Aklımda ülkeme dair yaşanan adaletsizlikten ekonomik çöküşe, İran’la İsrail arasındaki ABD destekli savaşın bize olası yansımalarına dek bir yığın düşünceyle yürürken gözüme çarpan bir duvar yazısı beni yürek yakan, ocaklar söndüren bir gerçekle yüz yüze getirdi.
“Madde kullanmayın annenizi üzmeyin.”
Anlamlı bir duvar yazısı…
Her türlü madde kullanımı…
İnsanlığı bir ur gibi saran yakalananı da kolay kolay bırakmayan büyük bela…
Arkadaş baskısı, merak, çevresel etkenler özellikle ve öncelikle gençleri uyuşturucuya yöneltiyor.
İlk doz meraktan…
Alıştıkça doz artıyor…
Doz arttıkça renkler pembeden siyaha davranışlar inkârdan şiddete evriliyor.
Derken önce bireysel yıkım…
Ciddi sağlık sorunları baş gösteriyor.
Zihinsel denge ve duygu sağlığı bozuluyor.
Suça eğilim tetikleniyor.
Sonra toplumsal yıkım…
Aileler dağılıyor.
Çocuklar ihmal ediliyor...
İşgücü kaybı…
Güvensizlik…
Sosyal çözülme…
Huzursuzluk..
Aslında yara büyük ve derin. Kapanması çok zor…
Uluslararası suç örgütleri uyuşturucu trafiğini yönetiyor.
Kimi devletler bilerek bazıları ise bilmeden trafik akışını hızlandırıyorlar.
Devasa bir paranın döndüğü düşünüldüğünde mücadele de çok kolay olmuyor.
Aileden başlayarak sivil toplum örgütleri ve devletler ciddi mücadele içindeler.
Ne ki;
Mesele uluslararası…
Önce kök kurutulacak.
Sonra tuzağa düşenlere yardım eli uzatılacak.
Sahicilik ve samimiyet önemli çözüme erişmek için…
Kurucusu merhum Prof. Dr. Mustafa Kemal Özsoy’un deyimiyle “ağzındaki bir damla su ile yangını söndürme yoluna çıkan karınca” gibi çalışan bir örgüt var.
Kısa adı BAYDER olan Bağımsız Yaşam Derneği…
Şimdilik Ankara, İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Konya’da örgütlenmişler.
Hedefleri tüm Türkiye sathına yayılmak ve uyuşturucu batağında çırpınanlara can simidi olmak, onları kurtarmak…
Geçtiğimiz günlerde Başkan Ahmet Aslan ile Başkan Yardımcısı Maşallah Kocaman’ın davetiyle tanımak ve çalışmaları yerinde görmek için BAYDER Bursa Şubesi’nde bir toplantıya katıldım.
Etkileşim dernek merkezinin kapısında başlıyor.
Aslında dernek merkezi yerine rehabilitasyon ve tedavi merkezi demek daha doğru.
Uyuşturucu girdabından çıkmaya karar vermiş gençler tarafından karşılanıp salona alındığınızda ortamın huzur veren atmosferinden doğal olarak etkileniyorsunuz.
Oldukça konforlu ve amaca dönük tefriş edilmiş.
Amaç ruhsal bir tedavi ise görsellik ve fiziksel koşullar önemli kuşkusuz. Ancak uygulanan doğru yöntemlerle de desteklenmeli.
O zaman çözüm üretir ve sonuç alınır.
BAYDER de ikisini birden harmanlayarak sonuca erişmiş.
Manevi değerler eğitimi, adalet, hoşgörü, merhamet, sorumluluk bilinci, ibadet, ahlak, yaratılış gayesi ve amacı gibi konularda yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler ve verilen eğitimlerle ülke genelinde bine yakın, Bursa özelinde elliye yakın bağımlıyı önce hayata kavuşturmuşlar sonra da toplumla buluşturmuşlar.
Dahası uyuşturucu illetinden kurtulan bazı bağımlılar, dernekte danışmanlık bile yapmaya başlamışlar.
Yazının özü yaptıkları ile ettikleri ile Bağımsız Yaşam Derneği, müthiş bir sosyal sorumluluk başarısı gerçekleştirmiş.
İlk adımı atanların, destek olanların, çorbada tuzu olanların emeğine, yüreğine sağlık…