Polis

Trabzon'da kalp krizi geçirerek kaza yapan kişinin yardımına bölgedeki polis ekipleri koştu. Yaralı sürücünün hastaneye kaldırılması sonrasında aracı, trafiği tehlikeye atmaması adına iki trafik polisi iterek yol kenarına aldı.

Koronavirüs salgınının yayılma hızının önüne geçilmesi amacıyla ilan edilen 48 saatlik sokağa çıkma yasağının ilk gününde Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri vatandaşları yalnız bırakmadı.

İzmir'in Narlıdere ilçesinde, sokağa çıkma kısıtlamaları esnetilen 65 yaş ve üstü vatandaşlara polis ekipleri tarafından maske dağıtılırken, yürümekte zorlanan bazı vatandaşlara ise polis araçlarıyla refakat edildi.

Polis yurttaş ilişkisine dair böyle güzel haberleri okurken içimizi bir huzur kaplıyor.

Ancak dünyada ve ülkemizde içimiz burularak şöyle haberler de duyuyoruz;

Amerikan polisi bir zenciyi döverek öldürdü.

Alman polisi bahnhofda gezinen gençleri döverek etkisiz hale getirdi.

Polis sokakta eylem yapan yurttaşlara biber gazı sıktı.

Polis yurttaşların oylarıyla seçilen milletvekilini tartakladı.

Polis İstiklal Caddesi'nde eylem yapan annelere tazyikli su sıktı.

Ramazan Bayramı'nın ilk günündeTekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde evlerinin bahçesinde oturan vatandaşlar, polis ekipleri tarafından feci şekilde darp edildi.

Polis, police, polizeı... Polis amca...

Bunların içinde en iyi tanım çocukluğumda polis karakolunun önünden geçerken güvenle seslendiğim polis amca olanı.

Polis niye var?

Polis kim?

Polis ne yapar?

Polis bizim kardeşimiz, abimiz, ablamız...

Polis şefkat, huzur, güven demek.

Polislik aslında güzel bir meslek...

Sosyal yaşamın içinde yurttaşla yanyana...

Kendileri için tanımlanan ödev toplumsal nizamı ve asayişi sağlamak.

Yurttaşın can ve mal güvenliğine zarar gelmesini önlemek.

Polis amcalar, abiler, ablalar, kardeşler, evlatlar karakolda asayiş nöbeti tutarken biz evlerimizde rahat rahat uyuyoruz.

Esasen böyle olması gerekirken hangi ara biz bu hale geldik?

Geldiğimiz ara belli.

Ne zamanki siyaset daha doğrusu iktidarı ellerinde bulunduranlar polisin işine karıştı işte o andan itibaren sapmalar başladı.

Siyasal otoriteden, kamusal görevinden ya da ekonomik varlığından güç alan kendini bilmezler uygulama yapan, olumsuz bir durumda kuralları hatırlatan polislere;

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" diye sormasıyla da vidalar yerinden oynadı.

Onlar da yetmedi.

Her siyasal irade kendi polis teşkilatını dizayn etme girişiminde bulundu.

Dolayısıyla teşkilat ister istemez etki altında kaldı.

Öncelikle polisi bu baskıdan arındırmak gerek.

Onun için asıl soru şu;

Devletin polisi mi?

Polis devleti mi?

Bu soruların yanıtlarının gerçeklerle yüzleşerek, akıl ve duygu süzgecinden geçirilerek vicdan çerçevesinde verilmesi gerekir.

Doğru olan devletin yani yurttaşın polisi, can ve mal güvenliğinin koruyucusu olmaktır.

Polis teşkilatı özgür, bağımsız, yansız bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Polis de din, dil, ırk, renk ayrımı yapmaksızın yurttaş için var olduğu bilincini içselleştirmelidir.