100. Yıl'a yakışır müthiş bir konser

Son sözü en baştan mı söylemeli?

Bilemedim…

Ama biz önceki akşam Bursa Bölge Senfoni Orkestrası’nın müthiş bir konserine daha tanık olduk. Her bağlamda, Cumhuriyet ile özleşip, gözyaşlarımıza hakim olamadık; andık ve gurur duyduk…

Emeği geçen her kişi ve kurumu bir kez daha kutluyorum.

İyi ki varsınız…

NE BÜYÜK ÖNDER…

O’nu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Hangi birini sunayım ki?

Madem konser ile başladık; o zaman biraz sanata yönelik sözlerine bakalım :

         Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.

Cepheden cepheye koşan, hayatı savaşta geçen kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk… Bu zorlu ve çetin sürece sığdırdığı 4 binin üzerinde kitap, bir o kadar yabancı dil yeteneğine eklenen, yorulmak bilmeyen bir azim…

Nasıl oluyor da bu kadar alçak gönüllü bir kahraman olabiliyor insan?

Şu sözlerin derinliğini, sevgi ve saygısına bakar mısınız?

         Hepiniz millet vekili olabilirsiniz, Bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız. Güzel sanatların her dalı için, TBMM’nin göstereceği ilgi ve emek, milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir.

Uzar gider bu cümleler… Hayatın her noktasına dokunan sözleri, bizlere ışık olmaya devam edecek elbette.

O da öyle dememiş miydi ?

         … bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır ! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

SENFONİ ORKESTRASI ve FİLARMONİ DERNEĞİ

Müzik sevgisi ve uyumu ifade etmek, orkestra ve müzik topluluğunu ifade etmek için kullanılıyor ‘filarmoni’ sözcüğü.

Müziğin evrenselliği ve gücünü vurguluyor aynı zamanda. Nitekim; müzik dinletileriyle birlikte, insanlar arasında birleştirici bir güçtür.

Aynen, Bursa Filarmoni Derneği.

İyi ki, bu kente katkı verip, öncü olmaya devam ediyorlar…

Yeri gelmişken, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nını kurucularını da hatırlamak lazım gelir :

1995 yılında dönemin Uludağ Üniversitesi Rektörü prof. Dr. Ayhan Kızıl’ın desteği ile üniversite bünyesinde, Eğitim Fakültesi Müzik Bölümünde görev yapan Azerbaycanlı sanatçı eğitmenler ve Türk öğretim görevlilerinin katılımıyla oluşan bir “yaylı çalgılar oda orkestrası”…

1996 yılında da, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker’in desteğiyle “Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı”nın finanse ettiği “nefesli ve vurma çalgılar topluluğu”…

Ve sonrasında, 1998 yılında, orkestra şefi Devlet Sanatçısı Prof. Hikmet Şimşek’in girişimi ve özverili çalışmaları sonucunda, 23 Eylül 1998 tarihli resmi gazetede yayınlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası” resmen kuruluyor.

BURSA’DA İLK SESLENDİRİLİŞ VE 100. YIL'A ADANAN KONSER

Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile ölümünün 50. yılında, 2023 yılının Aşık Veysel Yılı olmasına karar verilmiş; UNESCO’da Aşık Veysel Yılın ilan edilmesi kapsamında anma programları gerçekleştirmişti.

Ve önceki gece büyük ozanı, cumhuriyetimizin 100.yılına armağan edilen ‘Bir Büyük Dünya-Aşık Veysel’ (Sesi ve Sazı) ile anıldı. Ama ne anma?

Her saniyesi müthişti…

Bestecimiz Erberk Eryılmaz; kısa bir özet aktarırken hepimize, Veysel’in derin ve içten düşüncelerine vurgu yaptı :

         Her ne kadar ‘Bir Küçük Dünyam Var’ dese de Aşık Veysel. Bu müzikte onun aslında büyük dünyasını, vatanseverlik kavramını dolduran çalışkanlığı, fikir açıklığını, eğitime ve bilgiye verdiği değeri, doğa ve insan sevgisini yansıtmaya çalıştım… Eminim ki Aşık Veysel, önümüzdeki yüzyıllarda da Anadolu’dan Dünya’nın en uzak köşesine, hem müzisyenlere, hem de müzikseverlere dokunmaya devam edecektir.

Ve sonra ‘Bir Küçük Dünyam Var’ ile inanılmaz bir konsere başlangıç yaptık. Atatürk hayranı Aşık Veysel Şatıroğlu gibi, her seste, yeniden dirildik, uyandık, kah cephedeydik, kah ilk mecliste… Üstelik, yükselen ivmeli seslendirmeyle birlikte, Veysel’in canlı kayıtlarını perdeden ve kendi sesinden dinlemek tarifsizdi. Orkestraya atılan köprüler müthişti.

Veysel her ne kadar ‘Bir küçük dünyam var’ dese de, konserimiz Bir Büyük Dünya-Aşık Veysel’di ne de olsa…

Bir küçük dünyam var içimde benim / Mihnetim ziynetim bana kâfidir / Görenler dar görür geniştir bana / Sohbetim ülfetim bana kâfidir…

NELER DİNLEMEDİK Kİ… YENİDEN HATIRLAMAK GÜZELDİ :

Bir Küçük Dünyam Var

Kekliğidim Vurdular

Seherde Ağlayan Bülbül

Yüce Dağ Başında Kar Var Buzunan

Bir Ulu Ağaçtan Bir Yaprak Düşse

Uzun İnce Bir Yoldayım

Kırat Semahı

Kul Olayım Kalem Tutan Ellere

Ağlayalım Atatürk’e

Bir Büyük Dünya

Plak kaydı ve görüntülerde her eserin özgün halini dinleyip tamamlarken, orkestranın tümü ve 7 solist de devreyi girdi. Klarnet, cura, zurna, yan flüt ve pek çok kez değiştirilen enstrümanlar, neredeyse orkestra kadar rol üstlenmişti. Ne çok saz değiştirdiler, özgün eserleri orkestraya aktarmak için.

‘Derine; hep derine kazdılar’ her seste, her tınıda…Mırıldandılar, sözleri okudular, nakşettiler bilinçaltımıza…

İSTİKLAL MARŞI VE 10. YIL MARŞI

Finale doğru gelirken, Atatürk’e büyük hayranlık duyan Aşık Veysel, yine kendi özgün sesiyle Ağlayalım Atatürk’e dedi.

Sözleri oldukça uzun bu eserin kısa bir dörtlüğü zaten özünü yansıtıyor :

… Atatürk'ün eserleri / Söylenecek bundan geri / Bütün dünyanın her yeri / Ah çekti vatan ağladı…

İstiklal Marşı ile başlamıştı konser, doğal olarak pek çok kez alkış ile sahneye yeniden yeniden gelen şef Naci Özgüç, büyük bir coşku ile 10.Yıl Marşı’nı bütün salona orkestramız eşliğinde dakikalarca, coşkuyla söyletti.

Bu arada unutmadan belirteyim ki; Prof. Naci Özgüç, orkestramızın genel isteği, BFD desteği ve uğraşları sonucunda, imza atarak, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Şefi oldu…

Sözü bağlarsam eğer; Bursa’da ilk kez seslendirilen bu muhteşem dinletiyi keşke Bursalılar TV kanallarından canlı olarak izleyebilselerdi.

İsimler yazmak istemiyorum elbette; emeği geçen her kişi ve kurumu ayakta alkışlıyor, ilk sözümü yineliyorum :

         İyi ki varsınız!