Değişimin yükselen ayak sesleri

İktidar balona üflemeye son surat devam ediyor. Üfledikçe de balon doğal olarak büyüyor.

İktidar son haftalarda balona öylesine basınç uyguladı ki, artık patlamadan şişmesi mümkün değil.

Siyasetin dili çok ağırlaştı. Giderek daha da ağırlaşacağa benziyor.

Geçmişte toplumu kutuplaştırarak çoğunluk anlayışını kendi çatısı altında toplama alışkanlığı yine depreşti.

Siyasi propaganda yöntem ve teknikleri konusunda ne uzmanım ne de yeterli bir deneyimim var. Bir yurttaş olarak şunu görüyorum, bir taraf ‘var etme’ diğer taraf ‘yok etme’ söyleminde…

Yurttaş her zaman geleceğe bakar.

Ve “Millet İttifakı”nın söylemini satın aldığı görülüyor.

Ve ilk defa toplum kutuplaştırıcı dili dışladığını gözlemliyorum.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa farklı toplumsal, siyasal, etnik ve inanç grupları bir çatı altında toplandılar. Bu Türk demokrasisi için bir dönüm noktası olacaktır. Ben bu başarıyı Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinden kaynaklandığını düşünenlerdenim.

21 yıllık iktidar Cumhuriyetin temel ilkeleri ile açık ya da dolaylı bir mücadeleye girdi ve kaybetti.

Toplum, Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen Cumhuriyet devrimlerini 21 yıllık siyasal İslam iktidarında daha iyi anladı ve sahip çıktı.

Giderler-gitmezler tartışmasını gereksiz buluyorum. Korku ortamı yaratıp insanların duygu ve düşüncelerini baskı altına almaya çalışıyorlar. Demokrasi dışı söylemlerin dozu arttıkça aslında korkanlar korkutmaya çalışıyorlar.

Toplum değişim gereksinimi hissettiğinde bunu önleyecek bir yol ve yöntem yok.

Bunu ne NATO kafalı askerler önleyebildi ne de bugün siyasal İslam soslu iktidar önleyebilecektir.

İktidarın dönüşümüne set çekmek isteyenler her zaman olabilir, olacaktır.

Unutmasınlar arıza çıkaranların siyasal iktidarı kaybetmeleri bir kenara bir daha siyasal olarak gelecekte varlıkları mümkün değildir. Halkımız ne diyorsa o. Halk iradesine karışı arıza çıkaranları toplum asla affetmiyor.

Rahmetli annemin bir sözünü hiç unutmuyorum. Bir soru üzerine, "Oğlum oy insanın namusudur. İnsan namusunu üç beş kuruşa satar mı?” demişti.

İnsanlar verdikleri oyun namusunu savunma sorumluluğunu bugün derinden hissediyor.

Hiçbir toplum namusuna el uzatılmasından hoşnut olmaz.

14 Mayıs'ın bir demokrasi şöleni içerisinde geçmesi dileğiyle...