve takım değil, ortak amacı olan ekip yaratın. Kesin daha başarılı olacaksınız...

***
Elbette eklenecek çok daha özel ayrıntılar var. Ancak, ana temayı oturtabildiğiniz oranda, daha nitelikli ekipler yaratıp, daha keyifli ve sağlıklı hedefleriniz ortaya çıkacak.

Süper Lig mi?

Onlarca sporcunuzu, bu dev arenada görmeniz mümkün.

Yeter ki fiziksel antrenmanların yanına; mental(zihinsel), duygusal ve sezgisel yapının inşa edilmesine olanak yaratın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.